Haberler
Altcoin Haberleri
Altcoin Haberleri
Altcoin ile ilgili tüm makale ve haberlere göz atın. Altcoin hakkında en son haberler, analizler ve görüşler.
Ripple, Stablecoin Yarışında: RLUSD İçin 20 Milyon Kullanıcılı Ağ ile Ortak Oldu
Web3 tabanlı ödeme platformu AEON, kripto para sektöründe ses getirecek bir hamleyle Ripple ile stratejik bir ortaklığa imza attı. Bu iş birliği kapsamında Ripple’ın yerel token’ı XRP ile yeni stablecoin’i RLUSD, AEON’un ödeme altyapısına entegre edildi. Böylece kullanıcılar, Telegram Mini App ve Bitget, TokenPocket gibi popüler Web3 cüzdanlar üzerinden günlük alışverişlerini kripto ile kolayca yapabilecek.Ripple, RLUSD için AEON ile ortak olduAEON’un resmi duyurusuna göre, bu entegrasyon ilk aşamada Güneydoğu Asya’da yer alan 20 milyonu aşkın fiziki satıcıyı kapsıyor. UNIQLO, McDonald’s, Pizza Hut ve Starbucks gibi dünya devi markalarda XRP ve RLUSD ile ödeme yapılabilecek. Bu yeni sistem; restoranlar, perakende mağazaları, mobil bakiye yüklemeleri gibi birçok günlük harcamayı kapsayacak şekilde tasarlandı. Şirket, bu modelin ilerleyen dönemde Afrika, Latin Amerika ve diğer gelişmekte olan pazarlara da yayılmasını hedefliyor.Bu gelişme, Ripple’ın sabit fiyatlı kripto varlığı, yani stablecoin’i RLUSD’nin benimsenmesinde de önemli bir adım niteliğinde. RLUSD, Ripple tarafından geliştirilen, yüksek regülasyon uyumu ve likidite ile öne çıkan bir stablecoin. Ripple, bu varlığı sadece kurumsal finansman çözümleri için değil; bireysel kullanıcılar, geliştiriciler ve işletmeler için de güvenli ve ölçeklenebilir bir dijital dolar alternatifi olarak sunuyor.AEON’un açıklamasında “Ripple USD (RLUSD), güven, likidite ve regülasyon odaklı bir yaklaşımla tasarlandı. Ripple’ın küresel ölçekte düzenleyici çerçevede edindiği deneyim, RLUSD’yi kurumsal oyuncular için güçlü bir tercih haline getiriyor," ifadelerine yer verildi.AEON’un Ripple ile gerçekleştirdiği bu hamle, özellikle XRP topluluğu içinde de geniş yankı uyandırdı. Topluluğun önemli figürlerinden WrathofKahneman, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda AEON-Ripple ortaklığını “önemli bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi. Öte yandan, Ripple’ın stablecoin vizyonu geçtiğimiz aylarda bazı eleştirilere de konu olmuştu. BitGo CEO’su Mike Belshe, XRP’nin ilk başta hedeflenen "küresel köprü para birimi" rolünü tam anlamıyla yerine getiremediğini savunarak, RLUSD’nin bu açığı kapatabileceğini öne sürmüştü. Ripple USD, daha önce de Ripple’ın sınır ötesi ödeme ağı Ripple Payments’ta entegre edilmişti. Bunun yanı sıra Kraken borsasında listelenmiş, Alchemy ile yapılan iş birliğiyle Alchemy Pay’in fiat-kripto geçiş altyapısına dahil edilmişti. Bitget gibi önde gelen kripto para borsaları da RLUSD’yi kabul eden platformlar arasında yerini aldı.Haziran 2025 itibarıyla RLUSD’nin piyasa değeri 428,7 milyon dolara ulaşmış durumda ve bu rakamla stablecoin sıralamasında 14. sıraya yerleşti. Karşılaştırmalı olarak, Circle’ın USDC stablecoin’inin piyasa değeri 55 milyar doları aşarken, Shopify gibi büyük e-ticaret platformları dünya genelinde USDC kabulüne başlamış durumda. Bu tablo, stablecoin piyasasında büyük bir rekabetin yaşandığını gösteriyor.

ENA Yorum ve Fiyat Analizi 26 Haziran 2025
Ethena (ENA) Teknik AnalizENA, düşüş trendi içinde hareket etmeye devam ederken, fiyat şu anda son derece kritik bir seviyede işlem görüyor. Şu anda 0,26–0,24$ bandı, fiyatın hem yatay tabanda hem de alıcıların geçmişte de güçlü olduğunu gördüğümüz alan ve son savunma hattı olarak öne çıkıyor. Düşen Trend Eğer bu bölge aşağı yönlü kırılırsa, önümüzdeki süreçte 0,21–0,20$ aralığına kadar geri çekilme görebiliriz. Ancak mevcut seviyelerde oluşan güçlü alım tepkisi, bu destekten yukarı yönlü dönüş ihtimalini artırıyor.Yukarıda ilk hedef bölge 0,28–0,30$ arasıdır. Bu bölgenin üzerinde ise 0,3397$ seviyesi bulunuyor. Bu seviye hem geçmiş direnç hattı hem de düşen trende temas alanı olabileceğinden oldukça kritik. Bu seviyenin aşılması durumunda, 0,4044 ve 0,4401$ bölgeleri sırasıyla gündeme gelebilir. Daha güçlü bir yükseliş için 0,5451$ üzeri kapanışlar gereklidir.Sonuç olarak, ENA şu anda güçlü bir destek alanında tutunmaya çalışıyor. Bu bölgeden gelecek tepki yükselişi tetikleyebilir ancak düşen trendin kırılması önemlidir. Aksi halde düşüş trendi etkisini sürdürmeye devam edebilir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

Ethereum (ETH) Nedir?
Blockchain teknolojisi, temelleri on yıllardır çalışılıyor olsa da, Bitcoin'in 2008'deki lansmanıyla birlikte işlevsel bir ürün olarak hayatımıza girdi. Bu çığır açan yenilik, kriptografi, merkeziyetsizlik, eşler arası ağ iletişimi ve işlem süreçlerini bir araya getirerek dijital dünyada yeni bir çağ başlattı. Ancak, bu devrimin bir sonraki evrimi, Vitalik Buterin tarafından 2013 yılında ortaya atılan bir vizyonla şekillendi: Ethereum. 2015 yılından itibaren kullanılabilir hale gelen Ethereum, sadece bir dijital para birimi olmanın ötesine geçerek, merkeziyetsiz uygulamalar (dApps) ve akıllı sözleşmeler için bir platform sunmayı hedefliyordu. Peki, Ethereum (ETH) tam olarak nedir, nasıl çalışır ve neden bu kadar önemli? İşte Ethereum hakkında bilmeniz gereken her şey…Ethereum Nedir? Nasıl ve Neden Ortaya Çıktı?Ethereum (ETH), temelde merkeziyetsiz bir uygulama platformudur. Bitcoin'in sadece finansal işlemlere odaklanan yapısının aksine, Ethereum, geliştiricilerin üzerinde çeşitli merkeziyetsiz uygulamalar inşa edebileceği, programlanabilir bir blockchain olarak tasarlandı. Bu platformun kalbinde, anlaşma şartlarının doğrudan kod satırlarına yazıldığı ve otomatik olarak yürütüldüğü akıllı sözleşmeler yer alır.Vitalik Buterin, Ethereum'un doğuşunda kilit bir rol oynadı. Rusya doğumlu olup ailesiyle birlikte Kanada'ya taşınan Buterin, genç yaşlardan itibaren matematik ve programlamaya büyük bir ilgi duymuştu. Babasının 2011 yılında kendisini Bitcoin ile tanıştırmasıyla kripto para dünyasına adım atan Buterin, merkeziyetsiz para birimi fikrinden oldukça etkilenmişti. Ancak, Bitcoin topluluğuna dahil oldukça, Bitcoin'in sunduğu esneklik ve uygulama çeşitliliği konusunda sınırlamalar olduğunu fark etti. Peki, Ethereum ne zaman ortaya çıktı? Bitcoin'in karmaşık komut dosyası dili, adaptasyon eksikliği ve ölçeklenebilirlik sorunları Buterin'i yeni bir çözüm arayışına itti.Bu arayışın sonucunda, 2013 yılında Ethereum'un temel vizyonunu ortaya koyan whitepaper'ı yayınladı. Bu whitepaper, sadece para transferi yapmakla kalmayıp, aynı zamanda karmaşık mantığı olan merkeziyetsiz uygulamaların da çalışabileceği bir blockchain ön görüyordu. Buterin, platform için varsayımsal bir ortam olan “eter”e atıfta bulunarak Ethereum adını seçti. Amacı, platformunun uygulamalar için temel ve algılanamaz bir ortam olmasıydı.Ethereum'un geliştirilmesi için gereken finansman, 2014’te gerçekleştirilen online bir kitle fonlaması (ICO) ile sağlandı. Bu etkinlikte katılımcılar, Bitcoin karşılığında Ethereum'un değer token'ı olan ether (ETH) satın aldılar ve bu kampanya büyük bir başarıya ulaştı. Ethereum ICO'su, 2014'te gerçekleşti Nihayetinde, 9 Mayıs 2015'te Olympic adıyla dokuzuncu ve son proof-of-concept açık test ağı geliştiricilerin kullanımına sunuldu. Bu test ağının amacı, geliştiricilerin Ethereum blockchain'i yayınlandığında nasıl görüneceğini keşfetmelerini sağlamaktı. Vitalik Buterin, ağı zorlamak ve protokolün yüksek trafiği nasıl yöneteceğine dair bilgi sağlamak için geliştiricilere toplam 25.000 ETH ödül vadetti. Geliştiricilerden işlem etkinliği, sanal makine kullanımı, madencilik yeteneği ve genel cezalandırma gibi dört kategoride testler yapmaları istendi.Birkaç aylık stres testlerinin ardından, 30 Temmuz 2015'te Ethereum'un resmi halka açık ana ağı (mainnet) olan Frontier başlatıldı. Bu, Ethereum blockchain'inin fiilen hayata geçtiği ve topluluğun büyümeye başladığı tarih oldu. Frontier öncesinde Vinay Gupta ve Stephen Taul, geliştiricileri bu ilk sürümün "en çıplak hali" olduğu konusunda uyardılar ve dikkatli olmaları gerektiğini belirttiler. Frontier, komut satırları üzerinden kullanılan, görsel bir kullanıcı arayüzü (GUI) olmayan bir platformdu ve yetenekleri büyük ölçüde Ethereum hakkında önceden bilgi sahibi olan kişilerle sınırlıydı.Ethereum Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıEthereum, kripto para ekosisteminde devrim yaratan bir platform olarak, kuruluşundan bu yana birçok kritik aşamadan geçti. Bu süreçte gerçekleşen güncellemeler, topluluk kararları ve teknik iyileştirmeler, Ethereum'un bugün geldiği noktayı şekillendirdi. Öne çıkan kritik dönüm noktaları, bir nevi Ethereum tarihçesi şu şekilde:2015 - Ethereum’un resmi lansmanı (Frontier): Yukarıda bahsedildiği gibi, Ethereum blockchain'i 30 Temmuz 2015 tarihinde Frontier sürümüyle resmi olarak başlatıldı. Bu ilk aşama, akıllı sözleşmeleri ve Proof-of-Work (PoW) madenciliğini destekliyordu ve kullanıcılara ağ üzerinde işlem yapma ve uygulama geliştirme imkanı sunuyordu. Başlangıçta blok başına 5 ETH ödül veriliyordu.2016 - DAO saldırısı ve Ethereum-ETC ayrımı: 2016 yılı, Ethereum tarihinde önemli ve planlanmamış bir dönüm noktası oldu. Merkeziyetsiz Otonom Organizasyon (Decentralized Autonomous Organization/DAO) token satışı yoluyla 150 milyon USD değerinde ETH toplamıştı. Ancak, Haziran ayında DAO hacklendi ve 50 milyon USD değerinde ETH çalındı. Bu olay, Ethereum topluluğunu derinden sarstı ve fonların geri alınması ve güvenlik açığının giderilmesi için ağı ikiye ayıran bir olay olan hard fork yapılması kararlaştırıldı. Bu hard fork, topluluk içinde tartışmalara yol açtı ve bazı üyeler orijinal zincir üzerinde işlem yapmaya devam etti. Çalınan fonların geri alınmadığı orijinal zincir Ethereum Classic (ETC) olarak bilinirken, çoğunluk ve çekirdek geliştiriciler, çalınan ETH'nin orijinal sahiplerine iade edildiği forklanmış zincir (Ethereum - ETH) üzerinde çalışmaya devam etti. 2017 - ICO patlaması ve Ethereum’un büyümesi: 2017 ve 2018 yılları arasında, Initial Coin Offering (ICO) patlaması yaşandı ve Ethereum bu süreçte merkezi bir rol oynadı. Ethereum'un akıllı sözleşme işlevselliği, geliştiricilerin kolayca yeni token'lar oluşturmasına ve protokoller başlatmasına olanak tanıyarak, çoğu ICO'nun Ethereum ağı üzerinde gerçekleşmesini sağladı. ERC-20 token standardı bu dönemde yaygınlaştı ve Ethereum'un kripto ekosistemindeki önemini artırdı. Bu artan kullanım, Ethereum'un yerel token'ı olan Ether'in değerinin hızla yükselmesine neden oldu.2020: Ethereum 2.0 ve Proof of Stake geçiş süreci: Ethereum'un geleceğine yönelik önemli bir adım, Ethereum 2.0 (Serenity olarak da biliniyor) yol haritasının duyurulmasıydı. Bu, Ethereum'un konsensüs mekanizmasını Proof-of-Work'ten (PoW) daha ölçeklenebilir, güvenli ve enerji verimli olan Proof of Stake'e (PoS) geçirmeyi amaçlayan bir dizi yükseltmeyi içeriyordu. Bu geçiş kademeli olarak planlandı ve 2020'de Beacon Chain'in lansmanı ile ilk önemli adımı atıldı. Beacon Chain, PoS konsensüsünü tanıttı ancak başlangıçta mevcut PoW zinciriyle paralel çalıştı.2022 - The Merge ile tamamen Proof of Stake’e geçiş: Birçok insanın “Ethereum nasıl çalışır?” sorusuna en son yanıt, The Merge’ün tamamlanmasıyla geldi. Ethereum'un PoS'a tam geçişi, 15 Eylül 2022'de gerçekleştirilen The Merge (Birleşme) adlı tarihi olayla tamamlandı. Bu birleşme, orijinal Ethereum Mainnet'inin (işlem katmanı) Beacon Chain (konsensüs katmanı) ile birleşmesi anlamına geliyordu ve PoW madenciliği tamamen sona erdi. Blockchain ağlarında yeni blokların doğrulanması için, kullanıcıların sahip oldukları kripto para miktarına göre seçildiği enerji verimli bir konsensüs mekanizması olan Proof of Stake’e geçildi. Ethereum Merge, enerji tüketimini yaklaşık %99.95 oranında azalttı ve gelecekteki ölçeklenebilirlik yükseltmeleri için zemin hazırladı. 'Eth2' terimi kullanımdan kaldırıldı ve ağ artık tek bir Ethereum zinciri olarak varlığını sürdürüyor. Kaynak: Ethereum.org Tüm bu gelişmelerle birlikte, Ethereum blockchain alanına damga vurdu. Özellikle Proof of Work'ten (PoW) Proof of Stake'e (PoS) geçiş yaparak enerji verimliliği, ölçeklenebilirlik, erişilebilirlik, merkeziyetsizlik ve uzun vadeli sürdürülebilirlik gibi sorunları ele almayı hedefledi. PoW’un yüksek enerji tüketimi ve madencilik gereksinimleri çevresel ve ekonomik sorunlara yol açarken, PoS ile enerji kullanımı büyük ölçüde azaldı. Merge sonrası Ethereum ağındaki elektrik tüketimindeki sert düşüş. Kaynak: An Event Study of the Ethereum Transition to Proof-of-Stake. 2023, ResearchGate Ayrıca, PoS daha hızlı ve verimli işlem işleme kapasitesi sunarak Ethereum’un ölçeklenmesini kolaylaştırdı. PoW'un pahalı donanım gereksinimi küçük yatırımcılar için bir engel oluştururken, PoS ile herkes staking yoluyla ağa katılabiliyor. Bu geçiş, daha geniş katılımı teşvik ederek merkeziyetsizliği güçlendirdi ve Ethereum’un geleceği için uzun vadeli rekabet gücünü artırdı.Bu kadar önemli dönüm noktalarından bahsetmişken, Ethereum'un fiyat hareketlerini göz ardı etmek mümkün değil. Kripto para devi, 10 yıllık piyasa serüvenini oldukça dalgalı yaşadı. Ethereum'un fiyatı, 2015'te piyasaya sürüldüğünden bu yana önemli dalgalanmalar yaşadı. İlk olarak 2015'te 1 doların altında işlem görüyordu. 2017'de 100 doları aştı ve yıl sonunda yaklaşık 774 dolara ulaştı. 2021'de Kasım ayında tüm zamanların en yüksek seviyesi olan yaklaşık 4.891 dolara yükseldi. Ancak, 2025'in Nisan ayı itibarıyla fiyat yaklaşık 1.795 dolara geriledi. Yine de piyasa verileri, Ethereum'un 2015'ten 2025'e kadar yaklaşık %179.400'lük bir artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Aşağıdaki 10 yıllık fiyat grafiğinde de görüleceği üzere, en büyük fiyat sıçramaları 2017 ve 2021 yıllarında gerçekleşti. Ethereum Neden Önemli?Peki, kripto para ve blockchain alanında Ethereum neden önemli? Ethereum, yalnızca bir kripto para birimi değil, aynı zamanda merkeziyetsiz finans (DeFi), NFT’ler ve akıllı sözleşmeler gibi yenilikçi teknolojilerin temelini oluşturan bir ekosistem haline geldi. Akıllı sözleşmeler ile büyük yenilikler getirdi. Ethereum'un en büyük önemi, akıllı sözleşmeler kavramını yaygınlaştırması ve geliştiricilere bu teknolojiyi kullanarak çeşitli uygulamalar inşa etme imkanı sunması oldu. Akıllı sözleşmeler, geleneksel sözleşmelerin aksine, herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan, önceden belirlenmiş koşullar karşılandığında otomatik olarak yürütülen anlaşmalardır. Bu, işlemlerin daha şeffaf, güvenli ve verimli bir şekilde gerçekleşmesini sağlar ve çeşitli sektörlerde yeni kullanım alanlarının ortaya çıkmasına olanak tanır. Ethereum'un Turing-tamamlı programlama dili sayesinde, geliştiriciler neredeyse sınırsız karmaşıklıkta akıllı sözleşmeler ve uygulamalar oluşturabilirler.Merkeziyetsiz finans (DeFi) ve NFT ekosisteminin doğmasını sağladı. Ethereum, merkeziyetsiz finans (DeFi) ekosisteminin doğuşunda ve büyümesinde hayati bir rol oynadı. DeFi, geleneksel finansal aracılara (bankalar gibi) ihtiyaç duymadan blockchain üzerinde çalışan finansal hizmetleri ifade eder. Ethereum'un akıllı sözleşme yetenekleri, merkeziyetsiz borsalar (DEX'ler), borç verme ve alma platformları, yield farming ve stablecoinler gibi çeşitli DeFi protokollerinin geliştirilmesini mümkün kıldı.Benzer şekilde, Non-Fungible Token (NFT) ekosistemi de büyük ölçüde Ethereum üzerinde gelişti. NFT'ler, sanat eserleri, müzik, sanal arazi ve koleksiyon öğeleri gibi benzersiz dijital veya fiziksel varlıkların sahipliğini temsil eden bölünemez token'lardır. Ethereum'un ERC-721 ve ERC-1155 token standartları, NFT'lerin oluşturulması ve ticaretinde yaygın olarak kullanılmakta. NFT'ler, yaratıcı ekonomisinde yeni fırsatlar sunmuş ve dijital sahiplik kavramını yeniden tanımladı.Geliştiriciler için açık kaynak bir blockchain oldu. Ethereum, açık kaynaklı bir proje olması sayesinde dünya çapındaki geliştiriciler için erişilebilir ve şeffaftır. Bu durum, geniş bir geliştirici topluluğunun platforma katkıda bulunmasına, yeni araçlar ve uygulamalar geliştirmesine olanak tanır. Ethereum'un Ethereum Sanal Makinesi (EVM), akıllı sözleşmelerin güvenli ve tutarlı bir şekilde yürütülmesini sağlar. Solidity gibi özel olarak geliştirilmiş programlama dilleri, geliştiricilerin Ethereum üzerinde güçlü ve karmaşık uygulamalar oluşturmasını kolaylaştırır.Web3’ün temel taşı haline geldi. NFT, DeFi, akıllı sözleşmeler ve geliştiriciler için açık kaynaklı bir blockchain olmasının yanı sıra; Ethereum, Web3 olarak adlandırılan merkeziyetsiz internet vizyonunun temel taşlarından biri olarak kabul edilmekte. Web3, kullanıcıların verileri ve dijital kimlikleri üzerinde daha fazla kontrole sahip olduğu, merkezi otoritelerin etkisinin azaldığı bir internet modelini hedefler. Ethereum'un merkeziyetsiz yapısı, akıllı sözleşme yetenekleri ve geniş geliştirici ekosistemi, Web3 uygulamalarının geliştirilmesi ve yaygınlaşması için ideal bir zemin sunar. Ayrıca, Layer 2 (Katman 2) ölçeklendirme çözümleri ve Superchain gibi projeler, Ethereum ağının işlem kapasitesini artırarak Web3 uygulamalarının daha geniş kitlelere ulaşmasına olanak tanımakta.Ethereum’un Kurucusu Kimdir?Peki, Ethereum kurucusu Vitalik Buterin kimdir? Vitalik Buterin, Ethereum'un kurucu ortağı ve kripto para dünyasının en etkili isimlerinden biridir. 31 Ocak 1994'te Rusya'da doğan Buterin, altı yaşındayken ailesiyle birlikte Kanada'ya göç etti. Genç yaşlardan itibaren matematik ve programlamada üstün yetenekler sergileyen Buterin, 17 yaşında babası aracılığıyla Bitcoin ile tanıştı. Bitcoin'in merkeziyetsiz yapısından etkilenen Buterin, bu alanda derinlemesine araştırmalar yapmaya başladı ve 2011 yılında Bitcoin Magazine adlı ilk kripto para yayınlarından birinin kurucu ortaklarından biri oldu. Ethereum kurucu ortağı Vitalik Buterin EthCC konferansında (2024) Bitcoin'in potansiyelini görmesine rağmen, sınırlamalarını da fark eden Buterin, daha esnek ve genel amaçlı bir blockchain platformu hayal etti. Bu vizyonun ürünü olarak, 2013 yılında Ethereum'un temelini oluşturan whitepaper'ı yayınladı. Buterin, sadece teknik katkılarıyla değil, aynı zamanda merkeziyetsizlik, açık kaynak geliştirme ve blockchain teknolojisinin sosyal fayda için kullanımı konusundaki savunuculuğuyla da tanınmaktadır. Ayrıca, COVID-19 yardımı ve bilimsel araştırmalar gibi çeşitli hayır işlerine önemli bağışlarda bulundu. Hatta, Kanro isimli bir fon bile kurdu. Buterin tarafından 2023 yılında kurulan bir biyoteknoloji fonu olan Kanro, Ethereum kurucu ortağının bağış yaptığı birçok yoldan biri olarak hizmet veriyor.Hayır KurumuYılKripto ParaTutarMakine Zekası Öğrenme Enstitüsü2017ETH763.970 USDSENS Araştırma Vakfı2018ETH2,4 milyon USDSENS Araştırma Vakfı2020ETH50.000 USDHindistan Kripto Covid Yardım Fonu2021SHIB1,14 milyar USDMethuselah Vakfı2021Dogelon Mars336 milyon USDUkrayna Yardım Fonu2022ETH2,5 milyon USDUnchain Fonu2022ETH2,5 milyon USDHayvan Refahı Fonu2024ETH532.398 USDZuitzerland2025ETH500.000 USDKhao Kheow Open Zoo2024USDC290.000 USDKaynak: CCNVitalik Buterin’in yanı sıra, Ethereum’un geliştirilmesine katkı sağlayan ekip de merak ediliyor. Ethereum'un geliştirilmesinde başlangıçta Anthony Di Iorio, Charles Hoskinson, Mihai Alisie ve Amir Chetrit gibi isimler de yer aldı. Daha sonra Joseph Lubin, Gavin Wood ve Jeffrey Wilcke de kurucu ekibe katıldı. Gavin Wood, özellikle Ethereum Sanal Makinesi'nin (EVM) özelliklerini içeren Ethereum Yellow Paper'ı yazarak önemli bir katkıda bulundu. Ethereum'un geliştirilmesi, İsviçre merkezli Ethereum Switzerland GmbH (EthSuisse) ve daha sonra kurulan kâr amacı gütmeyen Ethereum Vakfı (Stiftung Ethereum) tarafından yürütülmüştür.Vitalik Buterin’in blockchain ve merkeziyetsiz ekosistem hakkındaki görüşleri de dikkat çekiyor. Zira Vitalik Buterin, Ethereum'u en başından beri sadece bir kripto para birimi olarak değil, merkeziyetsiz uygulamalar ve akıllı sözleşmeler için küresel bir altyapı olarak tasarlıyor. Buterin’in vizyonu, bireylerin dijital varlıkları ve kişisel verileri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olduğu, merkeziyetsiz uygulamaların ise daha fazla şeffaflık ve güvenlik sunduğu bir dünya oluşturmak.Buterin, Ethereum'un başarısının, geliştirici topluluğunun yenilikçi projeler üzerinde işbirliği yapma yeteneğine bağlı olduğunu düşünüyor. Ona göre merkeziyetsizlik, ağın güvenliği, şeffaflığı ve dayanıklılığı açısından hayati bir öneme sahip. Bu yüzden Ethereum'un merkeziyetsiz yapısını koruyabilmesi için komiteler ya da merkezi aracılar gibi unsurlardan kaçınılması gerektiğini vurguluyor.Ayrıca, Ethereum'un gelecekte gelişmeye devam etmesi gerektiğini kabul etmekle birlikte, bunun merkeziyetsizlik ilkesinden ödün vermeden yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Nihai hedefinin, Ethereum'u merkeziyetsiz bir internetin (Web3) temel katmanı haline getirmek ve bireylere dijital dünyada daha fazla özgürlük ve kontrol sağlamak olduğunu söylüyor.Buterin, merkeziyetsizliğin sadece teknolojik bir özellik olmadığını, aynı zamanda sosyal ve politik bir boyutu olduğunu da düşünüyor. Ona göre, Ethereum yalnızca bir yazılım değil, aynı zamanda farklı aktörlerin daha verimli bir şekilde işbirliği yapabileceği ve merkeziyetçilik baskılarına dirençli bir ekosistem oluşturmayı hedefleyen bir yapı.Sonuç olarak Ethereum, Vitalik Buterin’in vizyonuyla doğdu ve blockchain dünyasında devrim yarattı. Akıllı sözleşmeler, DeFi ve NFT'ler gibi alanlarda öncü oldu ve açık kaynak yapısıyla sürekli gelişmeye devam ediyor. Topluluğun katkıları ve yenilikçi yaklaşımıyla Ethereum, gelecekte de blockchain ekosisteminin merkezinde olmaya devam edecek gibi gözüküyor.Ethereum ve blockchain teknolojisi hakkında daha fazla içerik için JR Kripto Rehber serisini takip edin.

Harmony (ONE) Nedir?
Bugün, blockchain (blokzincir) dünyasının heyecan verici oyuncularından biri olan Harmony (ONE) ağını ve onun yerel token'ı ONE'ı yakından tanıyacağız. Eğer blockchain teknolojisinin sadece Bitcoin ve Ethereum'dan ibaret olmadığını düşünüyorsanız veya yüksek maliyetler ve düşük hızlardan sıkıldıysanız, Harmony nedir sorusunun cevabı tam size göre olabilir. Harmony, merkeziyetsiz uygulamalar (DApp'ler) oluşturmak ve kullanmak için tasarlanmış, hızlı ve açık bir blockchain platformudur. Temel amacı, mevcut blockchainlerin karşılaştığı ölçeklenebilirlik sorunlarına yenilikçi çözümler getirmek. Harmony, bu hedefe ulaşmak için rastgele durum parçalama (random state sharding) gibi teknolojilere odaklanmakta.Harmony'nin vaadi oldukça iddialı: yüksek işlem hacmi sunarken aynı zamanda düşük gecikme süresi ve düşük ücretler sağlamak. Bu özellikler, platformu geleceğin merkeziyetsiz, güvene ihtiyaç duymayan ekonomilerinin temelini atmak için önemli bir konuma yerleştirmeyi amaçlıyor. Harmony ağı nasıl çalışır sorusunun yanıtı da işte bu temel hedefler etrafında şekilleniyor. Gelin, parçalama odaklı bu ağı beraber inceleyelim…Harmony’nin Tanımı ve Ortaya ÇıkışıHarmony (ONE), hızlı, uygun maliyetli ve bağımsız çalışan bir Layer-1 blokzincir ağı olarak öne çıkıyor. Layer-1 demek, Harmony’nin kendi zinciri üzerinde çalıştığı ve başka bir ağa ihtiyaç duymadan işlemleri yürüttüğü anlamına geliyor. Bu yapı özellikle merkeziyetsiz uygulamaların (DApp’lerin) geliştirilmesini kolaylaştırmak için tasarlanmış. 2018’de Stephen Tse tarafından kurulan proje, 2019’da mainnet’ini başlattı ve ONE adlı yerel token’ını piyasaya sürdü. Harmony’nin temel amacı, blockchainlerin klasik problemi olan “ölçeklenebilirlik mi merkeziyetsizlik mi” ikileminde denge kurmak. Bu yüzden de kendini “ölçekte merkeziyetsizlik” sunan bir platform olarak tanımlıyor.Bu dengeyi sağlamak için Harmony, birkaç yenilikçi teknolojiye başvuruyor. En dikkat çekenlerden biri, ağı parçalara ayıran sharding sistemi. Peki, sharding nedir? Bu sistem sayesinde işlemler farklı parçalarda paralel olarak işlenebiliyor; bu da hem işlem hızını artırıyor hem de ağı daha verimli hale getiriyor. Harmony’nin farkı, bu parçalama sistemini sadece verilerle sınırlı tutmaması; aynı zamanda ağın konsensüs ve durum katmanlarında da uygulayarak güvenliği üst seviyeye taşıması. Ayrıca bu yapı, düşük donanımlı cihazların bile ağa katılmasına imkan tanıyor. Harmony'nin shard yapısı. Kaynak: Hive Konsensüs kısmında ise Effective Proof-of-Stake (EPoS) adlı bir sistem devreye giriyor. Bu sistem, klasik stake modelinin biraz daha gelişmiş hali diyebiliriz. Amacı, ağda daha fazla doğrulayıcının yer almasını sağlarken aynı zamanda merkeziyetsizliği korumak. EPoS; token delegasyonu, ödül biriktirme, çift imza atan doğrulayıcıları cezalandırma ve pasif doğrulayıcıları dışlama gibi güvenlik önlemleriyle destekleniyor. Stake edilen ONE miktarı arttıkça da ağın güvenliği güçleniyor.Son olarak, ağın hızını artırmak için Harmony, Fast BFT adlı özel bir konsensüs protokolü ve BLS imzaları gibi teknolojilerden faydalanıyor. Bu sistemler, 250’den fazla doğrulayıcının iki saniyeden kısa sürede fikir birliğine varmasını sağlıyor. Aynı zamanda toplu imzalama sayesinde iletişim yükü azaltılıyor. Tüm bu birleşim sayesinde Harmony, hem geliştiriciler hem de kullanıcılar için hızlı, güvenli ve erişilebilir bir deneyim sunuyor.Harmony'nin Ethereum ile uyumlu olması da kritik bir özelliği. Harmony ONE, Ethereum Sanal Makinesi (EVM) ile %100 uyumlu. Peki, bu neden önemli? Bu uyumluluk, geliştiricilerin mevcut Ethereum DApp'lerini veya yeni DApp'leri kolayca Harmony ağına taşımalarına veya burada geliştirmelerine olanak tanıyor. Harmony'nin sunduğu 2 saniyelik işlem kesinleşme süresi ve Ethereum ile karşılaştırıldığında çok daha düşük işlem ücreti, Ethereum'daki mevcut DApp'ler için cazip bir alternatif sağlıyor. Bu da Harmony’i Ethereum uyumlu layer 1 blockchainleri arasında öne çıkaran özelliklerden.Harmony’nin Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıHarmony'nin yolculuğu, 2018 yılında Stephen Tse ve bir grup deneyimli mühendis ile başladı. Ekip, daha önce Google, Microsoft, Amazon ve Apple gibi önde gelen teknoloji şirketlerinde görev almış kişilerden oluşuyordu. Projenin temel amacı, blockchain dünyasındaki ölçeklenebilirlik ve merkeziyetsizlik sorununa kalıcı bir çözüm getirmekti. Kuruluş süresince ve daha sonrasında Harmony, birçok önemli kilometre taşını geride bıraktı. Ayrıca çok büyük bir siber saldırıya uğradı. İşte kayda değer birkaç tarihi olay:2018 - Kuruluş ve testnet aşaması: Proje, 2018'de bir startup olarak hayata geçti. Bu dönemde teknik altyapı geliştirildi ve test ağları üzerinde denemeler yapıldı.2019 - Mainnet lansmanı ve ONE token’ın piyasaya girişi: Harmony, Mayıs 2019'da Binance Launchpad üzerinde bir ilk değişim teklifi (IEO) düzenleyerek dikkatleri üzerine çekti. Bu IEO sırasında 2.8 milyardan fazla ONE token yatırımcılara satıldı. Haziran 2019'da ise Harmony ana ağı (mainnet) resmen başlatıldı. Mainnet'in canlıya geçmesiyle birlikte, daha önce ERC-20 ve BEP-2 standartlarında çıkarılan ONE token'lar, 1:1 oranında yerel ONE token'lara dönüştürüldü.2021- Ethereum köprüsü ve NFT projelerinin entegrasyonu: 2021 yılında Harmony, Ethereum ile tam uyumlu bir çapraz zincir köprüsü olan Horizon'u tanıttı. Bu köprü, kullanıcıların ERC-20, ERC-721 ve ERC-1155 token'larını Ethereum'dan Harmony ağına ve tersine taşımalarına olanak sağladı. Bu sayede, Ethereum üzerindeki varlıklar Harmony'nin düşük işlem ücretleri ve hızlı işlem onay sürelerinden faydalanabildi. Genel olarak 2021 yılı, Harmony ağı üzerinde birçok NFT projesinin hayata geçtiği bir dönem oldu. Öne çıkan projeler şunlar: daVinci Marketplace, Harmoonies, OneCoin NFT, Harmony Whales, Harmony One Punks. Eylül 2021'de Harmony, ekosistemini büyütmek ve geliştiricileri teşvik etmek amacıyla 300 milyon dolarlık bir fon duyurdu. Harmony-Ethereum köprüsü 2022 - Horizon Bridge saldırısı ve güvenlik önlemleri: Harmony’nin tarihine baktığımızda, her şey günlük güneşlik değil. 24 Haziran 2022 tarihinde, Harmony'nin "Horizon Bridge" köprüsü hacklendi. Bir yıl sonra arkasında Kuzey Koreli hack grubu Lazarus’un olduğu anlaşılan saldırıda, hırsızlar toplam değeri 99.6 milyon dolar olan çeşitli kripto varlıklarını çaldılar. Saldırının temel nedeni, Horizon Bridge'in 2-of-5 çoklu imza (multisig) yapısının zayıf güvenliğiydi. Bu olayın ardından Harmony, Ethereum tarafındaki Horizon Bridge'i daha güvenli hale getirmek için 4-of-5 multisig yapısına geçiş yaptı. Bu yeni yapı, işlemlerin gerçekleştirilmesi için beş imzacıdan en az dördünün onayını gerektiriyor ve böylece özel anahtarların ele geçirilmesi durumunda bile sistemin daha dirençli olmasını sağlıyor. Harmony Bridge saldırısında ele geçirilen coin'ler. Kaynak: PeckShield (2022) Harmony Neden Değerli?Harmony'nin blockchain dünyasında öne çıkmasını sağlayan birçok değerli özelliği var. Bu özellikler, platformun hem kullanıcılar hem de geliştiriciler için cazip hale gelmesini sağlar.Harmony ve “Shard” yapısıHarmony'nin temel değeri, dört parçalı (shard) yapı ile paralel işlem gücü sunmasından gelir. Harmony, blockchaini parçalara (shards) ayırarak işlemlerin bu parçalar arasında paralel olarak işlenmesine olanak tanır. Harmony mainnet'i şu anda 4 parçalıdır. Bu paralel işleme yeteneği, ağın çok daha yüksek bir işlem hacmine ulaşmasını sağlar, bu da saniyede binlerce işlemi gerçekleştirebilmek anlamına gelir. Bu durum, özellikle yoğun kullanım dönemlerinde ağ tıkanıklığını (congestion) önlemeye yardımcı olur. Harmony, bu parçalama teknolojisini sadece işlemlerin doğrulanması ve ağ iletişimi için değil, aynı zamanda blockchainin durumu (state) için de kullanarak tam ölçeklenebilirlik sunmayı hedefler. Bu derin parçalama tekniği, ağın verimliliğini ve ölçeklenme kapasitesini artırır.Ağın düşük işlem ücretleriHarmony'nin bir diğer önemli avantajı, düşük işlem ücretleri ve yüksek hızı. Harmony mainnet'te bloklar her 2 saniyede bir üretilir. Çapraz-parça işlemler (cross-shard transactions) ise 2 blok süresinde kesinleşir. Bu 2 saniyelik blok süresi, neredeyse anında işlem kesinleşmesi sağlar. Ethereum gibi ağlarla karşılaştırıldığında, Harmony'nin işlem ücretleri belirgin şekilde daha düşük. Düşük maliyetli ve hızlı işlemler, DeFi (Merkeziyetsiz Finans), NFT’ler ve oyun gibi alanlardaki DApp'lerin daha kullanıcı dostu olmasını sağlar. Bu, Harmony'yi düşük maliyetli DeFi ağı ve diğer DApp kategorileri için ideal bir platform haline getirir.ONE token, ağın merkezinde Harmony ağının özelliklerinin yanı sıra, platformun yerel kripto parası olan ONE token, Harmony’nin merkezinde yer alıyor ve çeşitli önemli işlevleri var. ONE coin nedir ve ONE token ne işe yarar diye merak ediyorsanız, işte cevapları:İşlem ücretlerini ödeme: Ağdaki tüm işlemler için ONE token kullanılır. İşlemlerin başarılı bir şekilde işlenip blockchaine dahil edilmesi için kullanıcıların belirli bir miktar ONE cinsinden işlem ücreti belirtmesi gerekir. Tüm işlem ücreti olarak alınan coinler yakılır (coin burn), bu da ağ kullanımı arttıkça enflasyonun sıfıra doğru yönelmesine yardımcı olur.Ağı staking ile güvene alma: Harmony bir Proof-of-Stake (PoS) blockchaini. Yani ağın güvenliği, stake edilen token'lar aracılığıyla sağlanır. ONE token, staking için kabul edilen yerel tokendır. Potansiyel node (düğüm) çalıştıranlar, doğrulayıcı (validator) olarak seçilebilmek için belirli bir miktar ONE token stake etmek zorundadır. ONE token sahipleri ayrıca, mevcut doğrulayıcılara ONE tokenlarını delege ederek staking sürecine katılabilirler. Daha fazla ONE token stake edildikçe, ağ daha güvenli hale gelir. Başarılı bir şekilde blokları imzalayan seçilmiş doğrulayıcılar, hizmetleri karşılığında ONE token cinsinden blok ödülleri alırlar. Harmony staking mekanizması için Effective Proof-of-Stake (EPoS) adı verilen yeni bir PoS mekanizması kullanılıyor. Bu mekanizma, merkezileşmeyi azaltmayı ve ödülleri binlerce doğrulayıcıya adil bir şekilde dağıtmayı hedefler. EPoS, delegasyonu ve ödül bileşimini (reward compounding) destekler. Ayrıca, çift imzalayan doğrulayıcıları (slashing) ve seçilmiş ancak kullanılamayan nodeları cezalandırır. Harmony ağı nasıl çalışır sorusunun cevabı da burada yatıyor.Yönetişime katılım: ONE token sahipleri, ağın yönetişimine katılma hakkına sahip. Bu, token sahiplerinin platformun geleceğiyle ilgili kararlarda söz sahibi olmasını sağlar.ONE token ekonomisiHarmony'nin token ekonomisi (Harmony tokenomics), ağın sürdürülebilirliği ve işleyişi açısından oldukça önemli bir rol oynuyor. ONE adlı yerel token, sistemin para birimi gibi düşünebileceğimiz temel yapı taşı. 18 ondalık basamağa sahip olan ONE’ın en küçük birimi Atto olarak adlandırılıyor (Ethereum’daki Wei gibi) ve 0.000000000000000001 ONE’a denk geliyor. Bir üst seviye olan Nano ise 0.000000001 ONE değerinde — bu da Ethereum’daki Gwei’ye benzer şekilde konumlanıyor. Harmony, ekonomik modelini zaman içinde güncelledi. Yeni sistemde blok süresi ya da ağdaki staking oranı fark etmeksizin, ağ genelinde dağıtılan toplam ödül (yeni token ihracı + işlem ücretleri) sabit tutuluyor. Amaç daha sade bir yapı oluşturmak, daha yüksek stake oranına ulaşmak ve uzun vadede “sıfır ihraç” modeline geçmek. Bu yaklaşımın, ağın sağlıklı gelişimi için olumlu etkiler yaratması bekleniyor. ONE Token dağıtım planı. Kaynak: ICODrops İlk başta, toplam ONE arzı 12.6 milyar olarak belirlendi. Şubat 2021 itibarıyla dolaşımdaki arz yaklaşık 9.49 milyar civarındaydı. Token’ların dağılımına baktığımızda: %22.4’ü başlangıç satışına, %12.5’i ek Launchpad satışına, %16.9’u kurucu ekip ve geliştiricilere ayrıldı. Ayrıca, %26.4’lük bir pay protokol geliştirmeye, %21.8’lik kısım da ekosistem büyümesi için ayrılmış durumda.Yıllık ONE token ihracı 441 milyon ile sınırlandırılmış — bu da yaklaşık %3’lük bir yıllık enflasyona denk geliyor. Bu sabit ve tahmin edilebilir yapı, doğrulayıcılar için istikrarlı bir kazanç modeli sunmayı hedefliyor. Her ne kadar model enflasyonist olsa da, ağda gerçekleşen tüm işlem ücretleri yakılıyor. Yani, eğer ağda yeterince işlem yapılırsa, yakılan token miktarı ihracı dengeleyebiliyor ve net enflasyon zamanla sıfıra yaklaşabiliyor. Bu da uzun vadede token değerini destekleyen bir dinamik oluşturuyor.Harmony, Ethereum ve diğer ağlarla entegrasyon Harmony'nin bir diğer büyük gücü, Ethereum uyumluluğu ve EVM destekli ağlar listesinde yer alması. Harmony ONE, Ethereum Sanal Makinesi (EVM) ile %100 uyumlu bir blockchain. Bu, geliştiricilerin Solidity gibi Ethereum tabanlı dillerde yazdıkları akıllı sözleşmeleri Harmony üzerinde kolayca dağıtabilecekleri anlamına gelir. Mevcut Ethereum DApp'lerinin Harmony ağına dApp geçişi yapmak veya yeni DApp'ler geliştirmek oldukça basit. Web3.js gibi popüler Ethereum kütüphaneleri, Harmony üzerinde işlem göndermek için kullanılabilir.Harmony ayrıca diğer blockchainlerle birlikte çalışabilirlik için tasarlandı. Horizon gibi köprüler aracılığıyla Harmony ve Ethereum veya Binance Smart Chain gibi ağlar arasında varlık transferi yapılabiliyor. Bu çapraz zincir yetenekleri, blockchain ekosistemlerinin entegrasyonuna katkıda bulunuyor.Harmony’nin Kurucusu Kim?Birçok kripto para projesinin arkasındaki beyin, özellikle projeye yatırım yapmayı düşünen kişiler tarafından merak ediliyor. Peki, Harmony kurucusu kim? Harmony'nin temellerini atan kişi Stephen Tse. Kendisi, projenin kurucusu ve CEO'su olarak görev yapıyor. Stephen Tse kimdir sorusuna yanıt olarak, Stephen Tse'nin daha önce Apple, Google ve Microsoft gibi dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinde mühendis olarak çalıştığı belirtiliyor. Bu geçmişi, Tse’e blockchain gibi karmaşık dağıtık sistemler ve teknoloji geliştirme konularında zengin bir deneyim kazandırdı. Girişimcilik tarafında da aktif olan Tse, Spotsetter adlı mobil arama girişimini kurdu ve bu girişim 2014 yılında Apple tarafından satın alındı. Ayrıca, sesli yapay zeka alanında Voice AI adlı bir projeye imza atto. Tse'nin protokollere olan ilgisi lise yıllarına kadar uzanıyor; ICQ ve X11 protokollerini tersine mühendislikle (reverse-engineering) inceledi ve OCaml dilinde 15 yılı aşkın süredir kod yazmakta. Stephen Tse, Şanghay Blockchain Haftası'nda Harmony'nin kurucu ekibi, Stephen Tse'nin yanı sıra Nick White'ı da içeriyor. Nick White projenin ortak kurucularından biri ve Harmony topluluğunun aktif bir üyesi. Nick White'ın Stanford Üniversitesi'nden elektrik mühendisliği alanında lisans ve yüksek lisans derecelerine sahip olduğu ve Stanford'da yapay zeka ve uygulamalı matematik üzerine araştırmalar yaptığı bilinmekte. Akademik kariyerinin dışında, Hong Kong merkezli Zeroth.AI adlı yapay zeka hızlandırıcısında AI uzmanı olarak görev aldı ve beş kıtadan 20'den fazla takıma mentorluk yaptığı belirtiliyor. Ayrıca, yoga eğitmeni ve tutkulu bir sörfçü.Genel olarak Harmony ekibi, Silikon Vadisi'nin önde gelen teknoloji şirketlerinde deneyim kazanmış mühendislerden oluşuyor. Google, Apple, Amazon ve Microsoft gibi şirketlerde görev almış bu ekip, Harmony'nin parçalama (sharding) ve konsensüs mekanizmaları gibi temel teknolojilerini geliştirdi.Örneğin, diğer ortak kuruculardan Rongjian Lan Google Play Store'da arama altyapısı mühendisi olarak çalıştı. Minh Doan ise Google Assistant ve Play projelerinde görev aldı. Baş mühendis Leo Chen ise Amazon Web Services'ta yüksek verimli depolama sanallaştırmaları üzerine çalıştı ve Kindle Fire'ın ilk neslini geliştirdi.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Sonuç olarak Harmony (ONE), blockchain teknolojisinin mevcut ölçeklenebilirlik ve birlikte çalışabilirlik zorluklarını aşmayı hedefleyen iddialı bir proje. Harmony nedir diye sorduğumuzda, karşımıza yüksek hızlı, düşük maliyetli, ethereum uyumlu layer 1 ve parçalanmış bir blokzincir ağı çıkar. Stephen Tse gibi Silikon Vadisi deneyimine sahip mühendisler tarafından kurulan Harmony, blokzincir parçalama teknolojisi ve Effective Proof-of-Stake (EPoS) gibi yenilikçi teknolojiler kullanarak paralel işlem zinciri yeteneğiyle yüksek işlem hacmi ve hız sunar. Yine de aklınızda aşağıdaki gibi bazı sıkça sorulan sorular kalmış olabilir:Harmony ağı nedir ve nasıl çalışır?: Harmony, yüksek hızlı ve düşük maliyetli işlemler sunmayı amaçlayan bir Layer-1 blockchain ağıdır. Temel olarak, parçalama (sharding) teknolojisini kullanarak ağı yatay şekilde böler ve işlemleri paralel biçimde işler. Bu sayede hem işlem hızı artar hem de ağ ölçeklenebilir hale gelir. Harmony ayrıca “Effective Proof of Stake” (EPoS) adı verilen özel bir konsensüs mekanizmasıyla çalışır.ONE coin ne işe yarar?: ONE, Harmony ağının yerel token’ıdır. Harmony coin özellikleri arasında ağ üzerindeki işlem ücretlerinin ödenmesinde kullanılması dikkat çeker. Ayrıca coin, doğrulayıcıları ödüllendirmek ve yönetişim kararlarında oy kullanmak yer alır. Ayrıca kullanıcılar, ONE token’larını stake ederek ağ güvenliğine katkıda bulunabilir ve pasif gelir elde edebilir.Sharding teknolojisi ne anlama gelir?: Sharding, bir blockchain ağını küçük parçalara (shard) bölme yöntemidir. Bu yöntem, her shard’ın kendi işlemlerini ve verilerini paralel şekilde işlemesine olanak tanır. Sonuç olarak, ağın işlem kapasitesi büyük ölçüde artar. Harmony, bu teknolojiyi uygulayan ilk Layer-1 projelerden biridir.Harmony staking nasıl yapılır?: Harmony üzerinde staking yapmak için ONE token’larını desteklenen bir cüzdana aktarman ve ardından doğrulayıcı (validator) seçerek stake işlemini başlatman gerekir. Staking için Harmony’nin resmi web sitesindeki staking dashboard arayüzü kolay ve kullanıcı dostudur. Stake edilen token’lar karşılığında düzenli ödüller kazanılır.Kurucusu kimdir ve geçmişi nedir?: Harmony’nin kurucusu Stephen Tse’dir. Tse, daha önce Apple, Google ve Microsoft gibi teknoloji devlerinde mühendis olarak çalışmış, ayrıca Spotsetter adlı girişimini Apple’a satmıştır. Kendisi protokol güvenliği ve dağıtık sistemler konusunda uzman bir yazılımcıdır. Harmony’nin kurucu ortaklarından biri de Stanford mezunu Nick White’tır. White, yapay zeka ve mühendislik alanlarında akademik ve sektörel deneyime sahiptir.Harmony ağı ve ONE token’ın Web3 altyapısındaki rolünü daha yakından tanımak için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeye devam edin.

Ondo Finance (ONDO) Nedir?
Kripto para dünyasıyla geleneksel finans arasındaki köprüler her geçen gün daha da güçleniyor. Tam da bu kesişim noktasında dikkat çeken projelerden biri de Ondo Finance. Geleneksel finansın sağlam yapısını ve kurumsal düzeydeki ürünlerini, blockchain teknolojisinin sunduğu şeffaflık ve erişilebilirlikle birleştirmeyi amaçlayan Ondo Finance, bu alanda öncü bir misyon üstleniyor.Eğer siz de “Kripto yatırımlarım daha güvenli ve somut dayanaklara sahip olsun” diyenlerdenseniz, Ondo nedir sorusunun cevabı tam size hitap ediyor olabilir.Ondo Finance’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıEn temel haliyle Ondo Finance, gerçek dünya varlıkları tokenizasyonu alanında faaliyet gösteren bir platform. Yani, ABD Hazine bonoları gibi geleneksel finansal varlıkları dijital token'lara dönüştürerek blockchain üzerinde işlem görmelerini sağlar. Normalde yalnızca büyük finansal kurumların erişebildiği, belirli saat dilimlerinde işlem gören ve karmaşık süreçler içeren bu tür ürünler artık herkesin cüzdanından, 7/24 erişilebilir hale geliyor. Ondo Finance nedir sorusunun merkezinde işte bu dönüştürücü fikir yatıyor: Kurumsal finansal ürünleri herkesin erişimine açmak.Ondo’nun ana amacı, kripto ekosistemindeki yatırımcılara geleneksel finansın kapalı dünyasında yer alan sabit getirili ürünlere erişim imkânı sunmak. Kripto varlıkların doğasında bulunan yüksek volatiliteye karşılık, ABD Hazine bonoları gibi istikrarlı araçların getirilerini blockchain'e taşıyarak kullanıcılara daha güvenli, şeffaf ve öngörülebilir bir yatırım seçeneği sunar.Platform, 2021 yılında Nathan Allman tarafından kuruldu. Allman, geleneksel finans ile blockchain dünyasını bir araya getirme vizyonuna sahip bir girişimci olarak öne çıkıyor. Ondo’nun ekibi, Goldman Sachs, Facebook, Microsoft gibi kurumlardan gelen deneyimli isimlerle dolu; hem geleneksel bankacılığın disiplinini hem de DeFi’ın yenilikçi yönlerini bir araya getiriyorlar. Bu çok yönlü ekip yapısı, platformun istikrar ve yenilik arasında sağlıklı bir denge kurmasını sağlıyor.Ekosistemin merkezinde yer alan ONDO token, yalnızca bir kripto para değil; aynı zamanda bir yönetişim aracı. Ondo token ne işe yarar diye soranlara verilecek cevap açık: ONDO, platformun geleceğini şekillendirmede kullanıcıya söz hakkı verirken aynı zamanda ekosistem içindeki hizmetler ve teşvik mekanizmalarında da aktif rol oynar.Ondo Finance’in misyonu, blockchain teknolojisinin gücünü kullanarak finansal hizmetleri daha erişilebilir, şeffaf ve verimli hale getirmek. Bu hedef, geleneksel finansın yavaş, pahalı ve sınırlı işlem saatleri gibi kısıtlarını aşmayı amaçlarken, aynı zamanda DeFi'ın gerçek ekonomiyle bağlantı kurma ve stablecoin’lere olan yoğun bağımlılık gibi zorluklarına da çözüm sunar.Ondo Finance, iki ana yapıya ayrılmış halde: varlık yönetimi ve teknoloji kolları. Varlık yönetimi kolu, tokenize edilmiş ürünleri tasarlayıp denetlerken; teknoloji kolu, bu ürünleri destekleyen merkeziyetsiz protokollerin geliştirilmesinden sorumlu. Bu çift yapılı sistem, Ondo’nun hem geleneksel finansal araçları taklit etmesine hem de blockchain’in sağladığı avantajlardan faydalanmasına olanak tanır.Bu noktada, gerçek dünya varlıkları tokenizasyonu kavramının önemine dikkat çekmek gerekir. Gayrimenkul, emtia veya menkul kıymet gibi varlıkların blockchain üzerinde token'laştırılması, bu varlıkların daha likit, şeffaf ve erişilebilir hale gelmesini sağlar. Aracıları ortadan kaldırarak işlem maliyetlerini düşürür, daha doğrudan bir değer transferi imkânı sunar. Ondo'nun odak noktası ise özellikle ABD’nin 31.5 trilyon doları aşan Hazine tahvili piyasası. Bu devasa pazar, platforma büyük bir büyüme alanı yaratıyor.Günümüzde yüksek faiz oranları, kısa vadeli Hazine bonolarını yatırım açısından oldukça cazip hale getiriyor. Ondo, blockchain tabanlı yapısıyla bu varlıklara erişimi demokratikleştirerek kullanıcıya istikrarlı bir pasif gelir imkânı sunuyor.Kısacası, Ondo Finance; geleneksel finansın sağlam varlıklarını blockchain'e taşıyarak hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılara sabit getiri DeFi seçenekleri sunan, bu alandaki en yenilikçi platformlardan biri konumunda.Ondo Finance’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıOndo Finance, geleneksel finans ile merkeziyetsiz finansı bir araya getirme vizyonuyla 2021 yılında yola çıktı. İlk dönemlerinde, protokol geliştirme süreci ve ürün lansmanları odak noktasındaydı. Eylül 2021’de, NFT ve oyun alanında öncü projelerden Yield Guild Games (YGG) ile önemli bir ortaklık duyuruldu. Bu işbirliği kapsamında, Ondo’nun sunduğu kasalar (vaults), merkeziyetsiz borsalardaki likidite havuzlarına tek taraflı, risk kontrollü yatırım imkânı tanıyordu.Örneğin, ETH/YGG Sushiswap havuzuna tek taraflı YGG yatırımı yaparak getiri elde etmek mümkün hale gelmişti. Aynı zamanda diğer kullanıcılar da bu likidite havuzlarından sabit ETH getirisi elde edebiliyor, geçici kayıp riski ise minimize ediliyordu. Bu kasalar, %25 sabit APY ile ETH getirisi ve %615'e kadar değişken APY ile YGG getirisi (geçici kayıp hariç) sunma hedefi taşıyordu. Katılımcılar için 1 Ekim’de başlayan üç günlük açık abonelik penceresi, Ondo’nun kontrollü getiri sunan kasalarla piyasaya ilk ciddi girişini simgeliyordu. Söz konusu kasalar Ondo’nun Fixed Income Vaults ürünü olarak tanıtılmıştı. Bu, yatırımcılara sabit (fixed yield) ve değişken (variable yield) getirili pozisyonlar sunarak merkeziyetsiz borsa (Uniswap, Sushiswap) likidite havuzlarına daha kontrollü şekilde katılmalarını sağlıyordu. Bu kasalar, yatırımları risk düzeyine göre ikiye ayıran “tranche” modelini kullanıyor ve sabit getiri isteyenlerle daha yüksek getiri arayanları bir araya getiriyordu. Ancak 2022’de DeFi getirilerinin düşmesiyle birlikte Ondo, bu ürünü sonlandırarak odağını tokenize finansal varlıklara ve kurumsal çözümlere yöneltti.2022 yılı, Ondo Finance için dönüm noktalarından biri oldu. CoinList üzerinden yapılan token satışı, büyük ilgi gördü ve 18.000’den fazla katılımcıdan 10 milyon dolar fon toplandı. Bu, Ondo’nun topluluk desteğini erken aşamada arkasına aldığını gösteriyordu.Aynı dönemde, Ondo’nun kurumsal yatırım DeFi vizyonu doğrultusunda geleneksel finans dünyasının devleriyle entegrasyon adımları hız kazandı. BlackRock tarafından yönetilen ETF’yi temel alan OUSG fonu, bu işbirliğinin en somut örneklerinden biri oldu. Ayrıca Franklin Templeton ve Wellington Management gibi dünya çapında 1 trilyon doların üzerinde varlık yöneten kurumlarla iş ortaklıkları kuruldu.2024 yılı başında ONDO token resmi olarak piyasaya sürüldü. Bu dönemde ONDO token’ın RocketX Exchange gibi platformlarda işlem görmeye başlaması, büyük borsalardaki listeleme sürecinin bir parçasıydı. Daha önce 2022’de CoinList üzerinden satışı gerçekleşen token, böylece geniş çapta erişilebilir hale geldi.Zamanla Ondo, RWA DeFi projeleri arasında lider konuma yükseldi. Getiri sağlayan stablecoin getiri sistemleri (örneğin USDY) ve tokenized treasury ürünleri (örneğin OUSG), platformu RWA pazarının merkezine taşıdı.Coinbase, BNY Mellon, Citi, JP Morgan, Morgan Stanley, State Street ve StoneX gibi geleneksel finans kurumlarıyla iş birlikleri de Ondo’nun “kurumsal düzeyde finans” söylemini destekler nitelikteydi. Yakın zamanda Ondo'nun attığı bazı stratejik adımlar ise şöyleydi:Ocak 2025’te Ripple ve XRP Ledger ile yapılan entegrasyon sayesinde OUSG, bu ağ üzerinden kurumsal kullanıcılara sunulabilir hale geldi.Şubat 2025’te, Ondo, Mastercard’ın Multi-Token Network (MTN) ağına katılan ilk Ondo RWA sağlayıcısı oldu. Bu işbirliği, Mastercard'ın bankacılık ortaklarının boşta duran nakitlerini OUSG aracılığıyla değerlendirmesini mümkün kıldı.Injective, Solana ve Cosmos (Noble) gibi blockchain projeleriyle yapılan entegrasyonlar sayesinde Ondo’nun multi-chain uyumluluğu güçlendirildi.Pendle Finance ile kurulan ortaklık, USDY gibi Ondo ürünlerinin getiri protokollerinde kullanılmasına olanak sağladı ve RWA token’larının DeFi içindeki bileşiklik potansiyelini artırdı.Tüm bu gelişmeler, Ondo'nun yalnızca Ondo coin ne zaman çıktı sorusuna yanıt sunmakla kalmayıp, RWA alanında neden bu kadar önemli bir aktör haline geldiğini de ortaya koyuyor. Geleneksel finans ürünlerinin on-chain'e taşınması, yasal uyumlulukla desteklenmesi ve geniş entegrasyon ağı sayesinde Ondo, gerçek dünya ile blockchain arasında sağlam bir köprü kuruyor.RWA alanında faaliyet gösteren projeler arasında Ondo Finance, regülasyon dostu yapısı, kurumsal odaklı ürünleri ve güçlü ortaklık ağıyla öne çıkıyor. Maple Finance, Goldfinch, TrueFi, Clearpool ve Centrifuge gibi projeler de kurumsal borçlanma ve varlık tokenizasyonu alanında çalışmalar yürütüyor. Ancak Ondo’nun BlackRock, Mastercard ve Ripple gibi geleneksel devlerle kurduğu ilişkiler ve ürünlerinin ABD menkul kıymet yasalarıyla uyumlu olması, onu birçok rakibinden farklı ve daha ileri bir noktaya taşıyor.Ondo Finance Neden Değerli?Ondo Finance, geleneksel ve merkeziyetsiz finans dünyalarını birleştiren yapısıyla öne çıkıyor. Kurduğu bu köprü, hem bireysel yatırımcılara hem de kurumsal aktörlere benzersiz bir değer önerisi sunuyor. İşte Ondo protokolünü bu kadar değerli kılan temel unsurlar:Tokenize edilmiş sabit gelir ürünlerine erişim sunarOndo’nun en güçlü özelliklerinden biri, normalde sadece kurumsal yatırımcıların erişebildiği ABD Hazine tahvilleri gibi yüksek kaliteli finansal ürünleri, blockchain üzerinden herkesin kullanımına açması. USDY gibi ürünler, Hazine bonoları ve banka mevduatlarıyla teminatlandırılmış, getiri sağlayan bir stablecoin alternatifi sunuyor. Özellikle mevcut yüksek faiz ortamında, bu ürünler %5 veya daha fazla getiri sağlayabilmekte. ONDO kullanım senaryoları. Kaynak: Ondo Finance Bu noktada bir parantez açmakta fayda var. Ondo’nun USDY ve OUSG gibi tokenize edilmiş sabit getirili ürünlerine erişim için kullanıcıların belirli kriterleri karşılaması gerekir. Örneğin OUSG, yalnızca ABD hukukuna göre “nitelikli yatırımcı” olarak tanımlanan kullanıcılar tarafından satın alınabilir. USDY ise bazı ülkelerdeki bireysel yatırımcılara sunulabilmektedir. Her iki ürün de Ondo’nun web platformu üzerinden KYC (Kimlik Doğrulama) süreçleri tamamlandıktan sonra edinilebilir. Aşağıda, USDY ve OUSG arasındaki farkları görebilirsiniz:ÖzellikUSDYOUSGHedef KitleBireysel ve kurumsal yatırımcılar (ABD dışı)Yalnızca nitelikli yatırımcılarGetiri MekanizmasıRebasing veya yield-accrualYield-accrualYıllık Getiri (APY)Yaklaşık %4,35Yaklaşık %4,1Minimum Yatırım500 USDC100.000 USDCAğlarEthereum, Solana, InjectiveEthereum, Solana, PolygonKullanım AlanlarıStablecoin alternatifi, getiri elde etmeDeFi teminatı, getiri elde etme Kripto piyasasında getiri oranlarının düşmesiyle birlikte, sabit getiri DeFi seçenekleri giderek daha cazip hale geliyor. Ondo, bu getirileri 7/24 erişim, blockchain şeffaflığı ve dijital varlık hızında sunarak kullanıcılarına geleneksel getirilerin ötesinde bir deneyim vadediyor.RWA pazarının öncülerindenRWA DeFi projeleri, son dönemde kripto dünyasında en güçlü anlatılardan biri haline geldi. Varlıkların tokenize edilerek zincire taşınması, yatırımcılara yeni nesil bir erişim kolaylığı sağlarken aynı zamanda büyük finansal kurumları da cezbetmekte. Piyasada da bu pazarın trilyonlarca dolarlık bir potansiyele sahip olduğu vurgulanıyor. Hatta merkez bankaları ve egemen fonların bile bu alana ilgi duyduğu belirtiliyor.Ondo, RWA alanındaki liderliğiyle bu anlatının merkezinde konumlanıyor. BlackRock ve Mastercard gibi devlerle kurduğu ortaklıklar, projeyi aynı zamanda güvenilir bir finansal altyapı oyuncusu haline getiriyor.ONDO token, yönetişim ve teşvik mekanizmalarında aktifONDO token, platformun yalnızca yatırım aracından ibaret olmadığını gösteren önemli bir bileşen. Ondo yönetişim tokenı olarak görev yapan bu token, sahiplerine Ondo DAO aracılığıyla protokolün geleceği hakkında karar alma yetkisi tanır. Bu, topluluk katılımını artırırken, ekosistemin merkeziyetsizliğini de güçlendirir.Ek olarak, ONDO token'ın ekosistem içinde çeşitli kullanım alanları mevcut. Örneğin staking mekanizmaları yoluyla pasif gelir elde edilebilir ya da platform içi hizmetlerde ödeme aracı olarak kullanılabilir. Token’ın sabit arzı (10 milyar) ve stratejik dağıtımı, uzun vadeli sürdürülebilirlik göz önünde bulundurularak tasarlandı. Bu yapı, Ondo tokenomics (token ekonomisi) için ipucu veriyor.Bu sırada, ONDO fiyatından da bahsetmeden olmaz. Mayıs 2025 itibarıyla Ondo (ONDO) tokenı 0,8 dolar seviyesinden işlem görüyor. Piyasa değeri yaklaşık 2,76 milyar dolar olan ONDO, bu sıralamada 34. sırada yer alıyor. 3,15 milyar adet dolaşımdaki arzıyla da dikkat çekiyor. Aralık 2024'te 2,14 dolarlık zirveye ulaşan coin, o tarihten bu yana %59'un üzerinde bir düzeltme yaşadı. Ancak, gerçek dünya varlıklarının tokenizasyonu (RWA) ve kurumsal DeFi çözümleri gibi alanlardaki büyüme potansiyeli, Ondo geleceği açısından olumlu sinyaller veriyor olabilir. Lansmanından bu yana ONDO fiyatı DeFi dünyasına kurumsal sermayenin girişini kolaylaştırıyorGeleneksel finans kurumları, DeFi'ın sunduğu fırsatları yakından takip etse de, güvenlik, regülasyon ve altyapı eksikliği gibi nedenlerle bu alana temkinli yaklaşıyor. Ondo, işte bu boşluğu dolduruyor. Sağladığı şeffaflık, regülasyon dostu altyapı ve kurumsal düzeyde teknik yeterlilik ile kurumsal yatırım DeFi alanında bir köprü görevi görüyor.Denetlenmiş ve regülasyon dostu yapıOndo’nun başarısının arkasındaki önemli unsurlardan biri de şeffaflık ve denetim odaklı yaklaşımı. Platform, geleneksel finansın en iyi uygulamalarını alarak bunları DeFi’a entegre etmeyi amaçlıyor. KYC (kimlik doğrulama)/AML (kara para aklama yasalarına uyumluluk) süreçleri, USDY gibi ürünler için günlük bağımsız denetimler ve yasal danışmanlıklarla şekillendirilmiş bir yapı sunar. Stablecoin getiri sistemleri gibi yenilikçi ürünlerin güvenle kullanılabilmesi için, Ondo platformu izinli erişim çerçevesiyle çalışır. Bu, özellikle tokenized treasury (tokenize hazine tahvili) ürünlerinin menkul kıymet olarak sınıflandırılma gerekliliğini karşılar. Böylece platform, uzun vadeli istikrar ve yasal dayanıklılık açısından avantaj elde eder.Altyapı gelişimiOndo’nun vizyonu sadece token çıkarmakla sınırlı değil. Aynı zamanda, bu varlıkların güvenli ve etkili biçimde transfer edilip kullanılabileceği altyapılar inşa etmeyi hedefliyor. Örneğin:Ondo Chain: Amaca yönelik bir Layer-1 blockchainOndo Bridge: Çapraz zincir transfer çözümüFlux Finance: Tokenize varlıkların DeFi içinde kullanılmasını sağlayan protokolBu altyapılar, tokenize edilmiş varlıkların kurumsal finansla uyumlu şekilde işleyebilmesini sağlıyor. Nathan Allman ve ekibi, tüm bu bileşenlerle birlikte Ondo’yu yalnızca bir ürün platformu değil, aynı zamanda DeFi dünyasında kurumsal düzeyde bir altyapı sağlayıcısı haline getirdi.Ondo Finance’in Kurucusu Kim?Nathan Allman, Ondo Finance'in kurucusu ve CEO'sudur. Kariyerine Goldman Sachs'ın Dijital Varlıklar ekibinde başlayan Allman, burada kripto para piyasaları üzerine çalıştı. Ayrıca, özel kredi yatırımları alanında Prospect Capital Management'ta deneyim kazandı. Eğitimini Brown Üniversitesi'nde tamamlayan Allman, geleneksel finans bilgisini blockchain teknolojisiyle birleştirerek Ondo Finance'i kurdu. Ondo kurucusu ve yetkilileri. Kaynak: Ondo Finance Şirket, gerçek dünya varlıklarının (RWA) tokenizasyonu ve kurumsal düzeyde DeFi çözümleri sunarak, finansal piyasaları blockchain üzerine taşımayı hedefliyor. Allman'ın liderliğinde, Ondo Finance, BlackRock ve Mastercard gibi büyük finans kuruluşlarıyla iş birlikleri kurarak sektördeki konumunu güçlendirdi. Ancak Ondo, yalnızca tek bir kişinin ürünü değil, Ondo’nun arkasındaki ekip de en az kurucusu kadar dikkat çekici. Ekibe, Facebook, Microsoft, Symbiont ve BadgerDAO gibi büyük teknoloji ve blockchain firmalarından; özel sermaye fonlarından ve hedge fonlarından gelen isimler katıldı.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Yazının bu noktasına kadar Ondo Finance’in yapısını, tarihçesini, teknolojisini ve neden değerli olduğunu detaylarıyla ele aldık. Şimdi sırada, okuyucuların en çok merak ettiği teknik ve temel konuları net şekilde yanıtladığımız sıkça sorulan sorular bölümü var:ONDO nedir ve nasıl çalışır?: ONDO, geleneksel finansal varlıkları blockchain üzerinde tokenize eden ve herkesin erişimine sunan bir DeFi protokolüdür.ONDO token ne işe yarar?: ONDO token, yönetişim sürecine katılım ve staking gibi teşvik mekanizmalarında kullanılır.Gerçek dünya varlıkları (RWA) nedir?: RWA, fiziksel ya da geleneksel finansal varlıkların dijital token’lara dönüştürülerek blockchain üzerinde temsil edilmesidir.Ondo’nun diğer DeFi projelerinden farkı nedir?: Ondo, kurumsal finans ürünlerini regülasyon uyumlu biçimde blockchain’e taşıyarak hem bireysel hem kurumsal yatırımcıya sabit getiri sunar.ONDO staking ve yönetişim süreci nasıl işler?: Kullanıcılar ONDO token’larını stake ederek pasif gelir elde edebilir, protokolün gelişiminde oy kullanarak söz sahibi olabilirler.Ondo güvenli ve denetimli mi?: Evet, Ondo bağımsız denetimlere açık, KYC/AML uyumlu ve regülasyon dostu bir yapıda; bu da Ondo geleceği için kurumsal benimsemeyi destekleyen bir temel oluşturur. Yani Ondo Finance, ürünlerini ABD menkul kıymetler yasalarına uygun olarak yapılandırmakta ve yatırımcılara yalnızca regülasyon çerçevesinde erişim sağlamakta. Ancak küresel ölçekte değişen regülasyon ortamı, DeFi ve tokenizasyon projeleri için belirsizlikler doğurabilir. Özellikle SEC ve diğer düzenleyici otoritelerin tutumu, gelecekte erişim modellerinde veya ürün yapılarında değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle kullanıcıların yasal uyarıları dikkatle incelemesi ve yatırım öncesi bağımsız danışmanlık alması önem taşıyor.Ondo Finance ve RWA tabanlı Web3 yatırımları hakkında en güncel içerikler için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeyi unutmayın!

WLD Yorum ve Fiyat Analizi 25 Haziran 2025
WLD Teknik AnalizWLD, günlük grafiğine baktığımızda, fiyatın 2024 Mart ayından bu yana düşen trend içinde hareket ettiğini görüyoruz. Fiyat 0,90 dolar seviyesinde ve kanalın orta bandı ve aynı zamanda yatay destek kanalı olan 0,85-0,82 bölgesinden tepki almış görünüyor. WLD Kritik Destek Bölgeleri Güncel durumda 0,85-0,82 dolar bandı kısa vadeli destek bölgesidir. Grafikte gördüğümüz üzere fiyat buradan bir kaç kez tepki almış. Ancak bu bölge kırılırsa, satış baskısı artar ve 0,73-0,67 dolar aralığı devreye girebilir ki bu bölge aynı zamanda kanalın alt sınırına da denk gelmektedir.Yukarı yönlü hareketlerde ise ilk güçlü direnç bölgesi 1.11-1.21 dolar bandıdır. Eğer fiyat bu bandı kırıp, üzerinde kalıcılık sağlayabilirse, 1.52 seviyesi hedeflenebilir. Daha üstte ise bir sonraki majör direnç 1.92-2.10 dolar seviyesidir.Özetle, WLD, düşen kanal içinde destek hattına yaklaşmış durumdadır. Buradan gelebilecek tepkiler kısa vadeli bir toparlanmayı başlatabilir. Ancak trendin pozitife dönebilmesi için 1,10 üzeri kapanışlara ihtiyaç var. Aksi halde düşüş trendi devam edebilir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

MINA Yorum ve Fiyat Analizi 25 Haziran 2025
MINA Kısa Vade Teknik AnaliziMINA grafiğine kısa vade olarak bakacağız. Uzun vadede düşündürücü bir performans sergileyen MINA, yeniden ATL tazeledi. Bu sebeple bize vadeli tarafta fırsatlar verebilir. MINA Kısa Vade Son düşüşünden sonra 0,174$ direncinin üzerine çıkmayı başardı. Burda ilk karşılaşacağı direnç bölgesi 0,189$ - 0,195$ alanı olacaktır. Burayı hızlı geçmesi halinde önce 0,214$, sonrasında ise ve önemli bölge olarak 0,234$ - 0,241$ bölgesi gelecektir. Bu direnç bölgesi, satıcı baskısının en yoğun olacağı nokta olabilir. Burdan yaşanabilecek geri çekilme durumunda tekrar 0,195$ seviyesine kadar geri çekilme doğal olacaktır.Fakat direnç bölgesinde satış baskısına rağmen yukarı yönlü devam ederse sonraki seviye 0,267$ seviyesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu seviyenin üzerinde günlük kapanış görmediğimiz taktirde bu senaryo teknik olarak en olası senaryolardan biridir. 0,267$ üzerinde günlük kapanış da düşüş trendinin bittiğini gösterir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

TON Yorum ve Fiyat Analizi 25 Haziran 2025
TON Teknik AnaliziTON grafiğine geniş açıda baktığımız zaman genişleyen bir yükselen kanal gözlemliyoruz. Alt bölgedeki trend bölgesinin güçlü kaldığını, her sert düşüşte burdan tepki aldığını görüyoruz. Yine, son düşüşte tam olarak bu trend bölgesinden tepki alarak 2,76 direncini aşmayı başardı. Hem trend hem de yatay destek ile beraber 2,76 seviyesi önem teşkil ediyor. Geniş Yükselen Kanal Kısa vadede daha önce dört kez test ettiği 3,31$ - 3,50 direnç alanı şu an için hedef konumunda bulunuyor. Bu direnç alanının aşılması kısa vadedeki düşen trend yapısını kırarak önce 4,13$, sonrasında ise 4,87$ - 5,16$ direnç bölgesini hedefleyecektir. Uzun vadede karşımıza çıkan bu yükselen yapı korunduğu sürece üst trend bölgesi de ana hedef noktalardan biri olacaktır.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

Hedera (HBAR) Nedir?
Kripto para dünyası her geçen gün yeni projelerle çeşitleniyor. Kimi zaman “bu da nereden çıktı şimdi?” dedirten yeniliklerle karşılaşıyoruz. İşte Hedera da tam olarak böyle projelerden biri: alıştığımız blockchain (blokzincir) yapısını geride bırakarak bambaşka bir mimariyle karşımıza çıkıyor. “Hedera nedir?” sorusu, sadece bir kripto para birimini değil, aynı zamanda farklı bir teknolojik yaklaşımı anlamamıza kapı aralıyor. Yazının devamında, Hedera'nın temelinde yatan Hashgraph algoritmasından, bu sistemin neden blockchainden farklı olduğuna kadar pek çok detayı birlikte inceleyeceğiz.Hedera’nın Tanımı ve Ortaya Çıkışı“Hedera nedir?” veya “HBAR coin nedir?” sorusuna yanıt ararken, öncelikle dayandığı teknolojiyi anlamamız gerekir: Hashgraph. Hashgraph teknolojisi nedir diye soracak olursanız; Hashgraph’ın temel amacı, geleneksel blockchainlere kıyasla daha yüksek hız, adil işlemler, düşük maliyet ve güvenlik sunmak. Hedera ise bu teknolojiyi hayata geçiren dağıtık bir defter ağı olarak ortaya çıkıyor.Klasik blockchain sistemlerinde veriler bloklar halinde zincirlenirken, Hedera farklı bir yapıyı tercih ediyor: Yönlendirilmiş Döngüsel Olmayan Grafik (DAG - Directed Acyclic Graph). Bu yapı, verilerin doğrusal değil, çok daha esnek ve paralel şekilde işlenmesini sağlıyor. Her işlem veya “olay”, diğerleriyle bağlantı kurarak bir grafik oluşturuyor. Fakat bu grafik, isminden de anlaşılacağı üzere döngü içermiyor, yani geçmişe dönük tekrarlar olmuyor. Bu sayede süreç sürekli ileriye akıyor ve verimlilik artıyor. DAG’ler; bir süreci düzenlemenin, temsil etmenin ve zaman içinde nasıl ilerlediğini göstermenin bir yöntemi olarak tanımlanmakta. Bu mimari, Hedera’nın sadece daha hızlı değil, aynı zamanda daha fazla işlem hacmine sahip olmasını sağlıyor. Geleneksel zincir yapılarında işlemler sırayla ve sınırlı şekilde işlenirken, DAG yapısında çok sayıda işlem aynı anda yürütülebiliyor. Bu da Hedera’nın yüksek performans sunan bir alternatif olmasını mümkün kılıyor. Kısacası DAG vs blockchain karşılaştırmasında Hedera'nın Hashgraph'ı, özellikle hız, ölçeklenebilirlik, enerji verimliliği ve düşük maliyetler açısından blockchainlerin karşılaştığı bazı zorlukları aşmayı hedefler.Hedera'nın kuruluş vizyonu, sadece teknik anlamda değil, aynı zamanda ekosistemin bütününde sürdürülebilir, güvenli ve ölçeklenebilir bir dağıtık defter oluşturmak üzerine kurulu. Blockchain sistemlerinin hız ve verimlilikte yaşadığı darboğazları aşmak, daha düşük ücretler ve enerji kullanımı sağlamak gibi hedefler bu vizyonun merkezinde yer alıyor.Bu teknolojik altyapı, Amerikalı bilgisayar bilimcisi Dr. Leemon Baird tarafından geliştirilen Hashgraph algoritmasına dayanıyor. Baird, Mance Harmon ile birlikte Swirlds adlı şirketin de kurucusu. Başlangıçta bu algoritma Swirlds tarafından patentliydi, ancak 2022’de Hedera Yönetişim Konseyi bu hakları satın alarak algoritmayı Apache Lisansı altında açık kaynak hale getirdi. Bu, teknolojinin daha şeffaf ve topluluk odaklı bir yapıya kavuşmasını sağladı.Hedera ağının yerel kripto para birimi ise HBAR. Peki HBAR ne işe yarar? HBAR token kullanım alanı oldukça geniş. Ağdaki merkeziyetsiz uygulamaları (DApps) çalıştırmak, işlem ücretlerini ödemek, ağın güvenliğini sağlamak için staking yapmak ve yönetişim süreçlerine katılmak gibi çeşitli amaçlarla kullanılıyor. Kısacası HBAR, Hedera ekosisteminin yakıtı gibi görev görüyor.Kurucular açısından bakıldığında, projenin arkasında Baird ve Harmon’ın yanı sıra teknik lider olarak Paul Madsen de yer alıyor. Bittime gibi kaynaklar, Madsen’i projenin CTO’su ve kurucularından biri olarak tanımlıyor. Genel vizyon ise oldukça net: Hedera, internetin gelecekteki “güven katmanı” olmayı hedefliyor.Hedera’nın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıHedera'nın hikayesi, teknolojik bir yeniliğin fikir aşamasından küresel ölçekte kurumsal destekli bir platforma dönüşüm sürecini yansıtıyor. Her şey, Hashgraph algoritmasının icadıyla başladı ve zaman içinde birçok kritik gelişmeyle bu yenilikçi fikir somut bir altyapıya dönüştü.2010’un ortaları: Amerikalı bilgisayar bilimci Dr. Leemon Baird, geleneksel blockchain sistemlerine alternatif sunabilecek Hashgraph algoritmasını geliştirdi.2015: Baird, teknoloji yöneticisi Mance Harmon ile birlikte Swirlds Inc. adlı şirketi kurdu. Hashgraph algoritmasının patentleri de bu şirket bünyesinde koruma altına alındı.2016: Proje, Hashgraph Consortium LLC çatısı altında ilk adımlarını attı. Bu dönem, tohum yatırım sürecinin tamamlandığı evre oldu.Ağustos 2018: Hedera Hashgraph ağı, ilk Yönetişim Konseyi üyeleriyle birlikte özel beta sürümünde yayına girdi. Aynı dönemde HBAR token’ın halka arzı gerçekleşti ve bu tarih, Hedera'nın resmi lansmanı olarak kabul edilir.Eylül 2019: Hedera’nın ana ağı (mainnet) resmi olarak faaliyete geçti ve ağ herkese açık hale geldi.2020: Teknolojik gelişmeler açısından önemli bir yıldı. Google Cloud, Yönetişim Konseyi’ne katıldı. Aynı zamanda Hedera, akıllı sözleşme, konsensüs, dosya ve token hizmetlerini açık kaynak hale getirdi. Kod tabanı ise "açık inceleme" (open-review) formatında topluluğa sunuldu.2020–2023: Bu dönemde Hedera Yönetişim Konseyi büyümeye devam etti. IBM, LG, Boeing, Deutsche Telekom, FIS Global ve Tata Communications gibi dev kurumlar konseye katıldı. Ayrıca Hedera, Ethereum Sanal Makinesi (EVM) ile uyumlu akıllı sözleşme hizmetlerini kullanıma sundu. 2021’de Yönetişim Konseyi, Hedera ekosisteminin büyümesini desteklemek amacıyla bağımsız bir kuruluş olan HBAR Vakfı'nın kurulmasını onayladı. EFTPOS yönetişim konseyine katıldı. 2022’de Yönetişim Konseyi, Hashgraph Konsensüs Algoritması fikri mülkiyetini Swirlds, Inc.'den satın alma ve algoritmayı açık kaynak yapma kararı aldı. Hedera çekirdek kod tabanı açık kaynak haline getirildi. Hedera'nın kurucu ortak rolleri yeniden düzenlendi ve yönetim ekibi Swirlds Labs'a geçti. Ayrıca HBAR için yerel staking ve delegasyon özelliği ana ağda aşamalı olarak kullanıma sunuldu. Diğer yandan Üçüncü taraf EVM araçları (JSON-RPC, Truffle, Hardhat vb.) için ana ağ desteği başlatıldı. Stablecoin uygulamaları oluşturmak için Stablecoin Studio (açık kaynak SDK) başlatıldı. Akıllı sözleşme doğrulama desteği başlatıldı.2024: Hedera Wallet Snap (MetaMask eklentisi) başlatıldı. Eylül 2024'te Hedera, Hedera Hashgraph'ın tüm kaynak kodunu Linux Vakfı'na devretti. Bu kodlar artık açık kaynaklı ve satıcıdan bağımsız Hiero projesi olarak mevcut. Bu adım, Web3 çözümleri, stablecoin ve kurumsal kullanım alanlarının genişlemesi ve genel ekosistemin büyümesiyle eş zamanlı gerçekleşti. Bu dönemde:Walltech, 3 milyar dolarlık lüks ürün tokenizasyon projesine imza attı,Standard Bank Group ile sınır ötesi ticaret odaklı iş birliği geliştirildi,Safe Health Systems, tıbbi kayıtların yönetimi için Hedera teknolojisini entegre etti,Suku.world, tedarik zinciri finansmanı uygulamalarında Hedera’yı kullandı,Animoca Brands, oyunlarda hileyle mücadele amacıyla Hedera ile ortaklığa gitti.Hedera Neden Değerli?Hedera, dağıtık defter teknolojileri alanında sadece teknik bir alternatif olmanın ötesinde; hız, verimlilik, enerji tüketimi ve kurumsal yönetişim gibi alanlarda sunduğu çözümlerle dikkat çekiyor. Blockchain teknolojisinin bazı temel sınırlamalarına karşı geliştirilmiş olan Hedera Hashgraph, sunduğu avantajlarla hem bireysel hem de kurumsal kullanıcılar için güçlü bir seçenek haline geliyor. İşte Hedera’yı değerli kılan konular…Yüksek Hız ve Verimlilik: DAG Yapısı ve Hashgraph AlgoritmasıKlasik blockchain sistemleri, işlemleri sıralı ve bloklar halinde işler. Bu yapı, güvenlik sağlasa da işlem hızında ciddi sınırlamalara neden olabilir. Özellikle ağ yoğunlaştıkça işlemlerin onay süresi uzar ve performans düşer. Hedera ise bu tıkanıklığı aşmak için bambaşka bir mimariye geçiş yapıyor: DAG (Directed Acyclic Graph).Bu yapının temel farkı, işlemleri tek tek sıralamak yerine aynı anda birden fazla işlemi paralel biçimde işleyebilmesi. DAG yapısıyla çalışan Hashgraph algoritması sayesinde Hedera, saniyede 10.000'in üzerinde işlem kapasitesine (TPS) ulaşabiliyor. Bu rakam, Bitcoin’in 6–8 TPS ve Ethereum’un yaklaşık 12–15 TPS değerleriyle kıyaslandığında oldukça etkileyici. Dahası, işlemlerin kesinleşme süresi de oldukça kısa: yaklaşık 2–5 saniye. Ancak en önemlisi, bu kesinleşme olasılığa değil matematiksel netliğe dayanıyor; bir işlem onaylandığında artık geri dönüşü yok.KategoriBlockchainHedera HashgraphProgramlama DilleriSolidity, Vyper, Cadence, Java, JavaScript, Python, C++, C#, Go, RustSolidity, Vyper, Java, JavaScript, GoKonsensüs ProtokolleriPoW, PoS, Delegated PoS, Proof-of-History, Proof-of-Authority vs."Gossip about Gossip" protokolüne dayanan Hashgraphİşlem HızıPlatforma ve konsensüs mekanizmasına bağlı olarak saniyede 7-50.000 işlemSaniyede 10.000'e kadar işlemAkıllı KontratlarDeğiştirilemez, genellikle yükseltilemezDeğiştirilemez, isteğe bağlı olarak yükseltilebilirErişilebilirlikAçık, özel, hibritİzinli açık sistem, tamamen izinli açık hale gelmeyi planlıyorGüvenlik MekanizmalarıKriptografik hashleme, bloklarAsenkron Bizans Hata Toleransı (Asynchronous Byzantine Fault Tolerance)Kripto Paralar18.000'den fazla, BTC, ETH, XRP, ADA, SOL, DOGE, QTUM, DOT, TRX dahilHBAR Blockchainlerde bloklar teker teker oluşturulup zincire eklenirken, Hedera'da işlemlerin hepsi deftere dahil edilir, hiçbirisi atılmaz. Blockchain’de fork’lanma riskine karşı yavaşlatıcı mekanizmalar (PoW gibi) gerekirken, Hashgraph'ta hiçbir şey atılmadığı için bu tür yavaşlatmalara gerek yok. Bu da Hedera'nın Hedera ağ özellikleri açısından daha verimli ve hızlı olmasını sağlar.Düşük Maliyetler ve Enerji VerimliliğiKripto dünyasında en sık eleştirilen konulardan biri enerji tüketimi. Özellikle İş İspatı (PoW) mekanizması kullanan ağlar, devasa enerji harcarken, çevresel sürdürülebilirliği de tehdit edebiliyor. Hedera konsensüs modeli ise bu konuda oldukça iddialı. Hashgraph’ın “gossip about gossip” protokolü ve sanal oylama yöntemi, madencilere veya geleneksel doğrulayıcılara ihtiyaç duymadan güvenli ve hızlı konsensüs sağlar. Bu sayede Hedera karbon nötr kripto hatta karbon negatif bir yapıya sahiptir. Google gibi sürdürülebilirliği teşvik eden şirketlerin ilgisini çekmesinin nedenlerinden biri de bu.İşlem ücretleri de oldukça düşük: genellikle bir centin altında, ortalama 0.0001 dolar seviyesindedir. Üstelik bu ücretler sabittir ve ağ yoğunluğuna göre dalgalanmaz. Bu öngörülebilirlik, özellikle kurumsal uygulamalar açısından ciddi bir avantaj sunar. Kullanıcılar, işlemlerinin ne kadara mal olacağını önceden bilir.Kurumsal Düzeyde Yönetişim ve GüvenlikHedera, merkeziyetsizlik kavramına kurumsal bir yaklaşım getiriyor. “Herkesin söz sahibi olduğu ama kimsenin tek başına kontrol edemediği” bir sistem kurmayı hedefleyen Hedera Yönetişim Konseyi, 39’a kadar global ölçekte faaliyet gösteren şirketten oluşuyor. Google, IBM, LG, Boeing ve Tata Communications gibi devler bu konseyin üyeleri arasında. Bu yapı sayesinde ağda alınan kararlar; yazılım güncellemelerinden ücret yapılarına, hazine yönetiminden yönetişim kurallarına kadar birçok konuda birlikte alınıyor. Konsey üyeleri kar amacı gütmeden belirli sürelerle görev yapıyor ve sistemin istikrarını sağlamak için eşit söz hakkına sahip oluyor. Bu model, bireysel çıkarlar veya topluluk içi çatışmalar nedeniyle yaşanabilecek kaosları en aza indirmeyi hedefliyor. Bu yapısıyla Hedera, kurumsal blockchain altyapısı arayan büyük işletmeler ve hükümetler için cazip bir platform oluyor. Hedera'nın yönetişim konseyinin üyeleri. Kaynak: Hedera Güvenlik açısından da Hedera güçlü bir konumda. Hashgraph algoritması, Asenkron Bizans Hata Toleransı (aBFT) adı verilen yüksek güvenlik düzeyine sahip. aBFT, dağıtık sistemlerde matematiksel olarak ulaşılabilecek en güvenli protokollerden biri olarak kabul ediliyor. Bu yapı sayesinde çatallanma riski ortadan kalkıyor ve ağ istikrarlı bir şekilde işlemeye devam ediyor. Ayrıca Hedera, merkezi veri tabanlarında bulunan ACID garantilerini de sunarak, güvenliği ve veri bütünlüğünü üst seviyeye taşıyor.Geniş Kullanım Alanları ve HizmetlerHedera yalnızca bir kripto ağı değil; geliştiriciler için kapsamlı bir altyapı sunan bir platform.Hedera Consensus Service (HCS): Uygulamaların Hashgraph’ın hız ve adil sıralama avantajlarından doğrudan faydalanmasını sağlar. Özellikle bankacılık, sağlık ve tedarik zinciri gibi sektörlerde güvenilir veri kaydı için idealdir.Hedera Token Service (HTS): Hem değiştirilebilir token’lar hem de NFT’ler oluşturmak ve yönetmek için kurumsal düzeyde araçlar sunar. KYC, hesap dondurma ve arz kontrolü gibi yetenekleriyle büyük projelere hitap eder.Hedera Smart-Contract Service (HSCS): Ethereum’un Solidity diliyle yazılmış akıllı sözleşmeleri destekler ve EVM uyumludur. Bu sayede DeFi, oyun, kimlik yönetimi gibi alanlarda hızlı ve düşük maliyetli uygulamalar geliştirilebilir.Bu hizmetler ve Hedera'nın temelde yatan teknolojik avantajları, platformu NFT, DeFi (merkeziyetsiz finans), merkeziyetsiz kimlik (DID), veri doğrulama ve denetim kayıtları, ödemeler ve tedarik zinciri yönetimi gibi çeşitli alanlarda geniş kullanım alanı bulmasını sağlar. Platform, hem kurumsal düzeyde uygulamalar hem de bireysel kullanıcılar için de uygun.HBAR Token'ın RolüHBAR token kullanım alanı sadece işlem ücretlerini ödemekle sınırlı değil. Güvenlikten yönetişime kadar birçok kritik işlevi yerine getiren çok yönlü bir token. Kullanıcılar HBAR staking ile ağı güvence altına alabilir ve bu süreçte ödüller kazanabilir. Bu sistem, Proof-of-Stake (PoS) benzeri bir güvenlik modeli oluşturur. Ayrıca token sahipleri, gelecekte yönetişim süreçlerine daha doğrudan katılma şansına da sahip olacaklar. Örnek bir HBAR staking paneli. Deutsche Telekom'un sunduğu bir node'a 1.000 HBAR yatırıldığında, yıllık ortalama 0.4 HBAR sunuyor. Kaynak: Hashscan.io HBAR arzı toplam 50 milyar token ile sınırlı. Bu sınır, uzun vadeli değer korunmasını hedeflerken, token ekonomisini istikrarlı tutmayı da amaçlıyor. Dolaşımdaki arz kademeli ve planlı bir şekilde artıyor. Bu planlama, herhangi bir bireyin ya da kuruluşun çok büyük miktarda HBAR biriktirerek ağı etkilemesini engellerken, fiyatın doğal piyasa koşullarıyla belirlenmesine de olanak tanıyor. HBAR’ın işlevlerini şu şekilde özetleyebiliriz: Hedera ağındaki düşük işlem ücretleri için ödeme sağlar, staking ile ağ güvenliği sunar, merkeziyetsiz uygulama (dApp) ekosistemindeki KCS, HTS ve HCSC için işlem ücretlerinde ödeme aracıdır, yönetişim katılımı için önemlidir, arzının belirli sürelerde açılması ve tamamen açık ve izinsiz bir ağa doğru dönüşme çabası tokenın değerinin altını çizer.HBAR fiyatı da ağın değerinde önemli bir rol oynuyor. HBAR, Mayıs 2025 itibarıyla 0.18 dolar seviyelerinde işlem görüyor. Tüm zamanların en yüksek seviyesini, 2021’in Eylül ayında kaydetmişti. Rekor seviyesi, 0.57 dolar civarında görüldü. Lansmanından bu yana HBAR fiyatı. Hedera’nın Kurucusu Kim?Hedera Hashgraph’ın arkasında, sadece teknik bilgiyle değil, vizyoner bir yaklaşımla hareket eden güçlü bir ekip yer alıyor. Hedera kurucusu kim sorusunun cevabı, iki temel ismi ve bir de CTO'yu kapsıyor.İlk olarak öne çıkan isim, Hashgraph algoritmasının mucidi Dr. A.S. Leemon Baird. Carnegie Mellon Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi alanında doktora yapmış olan Baird, yapay zeka, siber güvenlik ve dağıtık sistemler konularında 20 yılı aşkın süredir çalışmalar yürütüyor. ABD Hava Kuvvetleri Akademisi’nde bilgisayar bilimi profesörü olarak görev almış; aynı zamanda birçok teknoloji şirketinde kıdemli bilim insanı olarak çalışmış biri. Onun geliştirdiği Hashgraph algoritması, blockchain teknolojisinin karşılaştığı hız, maliyet ve güvenlik gibi sorunlara karşı çok daha verimli bir çözüm sunuyor.Baird’in yanında, Hedera’nın bir diğer kurucu ortağı Mance Harmon yer alıyor. Harmon, teknoloji sektöründe ürün güvenliği, siber tehdit simülasyonu ve kamu hizmetlerinde stratejik görevler üstlenmiş bir lider. Swirlds şirketini Baird ile birlikte kuran Harmon, uzun süre Hedera’nın CEO’luk görevini de üstlendi. Kendisi, Hedera’nın yalnızca kısa vadeli bir teknoloji projesi değil, uzun vadede dijital dünyanın güven temellerinden biri olacağına inanan bir vizyona sahip.Ekibe sonradan teknik katkı sağlayan isimlerden biri de Paul Madsen. Yazılım mühendisliği ve siber güvenlik alanlarında uzman olan Madsen, Hedera’nın CTO’su olarak projeye katıldı. Onun katkıları, Hedera’nın teknik yapısının sağlam, ölçeklenebilir ve geliştirici dostu olmasında önemli rol oynuyor.Bu üç isim, teknolojik altyapıyı kurmakla kalmadı; aynı zamanda projenin merkeziyetsizlik anlayışını kurumsal bir temele oturtacak yönetişim modelini de şekillendirdi. Ancak Hedera’nın geleceği yalnızca bu kurucuların ellerinde değil. Projenin rotasını, farklı sektörlerden gelen global şirketlerin oluşturduğu Hedera Yönetişim Konseyi belirliyor. Bu yapı, merkeziyetsizliğin daha sürdürülebilir ve istikrarlı bir biçimde uygulanabilmesini hedefliyor. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Hedera konusunda aklınıza takılan sıkça sorulan soruları ve cevaplarını bulabilirsiniz:HBAR nedir, nasıl çalışır?: HBAR, Hedera ağının yerel kripto para birimidir. İşlem ücretlerini ödemek, merkeziyetsiz uygulamaları çalıştırmak, staking yapmak ve yönetişim süreçlerine katılmak gibi işlevleri vardır. Ağ üzerindeki her işlem HBAR ile gerçekleştirilir.Hedera Hashgraph ile blokzincir farkı nedir?: Hedera, blockchain yerine DAG (Directed Acyclic Graph) yapısını ve Hashgraph adlı konsensüs algoritmasını kullanır. Bu sayede işlemler paralel şekilde, çok daha hızlı ve enerji verimli biçimde gerçekleştirilir. Ayrıca çatallanma (fork) riski yoktur.HBAR stake edilebilir mi?: Evet, HBAR token’ları ağda stake edilebilir. Kullanıcılar, token’larını belirli düğümlere atayarak ağ güvenliğine katkı sağlar ve karşılığında ödül kazanabilirler.Hedera’nın enerji tüketimi düşük mü?: Evet, oldukça düşüktür. Hashgraph algoritması, madencilik veya ağır işlem gücü gerektirmediği için enerji verimli çalışır. Hedera, karbon nötr bir ağdır.HBAR token arzı nedir?: Toplam HBAR arzı 50 milyar token ile sınırlıdır. Bu arz zamanla kademeli olarak dolaşıma girer. Planlı dağıtım modeli sayesinde arz-talep dengesi korunur ve fiyat istikrarı desteklenir.Hedera ağı güvenilir mi?: Evet. Hedera, Asenkron Bizans Hata Toleransı (aBFT) gibi yüksek düzeyde güvenlik sağlayan bir algoritma kullanır. Ayrıca yönetişim modeli, global ölçekte tanınan şirketler tarafından denetlenir ve merkeziyetsizliği kurumsal düzeyde sağlar.Hedera ve Hashgraph teknolojisiyle çalışan projeleri keşfetmek için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeyi unutmayın!

Cardano (ADA) Nedir?
Blockchain teknolojisi hızla gelişirken, her yeni platform bir önceki neslin eksiklerini gidermeyi ve daha iyi bir gelecek sunmayı hedefliyor. Bu ekosistemin önemli oyuncularından biri olan Cardano, bilimsel blokzincir (blockchain) yaklaşımıyla dikkat çekiyor. Peki tam olarak Cardano nedir ve onu diğerlerinden ayıran özellikler neler? Bu yazımızda, Cardano’nun temel taşlarını, tarihçesini, neden bu kadar değerli olduğunu ve kimler tarafından hayata geçirildiğini derinlemesine inceleyeceğiz.Cardano’nun Tanımı ve Ortaya ÇıkışıCardano (ADA), merkeziyetsiz, kamuya açık bir blockchain platformu olarak biliniyor. Temel amacı, Proof-of-Work (PoW) gibi enerjiyi çok harcayan mekanizmalara dayanan blockchainlerden daha verimli olmak için tasarlanmış bir Proof-of-Stake (PoS) blockchain. Yani, PoS coinler arasında yer alan, enerji verimliliği yüksek bir platform. Cardano, akademik araştırma ve bilimsel yöntemlerle geliştirilen üçüncü nesil bir blockchain projesi olarak da tanımlanıyor. Kendisini "üçüncü nesil" platform olarak konumlandırırken, Ethereum gibi "ikinci nesil" platformların bir güncellemesi ve alternatifi olduğunu belirtiyor. Cardano, daha önceki kripto paraların karşılaştığı ölçeklenebilirlik, birlikte çalışabilirlik ve düzenleyici uyum eksikliği gibi sorunların üstesinden gelmeyi amaçlayan tasarım prensiplerine sahip.Özellikle Bitcoin'in yavaş ve esnek olmayan yapısı ile Ethereum'un güvenlik veya ölçeklenebilirlik sorunlarını çözmeyi hedeflediğini iddia ediyor. Araştırma odaklı yaklaşımıyla biliniyor. Kurulduğu 2017 yılında, Proof-of-Stake kullanan en büyük kripto para idi.Cardano, işlemlerin gerçekleştiği ve kaydedildiği katman olan Sözleşme Katmanı (Settlement Layer - CSL) ile akıllı sözleşmelerin ve merkeziyetsiz uygulamaların (dApp'ler) çalışmasına olanak tanıyan Hesaplama Katmanı (Computation Layer - CCL) olmak üzere katmanlı yapıya sahip. Bu çift katmanlı yapı, Bitcoin'den daha hızlı işlemlere olanak tanıyor. Cardano mimarisi. Kaynak: Cardano Docs Blockchainin ADA isimli kripto para biriminin hikayesi de ilginç. Zira ADA, İngiliz aristokrat ve genellikle ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilen Augusta Ada King, Lovelace Kontesi'nin adını aldı. Ada'nın alt birimi ise Lovelace'tir. 1 ADA, 1.000.000 Lovelace'e eşit.Cardano'nun mutabakat mekanizması, Ouroboros PoS konsensüsü adı verilen bir Proof-of-Stake protokolü olarak bilinmekte. Ouroboros, "kanıtlanabilir derecede güvenli ilk PoS konsensüs protokolü" olarak yayınlandı. Bu mekanizma, blockchainin tarihi kaydını gözden geçirmek ve genişletmek için yapılan iş karşılığında kripto parayı kullanır ve ödüllendirir, tıpkı Ethereum gibi. Ancak Bitcoin'in PoW'sinden farklı olarak, staking'e dayanır ve çok daha az enerji tüketir. Cardano'nun kurucusu Charles Hoskinson, Ouroboros mutabakat mekanizmasını enerji açısından verimli olarak tanımlandı. Hatta verilere göre, Bitcoin'in PoW'una göre dört milyon kata kadar daha verimli enerji açısından. Ouroboros'un kalbinde, ağın güvenliğini sağlamak, işlemleri doğrulamak ve yeni üretilen ADA kazanmak için Cardano yazılımını çalıştıran bilgisayarlar tarafından kullanılan bir Proof-of-Stake (PoS) mutabakat algoritması bulunur.Platformun akıllı sözleşme platformu (Plutus), geliştiricilerin Cardano blockchaininde merkeziyetsiz uygulamalar oluşturmasına olanak tanır. Cardano, Plutus adlı akıllı sözleşme geliştirmek için optimize edilmiş bir programlama dili ile uygulamada. Plutus V3 gibi yükseltmeler, akıllı sözleşme yeteneklerini ve geliştirici araçlarını daha da geliştirmeyi amaçlıyor. Ayrıca, programcı olmayanlar için finansal sektörde akıllı sözleşmeler oluşturmayı kolaylaştıran Marlowe adlı bir alan özel dili de var. Cardano, matematiksel hassasiyeti ve güvenilirliği vurgulayan fonksiyonel bir programlama dili olan Haskell kullanılarak geliştirildi. Haskell, geleneksel dillerin aksine, işlevlerin matematiksel ifadeler olarak yazıldığı bildirimsel bir yaklaşım kullanıyor.Cardano'nun geliştirilmesine 2015 yılında Charles Hoskinson ve Jeremy Wood tarafından kuruldu. Charles Hoskinson, Ethereum'un kurucu ortaklarından biriydi ancak projenin yönü konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle ayrıldıktan sonra Cardano'yu geliştirmeye başladı. Hoskinson, Ethereum'un ilk versiyonlarını bir "kavram kanıtı" olarak gördüğünü ve Cardano ile eksikliklerini gidermeyi hedeflediğini belirtti. İki yıllık araştırma ve geliştirmenin ardından, Cardano blockchain ağı ilk çıkarılmış bloğu ile 2017 yılında piyasaya sürüldü.Cardano'nun temel hedefi; güvenli, sürdürülebilir ve ölçeklenebilir bir finansal altyapı oluşturmak. Merkeziyetsiz uygulamalar, sistemler ve toplumlar için benzersiz güvenlik ve sürdürülebilirlik sağlamak amacıyla öncü teknolojileri bir araya getiriyor. Güvenliği milyarlarca insanın verisini koruyacak kadar güçlü, küresel sistemlere uyum sağlayacak kadar ölçeklenebilir ve temel değişiklikleri destekleyecek kadar sağlam bir platform olmayı hedefliyor. Cardano, gücü hesap verebilir olmayan yapılardan bireylere, yani kenarlara dağıtmayı ve pozitif değişim ve ilerleme için bir güç olmayı amaçlıyor. Dünyanın bankacılık hizmeti almayan nüfusuna bankacılık hizmetleri sunma gibi iddialı bir hedefi de var.Cardano platformu, Cardano ne işe yarar sorusunun cevabı olarak, çeşitli kullanım durumlarına sahip merkeziyetsiz uygulamalar için bir sistem haline gelmeyi amaçlıyor. Geliştiricilerin başka tokenlar, dApp'ler veya ölçeklenebilir bir blockchain ağının barındırabileceği herhangi bir kullanım alanı oluşturmasına olanak tanıyan genel bir blockchain ekosistemi oluşturmaya odaklanıyor. Öte yandan ADA, platform üzerindeki işlemler için kullanılıyor.Cardano’nun Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıCardano'nun hikayesi, 2015 yılında tohumlarının atılmasıyla başlıyor ve dikkatlice planlanmış bir yol haritasını takip ediyor. Bu yol haritası, şiir ve bilgisayar bilimi tarihindeki önemli figürlerin adını taşıyan beş ana "çağa" veya aşamaya ayrıldı: Byron, Shelley, Goguen, Basho ve Voltaire. Cardano'nun "çağları". Kaynak: Cardano Cafe Bu aşamalar, Cardano'nun temel bir blockchainden tamamen merkeziyetsiz ve kendi kendini yöneten bir ekosisteme dönüşüm sürecini temsil ediyor. Cardano’nun hikayesi ise şu şekilde önemli başlıklara ayrılabilir:2015: IOHK kuruldu. Cardano'nun geliştirilmesi için zemin hazırlayan bu mühendislik şirketi, Charles Hoskinson ve Jeremy Wood tarafından kuruldu. IOHK, kamu, özel sektör ve hükümet müşterileri için yüksek güvenceli blockchain altyapı çözümleri geliştirmeye odaklandı. Cardano blockchaininin birincil geliştiricisi oldu. Daha sonra Input Output Hong Kong (IOHK), Input Output Global (IOG) olarak isim değiştirdi.2017: Cardano mainnet’i ve ADA token’ı kullanıma sunuldu. İki yıllık araştırma ve geliştirme sürecinin ardından, Cardano blockchaininin ana ağı (mainnet) Eylül 2017'de Byron aşamasıyla birlikte faaliyete geçti. Bu aşama, kullanıcıların kendi yerel tokenları olan ADA token'ını alıp satmalarına olanak sağladı. Byron aşaması, Cardano yol haritasının ilk fazıydı.2020: Shelley güncellemesiyle staking başladı. Mary Shelley'den adını alan Shelley aşaması, Cardano'yu yönetimli bir yapıdan daha merkeziyetsiz bir PoS mutabakat mekanizması olan Ouroboros'a geçirdi. Bu aşama, ağın ademi merkeziyetçilik hedeflerine katılmaya teşvik edilen topluluk tarafından işletilen ağ düğümleri aracılığıyla daha merkeziyetsiz bir Cardano'ya doğru güvenli ve istikrarlı bir geçiş olarak tasarlandı. Shelley, ADA sahiplerinin tokenlarını stake ederek ağın güvenliğine katılmasına ve ödül kazanmasına olanak tanıyan Cardano staking nedir sorusunun da cevabı olan staking mekanizmasını tanıttı. Bu, ağın önemli ölçüde merkeziyetsizleşmesini sağladı. 2021: Alonzo hard fork’u ile akıllı sözleşmeler etkinleştirildi. Bilgisayar bilimci Joseph Goguen'den adını alan Goguen aşaması, blockchainde akıllı sözleşme işlevselliğini etkinleştirmeyi amaçladı. Bu, Eylül 2021'de gerçekleşen Alonzo hard fork'u ile başarıldı. Alonzo güncellemesi, Cardano blockchaininde ilk kez akıllı sözleşmeleri etkinleştirerek, geniş bir dApp yelpazesinin Cardano üzerinde inşa edilme olasılığını açtı. Bu güncelleme, geliştiricilerin NFT'ler gibi dApp'ler oluşturmasına ve bunlarla ilişkili birden fazla kripto para varlığını yönetmesine olanak sağladı. Alonzo hard fork'u, Cardano Shelley Alonzo geçişindeki kritik adımlardan biriydi ve Cardano'nun yeteneklerini önemli ölçüde genişletti.2022: Vasil hard fork'u ölçeklenebilirliği artırdı. Basho aşamasının bir parçası olarak (Japon şair Matsuo Bashō'dan adını alır), Vasil hard fork'u Eylül 2022'de tamamlandı. Bu güncelleme, dApp işlevselliğini daha da geliştirmek için ölçeklenebilirlik yükseltmeleri getirdi; örneğin artan blok boyutu, iyileştirilmiş işlem işleme ve yeni betik yetenekleri. Vasil, ağın işlem verimliliğini ve akıllı sözleşme yeteneklerini artırdı.2023–2024: CIP (Cardano Improvement Proposal) ve yönetişim gelişmeleri dikkat çekti. Voltaire aşaması (Fransız yazar ve filozof Voltaire'den adını alır), merkeziyetsiz yönetişimin entegrasyonuna odaklanır. Bu aşama, blockchain ağına oylama ve hazine yönetimini getirmeyi amaçlar. CIP (Cardano Improvement Proposal) gibi mekanizmalar aracılığıyla, ADA token sahiplerinin teklifler oluşturmasına, oylamasına ve uygulamasına olanak tanıyan merkeziyetsiz bir karar alma süreci başlatılmıştır. CIP-1694 yönergeleriyle tanımlanan SanchoNet gibi test ağları, yönetişim araçlarını test etmek için bir kum havuzu görevi görür. Cardano'nun Voltaire aşamasının bir parçası olarak planlanan Chang hard fork'u, on-chain (zincir üzeri) yönetişimi iki aşamada devreye sokacaktır. Bu geçiş, ağ geliştirme kontrolünün IOHK'dan topluluğa başarılı bir şekilde devredilmesini işaret eder.Bu önemli dönüm noktaları, Cardano güncellemeleri sürecini özetliyor. Cardano ne zaman çıktı sorusunun cevabı 2017 olmasına rağmen, platformun yetenekleri zaman içinde büyük ölçüde değişti ve arttı. Yol haritası, Basho'nun ölçeklendirme ve optimizasyon odaklı olması ve Voltaire'nin tam merkeziyetsiz yönetişimi getirmesiyle ilerlemeye devam ediyor. Genel olarak bu Cardano roadmap (yol haritası)’i platformun gelecekteki gelişimine dair bir vizyon sunuyor. Ayrıca yol haritasının, yatırımcıların veya bu alana girmek isteyen kişilerin ağa yönelik meraklarını giderdiğini de söyleyebiliriz.Cardano Neden Değerli?Cardano'nun diğer blockchain platformları arasında öne çıkmasının ve değerli kabul edilmesinin çeşitli nedenleri var. Bu nedenlerin başında, platformun temel prensipleri ve teknolojik altyapısı geliyor. Ancak her şey bununla sınırlı değil. Gelin, detaylıca bakalım…Cardano, akademik bir blockchain platformuÖncelikle, Cardano'nun akademik olarak hakemli araştırmalarla geliştirilen tek blockchain platformu olması, onu benzersiz kılıyor. Platformun "araştırma öncelikli" yaklaşımı ayırt edici bir özellik. IOHK, Cardano'yu inşa eden şirket olarak, teknolojiye dair 100’den fazla akademik makale yayınladı ve bu süreçte küresel üniversitelerle ortaklıklar kurdu. Edinburgh Üniversitesi, Tokyo Teknoloji Enstitüsü, Stanford Üniversitesi ve Wyoming Üniversitesi gibi kurumlarla blockchain teknolojisi üzerine araştırmaları destekledi. Bu titiz, kanıta dayalı geliştirme süreci, Cardano'nun kodunun matematiksel olarak doğrulanması anlamına gelen resmi doğrulamayı da barındırıyor. Bu bilimsel ve araştırmaya dayalı yaklaşım, platformun sağlamlığı konusunda güven oluşturuyor. Bu da bilimsel blokzincir olarak tanımlamasını sağlıyor.Enerji tasarrufu: PoS altyapısı dikkat çekiyorCardano'nun düşük enerji tüketimi sağlayan PoS altyapısı önemli bir avantaj. Bitcoin'in kullandığı Proof-of-Work (PoW) mekanizması, mutabakat sağlamak için muazzam miktarda enerji gerektiriyor. Cardano'nun Ouroboros konsensüs algoritması, PoW'un performans ve enerji kullanım zorluklarına bir çözüm sunarak daha sürdürülebilir bir yaklaşımla bu sorunu gideriyor. Ouroboros, ağdaki hisselerine (stake’lerine) göre yeni bloklar oluşturmak için katılımcıları (Cardano örneğinde stake havuzlarını) seçiyor. Böylece, Bitcoin'in PoW algoritmasından çok daha az miktarda enerji harcar. Bu enerji verimliliği, hem çevresel etkiyi minimuma indirmesi hem de mutabakat sürecini ortalama kullanıcı için daha erişilebilir hale getirmesi açısından değerli.Cardano staking ile gelir elde edilebiliyorCardano'nun staking ile pasif gelir elde etme özelliği, kullanıcıları için çekici bir özellik. Proof-of-Stake konsensüs mekanizmasında, kullanıcılar doğrulayıcı olma fırsatı için blockchainin kripto parasını "stake" ediyor. Stake, Cardano ağında doğrulayıcı haklarını temsil etmek ve güvence altına almak için belirli bir miktarda ADA kripto parasının ağa kilitlenmesidir. Doğrulayıcılar işlem bloklarını açar ve işlemi sonuçlandırır. Ardından stake ettikleri token sayısına göre ADA ile ödüllendirilir. Kullanıcılar, halka açık veya özel olabilen bir havuza katılarak veya kendi havuzlarını oluşturarak doğrulama sürecine katılabilirler. Bu cardano staking havuzları, ADA sahiplerinin tokenlarını kendileri işletmek yerine başkalarına devrederek ödül kazanmalarını sağlar. Staking, hem ağın güvenliğini sağlar hem de katılımcıları dürüst davranış için teşvik eder.Geniş kullanım alanı ve ekosistemDiğer yandan, Cardano; merkeziyetsiz uygulamalar (dApp), NFT, eğitim ve kimlik projeleri için aktif kullanım alanlarına sahip. Akıllı sözleşme yeteneği, geniş bir kullanım yelpazesini mümkün kılar. Cardano üzerinde DeFi hizmetleri mevcut ve geliştiricilerin yerel varlıklar, dApp'ler ve NFT'ler oluşturmasına olanak tanınıyor. Platformun kullanım alanları arasında takip edilebilirlik, özgünlük ve sürdürülebilirlik yer alıyor. Cardano’nun kullanıldığı bazı olaylar şu şekilde:· Etiyopya'daki kahve tedarik zincirinde kullanım· Gürcistan'da kimlik bilgisi doğrulama sisteminde kullanım· New Balance ayakkabıları için orijinallik pilot programı· Etiyopya'daki beş milyon okul öğrencisi için kimlik ve kayıt sistemi· DJ Paul Oakenfold'un albümünü yayınlaması· Dish Network ile işbirliğiAyrıca, Zanzibar, Etiyopya ve Burundi'deki vatandaşların dijital kimlik almalarına yardımcı olma potansiyelinden ve Afrika'da uzak mobil ağ erişimi sunan World Mobile Token (WMT) Cardano ağı üzerinde kuruldu. Bu projeler ve kullanım alanları, Cardano ne işe yarar sorusunun en basit yanıtları. Cardano Vakfı, kurumlar, işletmeler, düzenleyiciler ve politika yapıcılarla çalışarak blockchain'i geleceğe dönük çözümler oluşturmak için kullanmayı amaçlıyor. Ayrıca, Cardano Akademi aracılığıyla blockchain eğitimi sunulmakta. Cardano ekosistemi. Kaynak: Coin98 Yatırımcıların gözbebeği: ADA coin’iADA token’ı, işlem ücreti ödemede, staking’de ve yönetişimde kullanılıyor. ADA, Cardano ağının yerel kripto para tokenıdır. Kullanıcılar ADA'yı güvenli bir değer değişimi olarak kullanabilirler, hem de aracı bir üçüncü tarafa ihtiyaç duymadan. Her işlem Cardano blockchaininde kalıcı, güvenli ve şeffaf bir şekilde kaydediliyor. ADA sahipliği, kimin slot lideri olacağını (blokları ekleme hakkına sahip olan) ve kimin bloklardaki işlemler için ödenen ücretlerin bir payını kazanacağını belirliyor. ADA tokenları ayrıca yazılım politikaları (örneğin enflasyon oranı) üzerinde oylama yapmak için kullanılıyor ve katılımcıları ADA tutmaya ve gelecekteki değerini güvence altına almaya teşvik ediyor.ADA'nın maksimum arzı 45 milyar token ile sınırlı. 2020 başlarında yaklaşık 31 milyar ADA dolaşımda idi, kalan 14 milyar ise minting yoluyla piyasaya sürülmek üzere planlanmıştı. Bu bilgiler, ADA arzı ve dolaşımı ile tokenın ekonomik yapısı hakkında fikir veriyor. ADA token özellikleri, onu yalnızca bir alım satım aracı değil, aynı zamanda ağın işleyişinde ve yönetiminde kritik bir role sahip hale getiriyor. ADA coin nedir sorusunun cevabı, Cardano ekosistemindeki bu çok yönlü tokenı tanımlıyor. Bu sırada ADA fiyatından da bahsetmek gerek. ADA, Mayıs 2025 itibarıyla 0.68 dolar civarında el değiştiriyor. Coin, tüm zamanların en yüksek seviyesini göreli yaklaşık 4 yıl oldu. 2021’de fiyatı 3.10 dolara kadar sıçramıştı. 2017'den bu yana ADA'nın fiyatı Ourobos protokolü ile yüksek güvenlikSon olarak, Cardano'nun "Kanıtlanabilir Derecede Güvenli" olarak tanımlanan Ouroboros protokolünden bahsetmek gerekiyor. Bu protokol, ağın 51% dürüst katılımcı tarafından stake edildiği sürece güvenli olduğunu garanti ediyor. Bu güvenlik garantisi, rastgele lider seçimi gibi yenilikçi kavramlarla elde ediliyor. Protokol, yeni iterasyonlar ve titiz güvenlik analizleri yoluyla gelişmeye devam ediyor. Haskell gibi resmi olarak belirtilmiş programlama dilleriyle yazılmış olması, kodunun matematiksel olarak doğrulanmasına olanak tanıyor, bu da bankacılık ve savunma sektörlerinde yaygın olarak kullanılan bir süreç.Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde, Cardano'nun neden değerli bir blockchain platformu olduğu daha net anlaşılıyor. Araştırma odaklı geliştirme, enerji verimliliği, pasif gelir fırsatları, aktif kullanım alanları ve tokenının işlevselliği, Cardano'yu blockchain ekosisteminde önemli bir oyuncu haline getiriyor.Cardano’nun Kurucusu Kim?Cardano'nun hikayesi, vizyon sahibi bireylerin liderliğinde şekil aldı. Platformun kurucu ortakları ve onu destekleyen kuruluşlar, Cardano'nun gelişiminde kritik roller oynadı. Cardano, Charles Hoskinson ve Jeremy Wood tarafından kuruldu. Bu ikili, blockchain dünyasında deneyimli isimler. Charles Hoskinson. Kaynak: CNBC Charles Hoskinson, Colorado merkezli bir teknoloji girişimcisi ve matematikçi. Kriptografi alanına endüstriyel deneyimle girmeden önce Metropolitan State University of Denver ve University of Colorado Boulder'da analitik sayı teorisi eğitimi aldı. Profesyonel deneyimleri arasında üç kripto para birimiyle ilgili startup kurmak yer alıyor: Invictus Innovations, Ethereum ve IOHK. Ayrıca hem kamu hem de özel sektörde çeşitli görevlerde bulundu. Bitcoin Vakfı'nın eğitim komitesinin kurucu başkanıydı ve 2013 yılında Cryptocurrency Research Group'u kurdu.Hoskinson, aynı zamanda Ethereum’un da kurucu ortaklarından. Ancak 2014 yılında, Ethereum'un ticari bir şirket mi (Hoskinson'ın görüşü) yoksa kar amacı gütmeyen bir kuruluş mu (Vitalik Buterin'in görüşü) olması gerektiği konusundaki bir anlaşmazlık nedeniyle Vitalik Buterin ve Ethereum ekibinden ayrıldı. Bu ayrılığın ardından, 2015 yılında Jeremy Wood ile birlikte IOHK'yı kurarak Cardano'yu geliştirmeye odaklandı. Hoskinson, Cardano için girişim sermayesi aramadığını, bunun blockchainin prensiplerine aykırı olduğunu ve girişim sermayesi katılımının bir projenin aşırı kontrolüne yol açabileceğini düşündüğünü belirtti. IOHK (IOG) ekibi Hoskinson'ın mevcut projeleri, insanları kripto para hakkında eğitmek, merkeziyetsizliğin savunuculuğunu yapmak ve kriptografik araçları ana akım kullanıcılar için daha kolay hale getirmeye odaklanmıştır. Bu, Eylül 2017'de piyasaya sürülen üçüncü nesil bir kripto para birimi olan Cardano'nun araştırma, tasarım ve geliştirilmesine liderlik etmeyi de içerir. Kendisi, IOHK'nın CEO'su ve kurucusudur. Cardano kurucusu kim sorusunun baş yanıtı Charles Hoskinson'dır, ancak Jeremy Wood da önemli bir ortaktır. Jeremy Wood, eski bir Ethereum meslektaşı ve Hoskinson ile birlikte IOHK'yı kurmuştur. Ethereum'da Yönetici Asistanı olarak görev yaptı.Cardano ekosisteminin teknik geliştirmelerinden sorumlu olan IOHK (Input Output) şirketi, Charles Hoskinson ve Jeremy Wood tarafından 2015 yılında kurulmuştur. Bu mühendislik ve araştırma şirketi, kripto paralar ve blockchainler inşa etmek üzere tasarlanmıştır. Kamu, özel sektör ve hükümet müşterileri için yüksek güvenceli blockchain altyapı çözümleri geliştirir. IOHK, Cardano blockchaininin birincil geliştiricisi olarak görev yapmıştır. Artık Input Output Global (IOG) olarak yeniden markalanan şirket, 50'den fazla ülkede 400'den fazla kişiden oluşan tamamen merkeziyetsiz bir uzaktan çalışma organizasyonudur. Akademik titizlik ve kanıta dayalı yazılım geliştirme prensiplerine sıkı sıkıya bağlıdır.Cardano ekosistemi, projenin ilerlemesini ve temel misyonuna uygun kalmasını sağlamak için üç temel kurum tarafından yönetilir. Bu bağımsız kuruluşlar, merkeziyetsiz bir ekip çerçevesinde işbirliği yapar:IOHK (geliştirme): Mühendislik şirketi olarak Cardano blockchainini inşa etmekten ve teknik geliştirmelerden sorumludur. Yazılım geliştirme firmasıdır.Emurgo (ticari entegrasyon): Ticari uygulamalardan sorumludur. Ekosistemin ticari büyümesini destekler.Cardano Foundation (topluluk & standartlar): Kar amacı gütmeyen bir vakıftır. Merkezi Zug, İsviçre'de bulunur. Cardano blockchaininin geliştirilmesini denetlemekten ve benimsenmesini teşvik etmekten sorumludur. Ekosistemi standartlaştırmayı ve tanıtmayı amaçlar. Kurumlar, işletmeler, düzenleyiciler ve politika yapıcılarla çalışır. Frederik Gregaard, 2021'den beri Cardano Vakfı'nın CEO'sudur.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Cardano (ADA) hakkında sıkça sorulan bazı sorular ve cevaplarına ulaşabilirsiniz:Cardano nedir ve nasıl çalışır?: Cardano, bilimsel araştırmalara dayalı geliştirilen, üçüncü nesil bir blockchain platformudur. PoS (Proof of Stake) mekanizması kullanır ve sürdürülebilir, güvenli ve ölçeklenebilir çözümler sunmayı amaçlar.ADA coin ne işe yarar?: ADA, Cardano’nun yerel kripto parasıdır. Ağda işlem ücreti ödemek, staking yapmak ve yönetişim süreçlerine katılmak için kullanılır.Cardano staking nasıl yapılır?: ADA staking, kripto paralarınızı cüzdanınızda tutarak doğrulayıcı havuzlarına (stake pool) delegasyon yaparak gerçekleşir. Yoroi veya Daedalus gibi cüzdanlar aracılığıyla kolayca staking yapılabilir.Cardano ile Ethereum farkı nedir?: Ethereum daha eski ve yaygın olarak kullanılan bir platformdur. Ancak Cardano enerji açısından verimli olan PoS sistemini en baştan benimsemiştir. Ayrıca Cardano, akademik yöntemlerle geliştirilen katmanlı bir yapıya sahiptir.Cardano’nun gelecekteki planları neler?: Cardano, akıllı sözleşmelerin gelişimini, ölçeklenebilirliği ve yönetişimi artırmayı hedefliyor. Ayrıca zincir içi yönetişim (Voltaire) ve yan zincir entegrasyonu gibi projeler üzerinde çalışıyor.Cardano güvenilir mi?: Cardano, bilimsel temelli yaklaşımı, açık kaynak kodlu yapısı ve aktif geliştirici topluluğuyla güvenilir bir projedir. Ancak yatırım yaparken her zaman kendi araştırmanızı yapmanız önemlidir.Cardano ve bilimsel temelli blokzincir projeleri hakkında daha fazlası için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeyi unutmayın!

Truth Social'ın Bitcoin ve Ethereum ETF’i Resmen Listelenme Sürecinde
Donald Trump’ın medya şirketi Trump Media & Technology Group (TMTG), kripto para alanındaki iddiasını büyütüyor. Şirketin sosyal medya platformu Truth Social'ın adını taşıyan Bitcoin ve Ethereum odaklı ETF’i, New York Borsası’na bağlı NYSE Arca tarafından resmi listeleme başvurusu sürecine alındı. Truth Social’ın Bitcoin ve Ethereum ETF’inde yeni gelişmeAslında söz konusu ETF başvurusu birkaç hafta önce yapılmıştı. Ancak şimdi süreç, resmi olarak yeni bir aşamaya girmiş durumda. NYSE Arca, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) “19b-4 Formu”nu sunarak, ETF’in borsada işlem görmesi için gerekli kural değişikliği talebinde bulundu. Bu adım, ETF’in listelenme sürecinin resmen başladığını işaret ediyor. Pasif yatırım stratejisine sahip olan Truth Social Bitcoin and Ethereum ETF, Bitcoin ve Ethereum fiyatlarını doğrudan izlemeyi hedefliyor. Fonun portföy dağılımı ise %75 Bitcoin, %25 Ethereum şeklinde olacak. Bu oran, Bitcoin'in dijital altın statüsünü koruduğunu, ancak Ethereum’a da yer verildiğini gösteriyor.Fonun sponsorluğunu Yorkville America Digital üstlenirken, saklama hizmeti Foris DAX Trust Company tarafından sağlanacak. Piyasa fiyatlandırması, SEC’in daha önce onay verdiği diğer ETF’lerde olduğu gibi CF Benchmarks tarafından yapılacak. Net aktif değer (NAV), toplam varlıklar ve gün içi değerler her 15 saniyede bir güncellenecek.ETF’in yaratım ve itfa işlemleri, 10.000 adetlik pay blokları üzerinden, doğrudan kripto varlıklarla yapılacak. Bu sistem, vergi yükünü azaltırken, fiyat verimliliğini artırmayı hedefliyor. Ayrıca NYSE Arca, dolandırıcılık ve piyasa manipülasyonunu önlemek için CME’nin vadeli işlem piyasalarından sağlanan verileri ve kendi gözetim altyapısını kullanacağını da belirtti.Kripto girişimleri artarak devam ediyorTrump Media, sadece bu ETF ile sınırlı kalmıyor. Şirket, haziran ayında hem yalnızca Bitcoin içeren bir spot ETF başvurusu hem de Bitcoin-Ethereum karışımı bir ETF başvurusu yaptı. Mayıs ayında yapılan duyuruyla birlikte, Trump Media toplamda 2.5 milyar dolarlık bir sermaye artırımı hedeflediğini açıklamış ve bu fonun büyük kısmıyla Bitcoin satın alacağını bildirmişti. Şirket, bu kapsamda hisse geri alım planları da oluşturmuştu.Trump ailesine bağlı World Liberty Financial’ın da kripto paralara yönelik faaliyetleri dikkat çekiyor. Söz konusu şirket, USD1 adını taşıyan bir sabit coin (stablecoin) projesiyle piyasaya giriş yaptı. Ayrıca farklı kripto para alımlarıyla da gündeme gelmiş durumda.Truth Social Bitcoin ve Ethereum ETF’i, onaylanması hâlinde ABD borsalarında işlem görecek ilk çift varlıklı kripto ETF’lerden biri olacak. SEC’in başvuruyu değerlendirmesi için önce Federal Kayıt’ta yayımlanması ve ardından kamuoyundan gelecek yorumlarla birlikte değerlendirme sürecine geçilmesi gerekiyor.

Chainlink (LINK) Nedir?
Blockchain dünyasında akıllı sözleşmeler, güvenli ve otomatik işlemler sağlıyor. Ancak kendi başlarına dış dünyadaki verilere erişme yetenekleri yok. İşte Chainlink tam bu noktada devreye giriyor: Akıllı sözleşmeleri gerçek dünya verileriyle buluşturan bir köprü görevi görüyor. Finansal piyasa verilerinden hava durumu bilgilerine, hatta maç sonuçlarına kadar birçok farklı veriyi zincir üzerine taşıyan Chainlink, merkeziyetsiz oracle altyapısıyla blockchain teknolojisinin sınırlarını genişletiyor. Bu yazıda, Chainlink'in ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve neden Web3 ekosistemi için vazgeçilmez hale geldiğini detaylarıyla inceleyeceğiz. Chainlink’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıEğer akıllı sözleşmelerin sadece kendi kapalı dünyalarında işlem yapabildiğini düşünüyorsanız, Chainlink bu durumu değiştiren sihirli bir köprü. Peki, Chainlink nedir? Ayrıca, platformun kripto parası olan LINK coin nedir? En basit tanımıyla Chainlink, akıllı sözleşmelerin dış dünya verilerine erişmesini sağlayan merkeziyetsiz bir oracle ağı. Akıllı sözleşmelerin potansiyeli çok büyük, ancak doğaları gereği, var olan blockchain üzerinde bulunan verilerle sınırlılar. Yani, bir akıllı sözleşme, gerçek dünyadaki bir olay hakkında bilgiye (örneğin, bir spor müsabakasının sonucu, bir emtianın fiyatı, hava durumu veya bir ödemenin gerçekleşip gerçekleşmesine) kendi başına erişemez. İşte tam burada, Chainlink oracle sistemi devreye giriyor. Chainlink veri akışı şeması. Kaynak: Chainlink Blockchain dışı veri (hava durumu, finans, API, fiyat verileri vb.) akıllı sözleşmelere taşınır, böylece sözleşmeler gerçek dünya olaylarına göre tetiklenebilir ve çalışabilirler. Bu, "oracle problemi" olarak bilinen, blockchain'lerin dış dünyaya bağlanamaması sorununu çözer. Chainlink, bu bağlantıyı merkezi olmayan ve güvenilir bir şekilde kurarak, akıllı sözleşmelerin çok daha gelişmiş ve kullanışlı hale gelmesini sağlıyor.Chainlink projesi, 2017 yılında Sergey Nazarov ve Steve Ellis tarafından hayata geçirildi. Kendileri, Cornell Üniversitesi profesörü Ari Juels ile birlikte Chainlink protokolünü tanıtan bir whitepaper’ın da yazarı. Kurucu ekip, bugünkü finansal sistemin büyük ölçüde “kağıt üzerindeki sözlere” yani belgelerle yapılan, ancak kolayca ihlal edilebilecek geleneksel anlaşmalara dayandığını ve bunun ciddi riskler barındırdığını fark etti. Bu yüzden, taraflar arasında şeffaflığı ve güveni artıran, otomatik şekilde işleyen akıllı sözleşmelerin, daha güvenli ve adil bir sistem sunabileceğine inandılar. Bu vizyonla yola çıkarak, blockchain endüstrisinin karşı karşıya olduğu acil bir sorunu, yani gerçek dünya verilerine erişim eksikliğini çözmek için kolları sıvadılar.Başlangıçta Ethereum üzerinde başlasa da, Chainlink'in mimarisi çoklu ağ desteği sağlayacak şekilde tasarlandı ve artık farklı blockchain ağlarıyla çalışabilen çapraz zincir iletişim yeteneklerine sahip. Bu, Chainlink'i sadece Ethereum'a bağlı bir proje olmaktan çıkarıp, tüm blockchain ekosistemi için temel bir altyapı katmanı haline getirdi. “Oracle ağı nedir?” sorusunun cevabı ise, Chainlink gibi, akıllı sözleşmelere dış veri sağlayan, genellikle merkezi olmayan ağlardır. Chainlink bu alanda lider konumda.Yani Sergey Nazarov ve Steve Ellis'in vizyonları, geleneksel kurumların güvenindeki düşüşün işaretlerini gördükten sonra, kriptografik doğruluğa dayalı bir dünya inşa etmekti. Chainlink Labs ise projenin geliştirilmesini ve yayılımını sağlayan kuruluş olarak tanıtıldı.Chainlink’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıChainlink'in yolculuğu, yalnızca bir oracle ağı kurmaktan ibaret değil; aynı zamanda blockchain teknolojisinin sınırlarını zorlayan, gerçek dünya ile dijital dünya arasında güvenilir bir köprü inşa etme sürecidir. İlk adımlarından itibaren sürekli olarak kendini yenileyen ve geliştiren bu proje, Web3 altyapısının temel taşlarından biri haline geldi. İşte Chainlink’i bugünkü güçlü konumuna taşıyan başlıca dönüm noktaları ve teknolojik atılımlar...2017: Chainlink, bir Initial Coin Offering (ICO/İlk coin teklifi) gerçekleştirdi. Bu ICO sırasında 350 milyon LINK token satılarak 32 milyon dolar toplandı. Ayrıca, özel satışla birlikte toplam 61 milyon dolar toplandığı da belirtiliyor. Kuruluş süresince, tokenın maksimum arzı da konuşuldu. Zira toplamda 1 milyar LINK token arzı belirlendi.2018-2020: Chainlink, Cornell'den Town Crier ve DECO gibi çeşitli teknolojileri entegre ederek oracle yeteneklerini geliştirdi. Town Crier, Ethereum'u HTTPS kullanan web kaynaklarına bağlarken, DECO, hassas bilgileri açıklamadan verinin doğruluğunu kanıtlamak için sıfır bilgi kanıtları kullanıyordu.2019: Chainlink Mainnet lansmanı gerçekleşti. Bu, akıllı sözleşmelerin gerçek dünya verileriyle güvenli bir şekilde etkileşime girmesini sağlayan önemli bir adımdı. Ayrıca bu yıl, Chainlink ilk büyük entegrasyonlarını gerçekleştirdi. Aralık 2019'da Synthetix, Chainlink’in merkeziyetsiz oracle ağını entegre ederek, sentetik varlıklarının fiyat beslemelerini Chainlink üzerinden sağlamaya başladı. Bu entegrasyon, DeFi ekosisteminde oracle çözümlerinin önemini vurgulayan ilk büyük adımlardan biriydi. 2019’u 2020’ye bağlayan haftalarda ise Aave, Chainlink ile iş birliği yaparak, protokolüne Chainlink’in oracle ağı üzerinden fiyat verileri sağlamaya başladı. Bu entegrasyon, Aave’nin kredi protokolünde daha güvenilir ve merkeziyetsiz fiyat verileri kullanmasını sağladı.2020: DeFi ekosisteminin hızla büyümesiyle birlikte, güvenilir ve güncel fiyat verilerine olan ihtiyaç arttı. Chainlink veri beslemelerine bu dönemde yoğun talep gördü. DeFi protokolleri, kredileri yönetmek, türevleri takas etmek ve varlıkların teminat oranlarını belirlemek için Chainlink'in fiyat beslemelerini kullanmaya başladı. Chainlink, kısa sürede DeFi için sektör standardı haline geldi.2021: Chainlink 2.0 whitepaper'ı yayınlandı. Bu bülten, merkezi olmayan oracle ağlarının rolünü ve yeteneklerini, on-chain kodu ve oracle ağları tarafından sağlanan off-chain servisleri kullanan hibrit akıllı sözleşmeleri içerecek şekilde genişletme vizyonunu detaylandırıyordu.2022: Chainlink Keepers ve VRF gibi ek servisler devreye alındı. Chainlink Keepers (şimdiki adıyla Automation), akıllı sözleşmelerin belirli koşullar veya zaman aralıkları karşılandığında otomatik olarak bakım görevlerini yerine getirmesini sağlar. Bu, merkezi bir otomasyon aracına ihtiyaç duymadan smart contract fonksiyonlarının yürütülmesini mümkün kılar. Chainlink VRF (Verifiable Random Function), oyunlar, NFT mintleme veya rastgele atamalar gibi öngörülemez sonuçlara dayanan uygulamalar için doğrulanabilir, kurcalamaya dayanıklı rastgele sayılar üretir. Rastgeleliğin doğrulanabilir olması, sonuçların adil ve şeffaf olmasını garanti eder.2023: Chainlink Cross-Chain Interoperability Protocol (CCIP) lansmanı yapıldı. CCIP, blockchainler arasında güvenli mesaj (veri) ve token transferini mümkün kılan küresel bir çapraz zincir iletişim standardıdır. Bu protokol, farklı blockchain ekosistemleri ve geleneksel finans sistemleri arasında bir köprü kurarak, likiditenin serbestçe akmasını ve kurumların mevcut sistemlerini değiştirmeden blockchain ile etkileşime girmesini hedefler. Synthetix ve Aave gibi önde gelen DeFi protokolleri, CCIP'yi erken benimseyenler arasındadır. Ayrıca, finansal mesajlaşma hizmetlerinin dünya devi Swift ile yapılan işbirliği de CCIP'nin geleneksel finans alanındaki önemini açığa vurdu. CCIP çalışma prensibi. Kaynak: Chainlink 2024-2025: Chainlink, Web3 altyapısını güçlendirmeye devam etti. 2024 yılında Synthetix v3 sürümü, Arbitrum üzerinde Chainlink’in veri akışları (Data Streams) özelliğini entegre ederek daha hızlı ve hassas fiyat beslemeleri sunmaya başladı. 2025 yılında ise Aave, Ethereum ana ağı üzerinde Chainlink’in Smart Value Recapture (SVR) özelliğini entegre etti. Bu entegrasyon, oracle kaynaklı MEV gelirlerinin geri kazanılmasını sağlayarak protokol gelirlerini artırmayı hedeflemekte. Ayrıca, Chainlink’in Cross-Chain Interoperability Protocol (CCIP) 300’den fazla projede uygulamaya geçirildi ve toplamda 2,2 milyar dolardan fazla hacim transferi gerçekleştirdi. Chainlink Runtime Environment (CRE) ise geliştiricilere daha esnek ve modüler uygulamalar oluşturma imkânı sunarak, Web3 uygulamalarının geliştirilmesini kolaylaştırdı.Chainlink'in tarihi, Chainlink nasıl çalışır sorusunun cevabının sürekli evrildiğini gösteriyor. Proje, ilk oracle fonksiyonlarından başlayarak, otomasyon, rastgelelik ve zincirler arası iletişim gibi çok daha geniş bir Web3 hizmetleri platformuna dönüşmüştür. Defi veri çözümleri için vazgeçilmez bir altyapı sağlayıcısı olmasının yanı sıra, akıllı sözleşme veri girişi için standart haline gelmiştir. Chainlink CCIP nedir? sorusu ise, projenin en yeni ve en heyecan verici adımlarından birini, yani blockchainler arası "internet"i inşa etme vizyonunu ifade eder. Bu teknoloji, zincirler arası köprü teknolojisi alanında önemli bir rol oynuyor.Chainlink Neden Değerli?Chainlink'in değeri birçok faktör ile ilişkili. Daha önce de belirttiğimiz gibi, projenin temel vaadi, gerçek dünya verilerini güvenli ve şeffaf biçimde akıllı sözleşmelere entegre etmesi. Bu, akıllı sözleşmelerin sadece teorik değil, pratik olarak da uygulanabilir olmasını sağlar. Bir akıllı sözleşmenin bir futbol maçının sonucuna göre otomatik ödeme yapabilmesi veya bir sigorta sözleşmesinin belirli bir hava koşuluna göre tazminat ödeyebilmesi için, bu sözleşmelerin güvenilir dış verilere erişmesi gerekir. Chainlink, bu verileri merkezi olmayan oracle ağları aracılığıyla sağlayarak, tek bir hata noktasını ortadan kaldırır ve veri manipülasyonu riskini azaltır.Chainlink; DeFi, sigorta, oyun, NFT ve kurumsal uygulamalarda temel altyapı sağlayıcı olarak karşımıza çıkıyor. Chainlink'in halihazırda DeFi'de trilyonlarca dolar değerindeki işlemleri mümkün kıldığı, oyunlarda ve NFT'lerde adil rastgelelik sağladığı ve geleneksel finans kurumlarının tokenleştirilmiş varlıklar ve blockchain ile etkileşime girmesine yardımcı olduğu belirtilmekte. Proje, 2300'den fazla projenin Chainlink ekosisteminde yer aldığını ve 20 trilyon dolardan fazla toplam işlem değerini mümkün kıldığını gösteriyor. Bu rakamlar, oldukça ciddi büyüklükte bir blockchain projesine işaret ediyor.Peki, bu ağ nasıl çalışır ve kimler bu hizmeti sağlar? Chainlink ağı, veri beslemeleri sağlayan bağımsız node operatörlerinden oluşur. Chainlink node nedir? Node'lar, dış dünya verilerini getiren, doğrulayan ve blockchain üzerine aktaran sunuculardır. Chainlink veri sağlayıcıları bu node operatörleridir ve çalışmaları karşılığında LINK token ile ödüllendirilir. Node operatörleri, hizmetleri için kendi ücretlerini belirleyebilirler. Node'lar ve node operatörlerinin işleyişi. Kaynak: Chainlink Ağda veri doğruluğunu sağlamak için çeşitli mekanizmalar kullanılır. Akıllı sözleşmeler, genellikle veriyi tek bir oracledan almak yerine, birden çok oracledan veri alarak ve sonuçları toplayarak (aggregation) doğruluktan emin olurlar. Bu veri toplama süreci, birden fazla kaynaktan gelen bilginin tutarlı olup olmadığını kontrol eder ve güvenilir olmayan verileri ayıklar. Ayrıca, Chainlink, bir itibar sistemi kullanır. Node operatörleri, itibar puanlarına göre derecelendirilir ve daha iyi itibara sahip olanların seçilme olasılığı daha yüksek olur.Güvenliğin bir başka önemli katmanı ise Chainlink staking sistemidir. Node operatörleri, Chainlink ağına bağlılıklarını göstermek ve iyi hizmet vermeleri için teşvik edilmek amacıyla belirli miktarda LINK token'ı "stake" ederler, yani kilitlerler. Eğer bir node operatörü kötü niyetli davranır veya yanlış veri sağlarsa, stake ettiği LINK token'larının bir kısmını veya tamamını kaybedebilir (slashing). Bu, node'ları dürüst davranmaya teşvik eden bir kripto-ekonomik güvenlik katmanı olarak biliniyor. Daha fazla LINK stake eden node'ların, daha büyük ve daha kazançlı veri sözleşmeleri alma olasılığı daha yüksek. Şu anda, stake etme özelliği öncelikli olarak node operatörleri için aktif olsa da, topluluk stakerları da ağın güvenliğine katkıda bulunabilir ve ödül kazanabilir.Chainlink'in değerini artıran son gelişmelerden biri de yukarıda bahsettiğimiz Chainlink Cross-Chain Interoperability Protocol (CCIP). CCIP, blockchainler arasında sadece veri değil, aynı zamanda varlık transferini ve programlanabilir token transferini de mümkün kılar. Bu, farklı zincirlerdeki DeFi protokollerinin veya diğer uygulamaların birbirleriyle güvenli bir şekilde etkileşim kurmasını sağlar. Örneğin, bir kullanıcı bir zincirdeki token'larını başka bir zincirdeki bir kredi protokolüne transfer edebilir ve aynı işlemde bu token'ların nasıl kullanılacağına dair talimatlar gönderebilir. CCIP, geleneksel finans sistemini blockchain'lere bağlama vizyonunda da kilit rol oynamakta. Sergey Nazarov, CCIP'nin hem DeFi hem de bankacılık geliştiricileri için on-chain ekonomiyi 10 kat büyütmek amacıyla ihtiyaç duyulan zincirler arası çözüm olduğunu belirtmişti.Tüm bu özellikler ve uygulamalar göz önüne alındığında, LINK token ne işe yarar sorusunun cevabı oldukça kapsamlı. LINK token, sadece bir ödeme aracı olmanın ötesinde, ağın güvenliğini sağlayan, node operatörlerini teşvik eden ve Chainlink ekosisteminin işleyişini mümkün kılan temel bir varlık. LINK'in değeri, ağın kullanım alanlarının genişlemesine ve oracle hizmetlerine olan talebin artmasına bağlı. Chainlink'in mevcut piyasa pozisyonu ve benimsenme oranı, LINK'in değerini destekleyen önemli faktörler. Chainlink fiyat beslemesi gibi temel hizmetler, DeFi'nin ve diğer zincir üstü uygulamaların temelini oluşturur ve bu hizmetler için ödeme LINK ile yapılır. Bu da LINK'e doğal bir talep yaratır. Kısacası, Chainlink, web3 veri altyapısı için adeta bir “omurga” görevi görüyor.Son olarak LINK’in fiyatından da bahsetmek gerekiyor. Coin, Mayıs 2025 itibarıyla 13-14 dolar seviyelerinde işlem görüyor. Tüm zamanların en yüksek seviyesinin 52 dolar olduğu düşünülürse, bu seviye pek iç açıcı değil, ancak proje zaten teknolojisiyle öne çıkıyor. Lansmanından bu yana LINK fiyatı. Chainlink’in Kurucusu Kim?Chainlink gibi çığır açan bir projenin arkasındaki beyinler merak uyandırıyor. Chainlink kurucusu kim? sorusunun cevabı, projenin teknik ve iş geliştirme vizyonunu şekillendiren iki isim: Sergey Nazarov ve Steve Ellis. Sergey Nazarov, Chainlink'in kurucu ortağı ve Chainlink Labs'ın CEO'su. Kendisi bir seri girişimci ve Web3 öncüsü. Geçmişteki çalışmaları öncelikli olarak merkezi olmayan teknolojilere odaklanmıştı. Zira akıllı sözleşmeyle desteklenen varlık borsalarından merkezi olmayan e-posta iletişimlerine kadar çeşitli projelerde yer aldı. Nazarov'un, Chainlink'in geniş çaplı benimsenmesi ve geleneksel finans sistemleriyle entegrasyonu konularında sık sık kamuoyuna açıklamalarda bulunduğunu belirtmekte fayda var. Sergey Nazarov, Consensus 2023 etkinliğinde. Steve Ellis, Chainlink'in kurucu ortağı ve Chainlink Labs'ın CTO'su. Geniş bir yazılım mühendisliği geçmişine ve girişimcilik tutkusuna sahip. Ellis, 10 yılı aşkın süredir zorlu teknik sorunları çözme konusunda uzmanlaştı. Ayrıca kodla mümkün olan şeylerin sınırlarını zorlamasıyla tanınmakta. Daha önce Nazarov ile Secure Asset Exchange platformunda birlikte çalıştılar. Ellis, Chainlink'in teknik mimarisinin oluşturulmasında ve protokolün sürekli yenilenmesinde kilit rol oynamakta. Steve Ellis Kurucu ekipte belirtilmesi gereken, pek bilinmeyen bir diğer isim ise Cornell Üniversitesi'nden bilgisayar bilimi profesörü olan Ari Juels. Juels, Nazarov ve Ellis ile birlikte orijinal Chainlink whitepaper’ını yazdı ve Chainlink ekibine danışmanlık yapmaya devam ediyor. Araştırma alanları, Chainlink'in entegre ettiği Town Crier ve DECO gibi teknolojilerle örtüşmekte.Kurucu ekibin temel vizyonu, geleneksel "kağıt üzerindeki sözlere dayalı" sisteminin getirdiği sistemik riskleri gördükten sonra, blockchain dışı dünya ile akıllı sözleşmeleri güvenilir bir şekilde birleştirmekti. 2008 finansal krizini "kağıt üzerindeki sözlerin negatif bir örneği" olarak nitelendiren Sergey Nazarov, Chainlink'in bu tür sorunları çözmeyi hedeflediğini belirtti. Ekip, "kriptografik doğruluğa" dayalı bir geleceğe inanıyordu ve akıllı sözleşmelerin gerçek dünya ile bağlantı kurarak tam potansiyellerine ulaşmalarını sağlamayı amaçlıyordu.Chainlink Labs ise bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek ve Chainlink ağının geliştirilmesi, yayılımı ve benimsenmesi için çalışan şirket. Projenin hızla büyümesi ve sektör standardı haline gelmesi, kurucu ekibin vizyonunun ve Chainlink Labs'ın yürüttüğü çalışmaların bir sonucu. Steve Ellis'in de dediği gibi, "akıllı insanlar zor problemler üzerinde çalışmak ister" ve Chainlink ekibi, blockchain'in dış dünyaya bağlanması gibi temel bir problemi çözerek bunu başardı.Sonuç olarak, Chainlink, Sergey Nazarov ve Steve Ellis liderliğindeki bir vizyonun ürünü. Proje, blockchain ve gerçek dünya arasındaki boşluğu kapatarak, akıllı sözleşmelerin yeteneklerini genişletti ve merkezi olmayan uygulamaların (DApps) çok daha karmaşık ve güçlü hale gelmesini sağladı. LINK token da bu ekosistemin vazgeçilmez bir parçası.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Chainlink hakkında en çok sorulan sorular ve cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz:Chainlink nedir ve nasıl çalışır?: Chainlink, blockchain üzerindeki akıllı sözleşmelerin dış dünya verilerine güvenli şekilde erişmesini sağlayan merkeziyetsiz bir oracle ağıdır. Farklı kaynaklardan gelen veriler, Chainlink node’ları tarafından doğrulanarak zincire aktarılır.LINK token ne işe yarar?: LINK token, node operatörlerine ödeme yapmak, staking yoluyla ağ güvenliğini sağlamak ve Chainlink hizmetlerini kullanmak için gereklidir. Ağ içindeki ekonomik teşvik sisteminin temelidir.Chainlink oracle ağı neden önemlidir?: Çünkü blockchain’ler doğaları gereği dış veri kaynaklarına erişemez. Chainlink, bu verileri güvenli ve merkeziyetsiz biçimde sağlayarak, akıllı sözleşmelerin gerçek dünya ile etkileşimini mümkün kılar.Staking sistemi nasıl işler?: Node operatörleri, doğru ve güvenilir veri sağladıklarını kanıtlamak için LINK token’larını stake eder. Hatalı ya da kötü niyetli davranırlarsa stake ettikleri token’lar “slashing” yoluyla kesilebilir. Bu mekanizma, ağ güvenliğini artırır.Chainlink hangi ağlarda kullanılır?: Başlangıçta Ethereum üzerinde çalışsa da artık Arbitrum, Polygon, BNB Chain, Avalanche, Optimism ve Solana gibi birçok blockchain ağıyla uyumlu olarak çalışmaktadır.CCIP nedir ve ne işe yarar?: CCIP (Cross-Chain Interoperability Protocol), farklı blockchain’ler arasında güvenli veri ve token transferi yapılmasını sağlayan Chainlink protokolüdür. Zincirler arası iletişimi standartlaştırarak, Web3 ve geleneksel finans sistemlerini birbirine bağlamayı hedefler.Chainlink ve Web3’te veri güvenliği sağlayan projeleri yakından takip etmek için JR Kripto Rehber serimize göz atmayı unutmayın!

Arbitrum (ARB) Nedir?
En büyük ikinci kripto para ve en büyük altcoin olan Ether’in arkasındaki Ethereum, merkeziyetsiz uygulamalar (dApp'ler) ve akıllı sözleşmeler için harika bir platform olsa da, popülerliğinin artmasıyla birlikte ciddi ölçeklenebilirlik sorunları yaşamaya başladı. Ağdaki yoğunluk, işlem hızlarının düşmesine ve özellikle işlem ücretlerinin (gas ücretleri olarak bilinir) fahiş seviyelere yükselmesine neden oldu. İşte tam bu noktada, Ethereum için bir Layer-2 (Katman-2) çözümü diyebileceğimiz Arbitrum devreye giriyor. Bugün, Ethereum ekosisteminin karşılaştığı önemli bir soruna yenilikçi bir çözüm sunan Arbitrum'u yakından tanıyacağız. İşte detaylar…Arbitrum’un Tanımı ve Ortaya ÇıkışıArbitrum, Ethereum'u iyileştirmek için tasarlanmış bir teknoloji paketidir. Esasen, Ethereum blockchain'i için bir katman 2 ölçeklendirme çözümüdür. Layer 2 çözümleri, ana blockchain (Layer 1, bu durumda Ethereum) üzerindeki yükü azaltmak için tasarlanmış ikincil katmanlardır. Bu çözümler, işlemlerin büyük bir kısmını Layer 1'in dışında gerçekleştirir ve ardından bu işlemlerin özetini veya sonucunu ana zincire geri gönderir. Bu yaklaşım, hem işlem hızını artırır hem de maliyetleri düşürür.Arbitrum, bu Layer 2 alanında öne çıkan projelerden biri olarak, rollup teknolojisi kullanarak işlem hızını artırır. Kullandığı spesifik rollup türü "Optimistic Rollup" olarak adlandırılır. Optimistic Rollup'lar, zincir dışı (off-chain) yürütülen tüm işlemlerin başlangıçta geçerli olduğunu varsayar. İşlemler toplu halde (batch) ana Ethereum zincirine gönderilir. Eğer bir işlemde kural ihlali veya hata olduğu iddia edilirse, bu durum Layer 1'de bir "sahtekarlık ispatı" (fraud proof) mekanizmasıyla kanıtlanabilir. Sistem, en az bir dürüst doğrulayıcı olduğu sürece güvenlidir ve hatalı veya hileli işlemler cezalandırılır. Bu "doğrucu" yaklaşımı ve itiraz süreci, Arbitrum'un Ethereum'un güvenliğinden faydalanmasını sağlayan ana özelliği.Arbitrum zincirlerini, Ethereum'daki gibi Web3 uygulamalarını kullanmak ve akıllı sözleşmeleri dağıtmak gibi aynı şeyler için kullanabilirsiniz. Fark, işlemlerinizin daha ucuz ve hızlı olması. Ana ürünleri olan Arbitrum Rollup, Ethereum ile aynı güvenliği sunan bir Optimistic Rollup protokolü. Arbitrum, Ethereum sanal makinesi (EVM/Ethereum akıllı sözleşmelerinin yürütüldüğü ortam) ile neredeyse %100 uyumluluk sunar. Geliştiriciler için mevcut Ethereum araçlarını kullanmayı kolaylaştırarak, mevcut akıllı sözleşmeleri kodlarını yeniden yazmadan sorunsuz bir şekilde taşıyabilirler. Ayrıca, Solidity veya Vyper gibi EVM uyumlu herhangi bir dilin kutudan çıktığı gibi Arbitrum'da çalışması, geliştirici adaptasyonunu teşvik eder. Arbitrum Nitro gibi teknoloji güncellemeleri, Ethereum'un popüler go-ethereum ("Geth") istemcisinin temel kodunu derleyerek yüksek derecede uyumluluk sağlar.Arbitrum, 2018'de Princeton Üniversitesi'nden üç bilgisayar bilimcisi tarafından kurulan bir startup olan Offchain Labs tarafından geliştirildi. Bu kurucular Ed Felten, Steven Goldfeder ve Harry Kalodner olarak karşımıza çıkıyor. Peki, Arbitrum ne zaman çıktı? Arbitrum mainnet'i Eylül 2021'de başlatıldı.. Offchain Labs, Arbitrum One mainnet lansmanıyla birlikte Lightspeed Venture Partners liderliğindeki Seri B finansman turunda 120 milyon dolar topladıklarını duyurdu. Arbitrum AnyTrust (Arbitrum Nova) ise Temmuz 2022'de başlatıldı. Arbitrum, piyasaya sürülmesinden bu yana önemli bir ivme kazandı. Örneğin, 2023'te günlük işlem sayısında Ethereum'u geçti. Böylece Arbitrum, EVM uyumlu layer 2 çözümleri arasında önemli bir yere sahip oldu.Arbitrum’un Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıArbitrum'un yolculuğu, Ethereum'un ölçeklendirme sorunlarını çözme vizyonuyla başladı. Gelin, bu yolculuğun en önemli duraklarına birlikte göz atalım. Her şey, Offchain Labs adlı bir şirketin kurulmasıyla başladı. Bu şirket, Arbitrum teknolojisinin orijinal geliştiricisi oldu. Yıllar süren araştırma ve geliştirmelerin ardından, Arbitrum ilk büyük adımını attı.2021: Arbitrum One ana ağ lansmanı1 Eylül 2021'de Offchain Labs, merakla beklenen Arbitrum One mainnet'inin resmi olarak yayına alındığını duyurdu. Bu lansman, Arbitrum One'ı Layer 2 dünyasında önde gelen bir konuma taşıdı. Arbitrum One, Arbitrum Rollup protokolünü uygulayan ve Ethereum ana zincirine bağlanan bir Optimistic Rollup zinciridir. Bu lansman sırasında, aralarında Aave, Balancer, Curve, SushiSwap ve Uniswap gibi önde gelen DeFi protokollerinin bulunduğu 400'den fazla dApp'in Arbitrum'u kullanacağı veya kullanmayı planladığı belirtildi.2022: Arbitrum Nova ağının tanıtımıAğustos 2022'de, Arbitrum Nova adı verilen yeni bir zincir duyuruldu ve mainnet lansmanı Temmuz 2022'de gerçekleşti. Arbitrum Nova, Arbitrum One'dan farklı olarak AnyTrust teknolojisini kullanır. AnyTrust, ek bir güven varsayımı (Veri Kullanılabilirliği Komitesi - DAC) getirerek maliyetleri daha da düşürmeyi hedefler. Bu, onu özellikle yüksek işlem hacmi gerektiren ve ultra düşük maliyet arayan uygulamalar için uygun hale getirir. Proje, Nova'nın öncelikli işlevinin yüksek verimli dApp'leri, özellikle oyun odaklı olanları desteklemek olduğunu belirtiyor. Arbitrum One daha saf güvenilirlik sunarken, Arbitrum Nova performans ve uygun fiyat arayan senaryolar için optimize edildi. DAC üyeleri arasında ConsenSys, QuickNode, P2P.org, Offchain Labs, Google Cloud ve OpenSea gibi kuruluşlar bulunmakta. Bu ayrım, Arbitrum One ve Nova arasındaki temel farkı oluşturuyor. Arbitrum One ile Nova arasındaki farkı aşağıdaki tabloda da görebilirsiniz:ÖzellikArbitrum OneArbitrum NovaTPSEthereum'dan 20 kat daha fazla40.000 TPS'ye kadarMerkeziyetsizlikAğı merkeziyetsizleştirme düzeyi genişZincir dışı uygulamalar nedeniyle merkeziyetsizlik azalırStabilcoin DesteğiEvet (20'den fazla)Evet (yalnızca USDC, USDT ve DAI ile sınırlı)Uygulama UygunluğuEVM desteği gerektiren DeFi ve Dapp'lerOyun, NFT ve sosyal projelere odaklıİşlem HızıAnında işlem onayıAnında işlem onayı (Arbitrum One'dan daha hızlı)MimariOptimistic RollupAnyTrust Protokolü ile Layer 2EVM DesteğiEvetEvetEkosistem GelişimiUygulamalar tarafından daha çok kullanılan ve görünürDengeli büyüme Mart 2023: ARB token airdrop’u ve Arbitrum DAO’nun oluşturulması2023, Arbitrum ekosistemi için çok önemli bir dönüm noktasıydı. 23 Mart 2023'te Arbitrum, yerel token'ı ARB token nedir sorusunun cevabı olan ARB'yi piyasaya sürdü. ARB token'ı, Arbitrum protokolü için merkeziyetsiz yönetişimin başlangıcını işaret ediyordu. Belirli kriterleri karşılayan Arbitrum kullanıcıları, toplam token arzının %12.75'ini oluşturan 1.162.000.000 ARB token'ını airdrop yoluyla alma hakkı kazandı. Bu airdrop, erken benimseyenleri ve ağı destekleyenleri ödüllendirmek ve merkeziyetsizliği sağlamak amacıyla yapıldı. Airdrop dağılımını aşağıdaki tabloda görebilirsiniz:Başlangıç Arzının YüzdesiToken SayısıTahsis Edilen Yer%35,283,528 milyarArbitrum DAO hazinesi%26,942,694 milyarEkip ve Katkıda Bulunanlar + Danışmanlar%17,531,753 milyarYatırımcılar%11,621,162 milyarArbitrum platformu kullanıcıları (kullanıcı cüzdanlarına airdrop)%7,5750 milyonArbitrum Vakfı%1,13113 milyonArbitrum'da uygulama geliştiren DAO'lar (DAO hazinelerine airdrop) Airdrop, token hak talebi web sitesinde geçici yoğunluk ve yüksek ücretler gibi bazı sorunlara yol açsa da, Arbitrum'un yönetişim modelinde büyük bir değişim anlamına geliyordu. 2023’teki bu yoğun günün ardından Arbitrum, işlem hacmi açısından Ethereum’u geçmişti. ARB airdrop'u ile birlikte, Arbitrum DAO (Merkeziyetsiz Otonom Organizasyon) kuruldu. Arbitrum DAO'nun oluşturulması, kullanıcıların ARB yönetişim tokenı aracılığıyla ağın temel kararlarını etkilemesini sağladı. DAO'nun oyları, aracı olmadan zincir üstü eylemleri doğrudan etkileme gücüne sahip oldu. ARB sahipleri, protokol değişiklikleri, teklifler ve teşvikler gibi konularda oy kullanabilirler. Ayrıca, DAO, acil durumlarda müdahale edebilecek 12 üyeli bir Güvenlik Konseyi seçer.2024: Ekosistemde TVL’in milyarlarca doları aşması, yüzlerce dApp entegrasyonuArbitrum One mainnet lansmanından bu yana, Arbitrum ekosistemi meteorik bir büyüme kaydetti. Benzersiz adres sayısı parabolik olarak artarken, 400'den fazla Arbitrum dApp'i ortaya çıktı, bunların çoğu DeFi alanında yer alıyor. Arbitrum ekosistemi ve bazı dApp'ler. Kaynak: Arbitrum Insider Ayrıca Ethereum Layer 2 manzarasında birçok proje kullanıcılar, geliştiriciler ve TVL için rekabet ediyor. Arbitrum, Optimism gibi diğer rollup tabanlı Layer 2'lerle birlikte bu alanda başı çekiyor. Veriler, Arbitrum'un Mayıs 2025 itibarıyla TVL açısından popüler olduğunu gösteriyor. Zira DeFiLlama’ya göre şu anda Arbitrum TVL değeri 2.25 milyar dolar civarında. Optimism'in ise 408 milyon dolarlık TVL ve 117'den fazla aktif protokol ile yakın bir ikinci sırada yer aldığı belirtiliyor. Bu rekabet, Layer 2 teknolojilerinin gelişimi için itici güç sağlıyor. Arbitrum vs Optimism tartışması, genellikle kullandıkları rollup türleri (Optimistic vs Zk-Rollups) ve veri kullanılabilirliği mekanizmaları (Arbitrum One'da tam veri, Nova'da DAC) üzerinden yürür. Ancak, her iki platformun da Ethereum ölçeklendirmesinde önemli bir rol oynadığı vurgulanıyor. Arbitrum'daki TVL miktarı. Kaynak: DeFiLlama Arbitrum Neden Değerli?Peki, piyasada bu kadar çok blockchain ve Layer 2 çözümü varken, Arbitrum'u özel ve değerli kılan nedir? Neden bu kadar çok kullanıcı ve geliştirici Arbitrum'u tercih ediyor?Yüksek hızlı işlemlerBirincisi ve en önemlisi, Arbitrum Ethereum’un güvenliğinden yararlanırken daha düşük maliyet ve yüksek işlem hızı sunar. Ethereum'un sağlam ve kanıtlanmış güvenliğinden ödün vermeden, işlemlerin çoğunu zincir dışında gerçekleştirerek Ethereum mainnet üzerindeki yükü azaltır. Bu, gas ücretlerini önemli ölçüde düşürür ve işlem throughput'unu (birim zamanda işlenen işlem sayısı) artırır. İşlemleri toplu halde (batches) ana zincire göndermek ve işlem verilerini sıkıştırılmış biçimde saklamak, maliyet tasarrufunun temelini oluşturur. Kullanıcılar, Ethereum'a kıyasla çok daha düşük ücretlerle hızlı işlem onayları deneyimler. Ayrıca Arbitrum köprüsü, varlıkları merkeziyetsiz ve güvenilir bir şekilde transfer etmeyi sağlar.EVM uyumuİkinci önemli nokta, Arbitrum'un EVM ile %100 uyumlu, geliştiricilerin geçişini kolaylaştırıyor. Üstelik bu, yalnızca "neredeyse" değil, bytecode seviyesinde bir uyumluluk. Bu, geliştiricilerin mevcut Ethereum akıllı sözleşmelerini ve araçlarını (Truffle, Hardhat, Remix gibi) kullanarak, yeni bir dil veya ortam öğrenme ihtiyacı olmadan dApp'lerini Arbitrum'a taşımasını son derece kolaylaştırır. Bu kusursuz entegrasyon, daha fazla projenin Arbitrum ekosistemine katılmasını teşvik eder.ARB token kullanımı ve fiyatıÜçüncüsü, ARB token, protokol yönetişimi ve DAO kararlarında kullanılır. Daha önce bahsettiğimiz gibi, ARB, Arbitrum'un yerel ARB token nedir sorusunun cevabı olan ERC-20 tabanlı bir tokendir. ARB sahipleri, Arbitrum DAO'su aracılığıyla projenin geleceği hakkında söz sahibi olurlar. Protokol değişiklikleri, ücret ayarlamaları ve ekosistem teşvikleri gibi önemli kararlar ARB sahiplerinin oylarıyla belirlenir. Bu merkeziyetsiz yönetişim modeli, platformun topluluk tarafından yönlendirilmesini sağlar. Ayrıca, doğrulayıcı (validator) düğümleri de ağın güvenliğini sağlamak için ARB stake edebilir ve ödül kazanabilirler. Bu, ARB coin kullanım alanları arasından sadece biri.Bu sırada, ARB tokenın fiyatı ve birçok borsada listelenmiş olması da ağın güçlü yönlerinden biri. ARB, Mayıs 2025 itibarıyla 0.30 dolar civarında seyrediyor. Coin, en son rekorunu 12 Ocak 2024’te, 2.4 dolar ile yapmıştı. En düşük seviyesini ise 2025’in Nisan ayında gördü. Lansmanından bu yana ARB coin fiyatı Güçlü teknik yapıDördüncü olarak, Arbitrum'un teknolojik altyapısı sürekli gelişmektedir. Arbitrum Nitro güncellemesi ile işlem sıkıştırma ve performans artışı sağlanmıştır. Nitro, Arbitrum One, Arbitrum Nova ve Arbitrum Sepolia gibi zincirlerin temelini oluşturan teknolojidir. Nitro, "Geth-at-the-core" mimarisiyle Ethereum uyumluluğunu derinleştirir, gelişmiş calldata sıkıştırma, yürütme ve hata ispatı için ayrı bağlamlar ve Ethereum ana zinciri gas uyumluluğu gibi önemli iyileştirmeler sunar. Nitro, yürütme için yerel kodu (hız için optimize edilmiş) ve ispatlama için WASM’ı (taşınabilirlik ve güvenlik için optimize edilmiş) ayrı ayrı derleyerek, performansı ve güvenliği artırır. Arbitrum'un AnyTrust (Nitro'nun bir varyantı) teknolojisi de DAC kullanarak maliyetleri düşürme yolunda önemli bir adım. Stylus gibi yenilikler ise Rust, C ve C++ gibi popüler dillerde verimli akıllı sözleşme oluşturmayı mümkün kılarak, geliştiricilere yeni ufuklar açar.Devasa ekosistemBeşinci olarak, Arbitrum canlı ve büyüyen bir ekosisteme sahip. DeFi, NFT, oyun ve sosyal dApp’ler için aktif ekosistem sunar. Arbitrum'un inovatif çerçevesi, merkeziyetsiz finans (DeFi), değiştirilemez tokenlar (NFT'ler) ve blockchain tabanlı oyunlar gibi çeşitli sektörlerde önemli bir etki yarattı. Uniswap, SushiSwap, GMX ve Aave gibi büyük DeFi platformları, Arbitrum'a entegre olarak, kullanıcılarına daha hızlı ve uygun maliyetli deneyimler sunar. NFT pazar yerleri ve oyunlar da düşük ücretler ve hızlı etkileşimler için Arbitrum'dan faydalanır. Bu entegrasyonlar, Arbitrum DeFi entegrasyonları için başarıya işaret ediyor. Ayrıca, zincirler arası (cross-chain) uygulamalar, merkeziyetsiz borsalar (DEX'ler), kurumsal çözümler ve hatta sosyal uygulamalar gibi geniş bir kullanım alanı yelpazesi Arbitrum'un potansiyelini ortaya koyar.Timeboost da Arbitrum’a özgü, değerli bir özellik olarak karşımıza çıkıyor. Bu, Arbitrum sıralayıcısının (sequencer) işlem sipariş politikasında yapılan bir değişikliktir. Timeboost, mevcut ilk gelen ilk hizmet alır politikasına, bir işlemin öncelik ücreti ödeyebileceği bir "zaman artışı" ekler.Özetle, Arbitrum'un değeri; Ethereum'un güvenliğini miras almasından, Layer 2 rollup teknolojisiyle getirdiği performans ve maliyet avantajlarından, geliştirici dostu EVM uyumluluğundan, ARB token aracılığıyla sağladığı merkeziyetsiz yönetişimden, Nitro ve diğer teknolojik gelişmelerinden ve canlı ekosisteminden kaynaklanıyor. Bu özellikler, Arbitrum'u Ethereum ekosisteminin geleceği için paha biçilmez bir çözüm haline getiriyor.Arbitrum’un Kurucusu Kim?Her başarılı projenin arkasında vizyoner bir ekip vardır ve Arbitrum da bir istisna değil. Arbitrum kim kurdu? sorusunun cevabı, aslında tek bir kişiden ziyade, Offchain Labs adı verilen bir geliştirici firmayı ve bu firmanın üç kurucusunu işaret ediyor. Arbitrum teknolojisi, Offchain Labs tarafından geliştirildi. 2018 yılında kurulan Offchain Labs, Arbitrum'un arkasındaki “beyin takımı” ve Layer 2 ölçeklendirme çözümleri üzerinde uzman. Şirket, beş yılı aşkın süredir blockchain araştırma ve geliştirmesine kendini adamış halde. Offchain Labs kurucuları (soldan) Ed Felten, Steven Goldfeder ve Harry Kalodner. Kaynak: Offchain Labs Offchain Labs'ın ve dolayısıyla Arbitrum'un kurucu ekibi üç isimden oluşur: Ed Felten, Steven Goldfeder ve Harry Kalodner. Bu üç isim de Princeton Üniversitesi'nden bilgisayar bilimcileridir. Blockchain alanında hem akademik hem de pratik derinliğe sahip kişilerdir. Ekibin öne çıkan üyelerinden biri Ed Felten: Princeton Üniversitesi'nde bilgisayar bilimleri profesörü ve eski Beyaz Saray teknoloji danışmanı. Felten'in akademik kariyeri ve teknoloji danışmanlığı rolü, ekibe önemli bir bilimsel ve stratejik bakış açısı kazandırmıştır. Kendisi aynı zamanda Offchain Labs'ın Eş Kurucusu ve Baş Bilim İnsanıdır. Optimistic Rolluplar hakkındaki iyimserliğini ve BOLD gibi protokollerin geliştirilmesindeki rolünü blog yazıları aracılığıyla paylaşmıştır.Steven Goldfeder, Offchain Labs'ın Eş Kurucusu ve CEO'su. Princeton'dan doktorası bulunmakta. Harry Kalodner ise Eş Kurucu ve CTO (Baş Teknoloji Sorumlusu) olarak görev yapmaktadır. Bunun yanı sıra, Princeton'da doktora adayı.Bu takım, hem akademik hem de endüstriyel düzeyde güçlü altyapıya sahiptir. Bilimsel araştırmayı pratik mühendislikle birleştirerek, Arbitrum gibi Layer 2 çözümlerinin geliştirilmesine öncülük etti. Offchain Labs, Arbitrum One, Arbitrum Orbit, Stylus ve BOLD gibi ürünleri ve teknolojileri yenilemeye ve geliştirmeye devam ediyorlar. Ayrıca, Ethereum'un lider konsensüs istemcisi Prysm'in yapımcıları olan Prysmatic Labs'ı 2022'de satın aldılar.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Son olarak, Arbitrum hakkında aklınıza takılan sorular ve cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz:Arbitrum nedir ve nasıl çalışır?: Arbitrum coin nedir? Arbitrum, Ethereum’un üzerine inşa edilmiş bir Layer 2 ölçeklendirme çözümüdür. İşlemleri Ethereum’a göre daha hızlı ve düşük maliyetli şekilde gerçekleştirir. İşlemler önce Arbitrum üzerinde işlenir, ardından toplu olarak Ethereum ana ağına gönderilir.Arbitrum ile Ethereum farkı nedir?: Ethereum Layer 1 bir blokzincirdir; Arbitrum ise onun üzerine kurulu bir Layer 2 protokolüdür. Arbitrum, Ethereum'un güvenliğini kullanırken daha düşük işlem ücretleri ve daha yüksek hız sunar.ARB token ne işe yarar?: ARB, Arbitrum ekosisteminin yönetişim token'ıdır. Arbitrum DAO’da oy kullanmak, protokoldeki gelişmeleri etkilemek ve bazı yönetimsel kararları almak için kullanılır.Arbitrum hangi dApp’lerle entegre çalışıyor?: Arbitrum; Uniswap, GMX, SushiSwap, Aave, Curve gibi birçok popüler DeFi uygulamasıyla entegre çalışır. Bu dApp’ler Arbitrum ağı üzerinde daha düşük işlem maliyetleriyle kullanılabilir.Arbitrum’da işlem ücretleri ne kadar?: Arbitrum’da işlem ücretleri Ethereum’a kıyasla oldukça düşüktür. Genellikle birkaç sent ile birkaç dolar arasında değişir; ağ yoğunluğu ve işlem türüne bağlıdır.Arbitrum DAO nasıl işler?: Arbitrum DAO, ARB token sahiplerinin oylarıyla yönlendirilen merkeziyetsiz bir yönetişim yapısıdır. Topluluk, ağ yükseltmeleri, hibe programları ve bütçe tahsisleri gibi konularda teklif sunup oylama yapabilir.Arbitrum ve Ethereum Layer-2 teknolojileri hakkında daha fazla bilgi için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeyi unutmayın!

Nasdaq’ta İşlem Gören Aurora Mobile, Varlıklarının Yüzde 20’sini Kripto Paralara Ayıracak
Nasdaq’ta işlem gören Çin merkezli teknoloji şirketi Aurora Mobile, kripto paralara önemli bir yatırım yapmaya hazırlanıyor. Şirketin yönetim kurulu tarafından onaylanan yeni plan doğrultusunda, Aurora mevcut nakit ve nakit benzeri varlıklarının %20’sine kadar olan kısmını Bitcoin (BTC), Ethereum (ETH), Solana (SOL), Sui (SUI) gibi kripto varlıklara yatıracak.Söz konusu yatırım kararı, şirketin uzun vadeli değer yaratma stratejisinin bir parçası olarak konumlanıyor. Aurora Mobile, yaptığı resmi açıklamada bu hamlenin hem bilanço çeşitliliğini artırmaya hem de finansal inovasyonun bir parçası olmaya yönelik “ölçülü bir adım” olduğunu ifade etti.Bu hamle ile hedeflenen şey ne?Aurora Mobile, yaptığı açıklamada bu yatırımın yalnızca değer koruma amacı taşımadığını, aynı zamanda şirketin büyüme stratejisini destekleyeceğini ve potansiyel iş ortaklıkları için bir zemin hazırlayacağını belirtti. Şirketin X (eski adıyla Twitter) platformu üzerinden yaptığı paylaşımda şu ifadeler yer aldı:“Kripto varlıklara ayrılan bu pay, bizi finansal inovasyonun ön saflarına taşıyor ve hızla evrilen dijital ekonomide uzun vadeli değer yaratma potansiyelini açığa çıkarıyor.”Aurora Mobile’ın kripto yatırımı, şirketin temel iş operasyonlarını veya mevcut büyüme planlarını etkilemeyecek. Aksine, dijital varlıkların sunduğu alternatif kazanç yolları, şirketin portföyünü geleneksel piyasalardan bağımsız olarak çeşitlendirme fırsatı sunacak.Aurora Mobile hisseleri yükseldiAurora Mobile CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Weidong Luo da yatırım kararını değerlendirerek, bu hamlenin düşük korelasyona sahip yeni bir varlık sınıfına erişim sağlayarak portföy çeşitliliğini artıracağını ve aynı zamanda teknolojik gelişmelerle daha uyumlu bir finansal strateji oluşturacağını belirtti. Luo’ya göre bu yatırım aynı zamanda şirketin hazinesini modernleştirme yönünde atılmış stratejik bir adım:“Blockchain ve kripto varlıkların küresel finansal altyapıyı yeniden şekillendirdiği bu dönemde, bu yatırımı sadece finansal değil, aynı zamanda teknolojik bir pozisyonlanma olarak görüyoruz.”Aurora’nın bu açıklamalarının ardından şirketin Nasdaq’ta işlem gören hisselerinde de bir hareketlilik yaşandı. Aurora Mobile hisseleri, duyurunun yapıldığı salı günü yüzde 4,78 oranında yükselerek 11,01 dolara çıktı. Şirketin toplam piyasa değeri ise 66,9 milyon dolar seviyesinde bulunuyor. Kripto paralar için kurumsal ilgi zirvedeAurora Mobile’ın bu kararı, son dönemde artan kurumsal kripto yatırımları trendine yeni bir örnek oldu. Özellikle BTC ve ETH gibi lider varlıklar, uzun vadeli değer saklama araçları olarak kurumsal portföylerdeki yerini sağlamlaştırıyor. Diğer yandan Solana ve SUI gibi ölçeklenebilirliği yüksek projeler de yatırımcı ilgisini çekmeye devam ediyor. Aurora Mobile de kripto para yatırımı yapan şirketler arasında yerini aldı.Şirket ayrıca geçtiğimiz dönemde 295.179 adet Amerikan Depo Hissesi (ADS) geri alımı gerçekleştirdiğini açıkladı.

NEAR Protocol (NEAR) Nedir?
Eğer Web3 dünyasına meraklıysanız, merkeziyetsiz uygulamalar (dApp'ler) geliştirme veya kullanma potansiyeli ilginizi çekiyorsa, ya da sadece Near nedir, Near Protocol nedir gibi soruların cevaplarını arıyorsanız, doğru yerdesiniz. NEAR, blockchain teknolojisinin karşılaştığı temel zorlukları aşmak için tasarlanmış, kullanıcı dostu ve yüksek performanslı bir platformdur. Gelin, bu heyecan verici projenin derinliklerine birlikte inelim.NEAR’ın Tanımı ve Ortaya ÇıkışıPeki, Near nedir ve onu diğerlerinden ayıran özellikler nelerdir? NEAR Protocol, en basit tanımıyla, geliştiricilerin dapp'ler oluşturmasına olanak tanıyan bir Katman-1 (Layer-1) blockchain platformudur. "Katman-1" terimi, NEAR'ın kendi bağımsız blockchainine sahip olduğunu, yani üzerine inşa edilen diğer ağlara veya protokollere bağımlı olmadığını ifade eder. NEAR, tıpkı Ethereum gibi, akıllı sözleşmeleri yürütebilen ve bu sayede geniş bir yelpazede merkeziyetsiz uygulama türünü barındırabilen bir temel katman olarak işlev görür. Ancak Ethereum’la arasında elbette temel farklar da var. Hatta teknik detaylara dalmadan önce, en büyük akıllı sözleşme platformu ile arasındaki ayrıma aşağıdaki tablo ile bakabiliriz ÖzellikEthereumNEAR ProtocolKonsensüsProof of StakeSharded Proof of Stake (Nightshade)TPS~15–30~100.000 (sharding ile)Blok Süresi~12 saniye~1 saniyeİşlem ÜcretiYüksekDüşük (~0.01 NEAR)Akıllı SözleşmeSolidityRust & AssemblyScriptEVM UyumluluğuDoğrudan EVMAurora ile EVM uyumluluğuNEAR'ın temel amacı, blockchain teknolojisini çok daha geniş bir kitle için erişilebilir hale getirmek. Merkeziyetsiz sistemler birçok sektörde şeffaflık ve verimlilik sağlasa da, mevcut blockchain'ler genellikle ölçeklenebilirlik, yüksek işlem ücretleri ve karmaşık kullanıcı arayüzleri gibi zorluklarla karşı karşıyadır. NEAR Protocol, bu sorunları ele alarak, kullanıcı dostu ve ölçeklenebilir bir yaklaşımla blockchain teknolojisinin yaygınlaşmasının önündeki engelleri kaldırmayı hedefler.NEAR'ın teknik temelini oluşturan iki kritik bileşen vardır: Proof-of-Stake (PoS) konsensüs mekanizması ve Nightshade adlı sharding (parçalama) teknolojisi ile yüksek ölçeklenebilirlik sunması. Proof-of-Stake (PoS) konsensüs mekanizması, ağ güvenliğini sağlamak için doğrulayıcıların (validators) belirli miktarda NEAR token'ı stake etmesini gerektirir. Bu yöntem, Proof-of-Work (PoW) gibi enerji yoğun sistemlere kıyasla çok daha enerji verimlidir ve ağ katılımcılarının ağın güvenliğini ve istikrarını korumaya teşvik eder.Nightshade sharding teknolojisi ise NEAR'ın ölçeklenebilirlik stratejisinin kalbi. Sharding blokzincir ağını, her biri işlemlerin bir kısmını paralel olarak işleyebilen daha küçük parçalara (shard’lara) ayırma tekniği. Bu, ağın binlerce işlemi saniyede (TPS) işleyebilmesini sağlar, mevcut birçok blockchainin karşılaştığı tıkanıklık sorununu çözer ve yüksek işlem hacimlerini kaldırabilen uygulamalar için bir temel oluşturur. Nightshade'ın benzersiz yaklaşımı, hem durumu (state) hem de işlemeyi shard'lara ayırır. Nightshade 2.0 gibi güncellemeler, durum bilgisiz doğrulamayı (stateless validation) getirerek, doğrulayıcıların tüm shardların durumunu yerel olarak saklama ihtiyacını ortadan kaldırır ve ölçeklenebilirliği artırır. NEAR TPS grafiği. Kaynak: Nearblocks NEAR'ın temelini oluşturan vizyon, Web2 kadar kolay kullanılabilir Web3 altyapısı sunmak. Geliştiriciler için tanıdık programlama dillerini (JavaScript ve Rust gibi) desteklemesi, kapsamlı SDK'lar (Software Development Kits) ve araçlar sağlaması, dApp oluşturma sürecini basitleştirir. Kullanıcılar için ise, karmaşık alfanümerik adresler yerine insan tarafından okunabilir hesap adları kullanma özelliği, blockchain deneyimini daha sezgisel ve kolay hale getirir. Bu özellikler, blockchain teknolojisinin yaygınlaşması için kritik öneme sahiptir.NEAR Protocol'ün hikayesi, 2018’de kurulduğu zaman başlar. Illia Polosukhin ve Alexander Skidanov tarafından kurulan proje, ilk olarak program sentezini keşfeden bir yapay zeka (AI) girişimi olarak başladı. Ancak, mevcut blockchain'lerin ödeme sistemi olarak yetersiz kaldığını gördüklerinde, kendi blockchainlerini inşa etme kararı aldılar. Bu karar, geliştiricilere kolay bir yol sunacak, ölçeklenebilir merkeziyetsiz uygulamalar inşa etme vizyonunun doğuşuydu. Projenin 2020’de mainnet lansmanını yapması, bu vizyonu gerçeğe dönüştürme yolundaki önemli bir adımdı. Mainnet lansmanının ardından, Eylül 2020'de tamamen topluluk tarafından işletilir hale geldi ve Ekim 2020'de token transferlerini etkinleştiren bir oylama geçti. Protokolün zaman çizelgesini sıradaki başlıkta daha iyi inceleyebiliriz.NEAR’ın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıNEAR coin tarihi, vizyonunun adım adım nasıl gerçeğe dönüştüğünü gösteren önemli kilometre taşları ile dolu. NEAR için 2017’de Near.ai’ın kurulmasıyla lansman süreci başladı. Mainnet lansmanı 2020’de gerçekleşti, üç yıl boyunca kurucular hazırlıklarını yaptı. Mainnet’in aktif hale gelmesini takiben ise proje, patlama yaşadı. Olayların zaman çizelgesi şu şekilde:2017: Near.AI ile Başlangıç - Her şey, Illia Polosukhin ve Alexander Skidanov'un "Singularity is NEAR!" sloganıyla program sentezini araştırmak için NEAR.ai'yi kurmasıyla başladı. Ethereum üzerinden çalışanlara ödeme yapmayı denediler ancak bu platformun bu iş için uygun olmadığını kısa sürede fark ettiler.2018: NEAR Protocol’ün Geliştirilmesine Başlandı - Mevcut blockchain'lerin yetersiz kaldığını gören kurucular, kendi blockchainlerini, yani NEAR Protocol'ü inşa etme kararı aldılar. Bu, geliştiricilere kolayca ölçeklenebilir dApp'ler oluşturma imkanı sunma vizyonunun başlangıcıydı. NEAR Foundation da 2019'da, NEAR'ın ekosistem büyümesini ve protokol gelişimini desteklemek amacıyla kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak kuruldu.2020: Mainnet Lansmanı - Nisan 2020'de NEAR mainnet'i faaliyete geçti ve Eylül 2020'de tamamen topluluk tarafından işletilir hale geldi. Ekim 2020'de token transferlerinin etkinleştirilmesi için bir oylama yapıldı ve geçti. Bu, NEAR'ın bağımsız bir blockchain olarak faaliyet göstermeye başladığı kritik bir andı.2021: Near Rainbow Bridge ile Ethereum Uyumluluğunu Sağladı - Blockchain ekosistemlerinin birlikte çalışabilirliği, Web3'ün geleceği için hayati öneme sahip. NEAR, bu ihtiyacı karşılamak için Rainbow Bridge'i tanıttı. Bu köprü, ERC-20 varlıklarının Ethereum ve NEAR ağları arasında sorunsuz bir şekilde transfer edilmesini sağlar. Rainbow Bridge, farklı blockchain'ler arasında varlıkların ve verilerin hareket etmesine olanak tanıyarak ekosistemler arasında kusursuz bir köprü oluşturur. NEAR, Rainbow Bridge'i "trustless" ve "permissionless" olarak tanımlar, yani herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan ve herhangi bir izin gerektirmeden çalışır. Bu sayede, sadece ETH değil, Ethereum protokolü üzerine inşa edilmiş USDT, DAI, WBTC, WETH gibi popüler tokenlar da NEAR ağı ile etkileşime girebilir.2022: Aurora (EVM Uyumlu Katman) Entegrasyonu - NEAR'ın Ethereum uyumluluğuna yönelik ikinci büyük adımı Aurora oldu. Aurora, NEAR Protocol üzerine inşa edilmiş bir Ethereum Virtual Machine (EVM) uyumluluk katmanı olarak karşımıza çıkıyor. Bu, Ethereum geliştiricilerinin mevcut Solidity akıllı sözleşmelerini NEAR'ın ölçeklenebilir altyapısı üzerinde çalıştırmalarına olanak tanır. Aurora sayesinde, geliştiriciler Ethereum'daki projelerini düşük ücretler ve daha hızlı işlemlerle NEAR'a taşıyabilir veya NEAR'ın avantajlarından faydalanırken tanıdık Ethereum araçlarını kullanabilirler. Bu entegrasyon, NEAR'ın Web3 ekosistemindeki konumunu güçlendirerek hem Ethereum topluluğuna hitap etmesini hem de kendi ekosistemini büyütmesini sağladı. 2022 yılında NEAR, ekosistemini daha da desteklemek için iki finansman turunda toplam 500 milyon dolar topladı.2023–2024: Blockchain Operating System (BOS) Vizyonu Tanıtıldı - NEAR'ın evrimindeki en son ve belki de en iddialı adım, Blockchain Operating System (BOS) olarak kendini konumlandırması oldu. Mart 2023'te duyurulan BOS, endüstrinin ilk örneği olarak, Açık Web deneyimlerini taramak ve keşfetmek için ortak bir katman sunar ve herhangi bir blockchain ile uyumludur. Peki, NEAR BOS nedir? BOS, NEAR'ı hem kullanıcılar hem de geliştiriciler için Açık Web'in giriş noktası yapmayı amaçlar. Web3 ve Web2'ye erişimi ve navigasyonu her zamankinden daha kolay hale getirir. NEAR.org Web3 için birleşik bir frontend olarak bu vizyona yönelik ilk adım oldu. Kullanıcılara Web3'ün tüm olanaklarını tek bir kusursuz deneyimde keşfetme imkânı sunarken, geliştiricilere de tek bir ortamda arayüzler oluşturma ve kodu düzenleme gücü verir. Açık Web ekosistemindeki herkesin kendi ön yüzlerini (near.org'un kendi versiyonları gibi) oluşturmasına olanak tanır, bu ön yüzler istedikleri blockchain ile uyumlu olabilir. BOS, tek seferlik, sorunsuz bir onboarding (kayıt/başlangıç) deneyimi sunarak, her deneyim için ayrı hesap oluşturma gibi sürtünme noktalarını kaldırır. Nightshade 2.0 lansmanı (Ağustos 2024), durum bilgisiz doğrulama ve daha fazla ölçeklenebilirlik getirerek BOS vizyonuna doğru ilerlemeyi desteklemektedir. NEAR, Temmuz 2024'te 20 milyondan fazla aylık aktif kullanıcıya ve toplamda 110 milyondan fazla hesaba ulaşarak bu büyümeyi sergiledi.NEAR Neden Değerli?NEAR Protocol'ü değerli ve benzersiz kılan birçok özellik var. Nightshade Teknolojisi ile Yüksek Performans ve ÖlçeklenebilirlikNEAR'ın en belirgin özelliklerinden biri, Nightshade teknolojisi ile saniyede binlerce işlem (TPS) gerçekleştirme kapasitesine sahip olması. Nightshade sharding mekanizması, ağın iş yükünü parçalara ayırarak paralel işlemeye olanak tanır. Bu, yüksek talep anlarında bile ağın hızlı ve verimli kalmasını sağlar. Kaynaklar, NEAR'ın potansiyel olarak 100.000 TPS'ye kadar çıkabileceğini belirtirken, mevcut işlem hızının ortalama 1.3 saniye olduğunu da ekler. Nightshade 2.0 güncellemesi, durum bilgisiz doğrulama ile performansı daha da artırdı ve daha fazla shard için kapasite ekledi (2024 sonuna kadar 10 shard hedefi). Bu, NEAR'ın milyonlarca kullanıcıyı ve yüksek hacimli dApp'leri desteklemesini mümkün kılar. Bu yüksek Near TPS değeri (saniyedeki işlem miktarı), onu diğer Katman-1 blockchainleri arasında öne çıkaran bir faktör. Başka bir chain ile karşılaştırılan Nightshade'in çalışma prensibi. Kaynak: Nightshade: Near Protocol Sharding Design 2.0 Geliştirici Dostu Ortam ve Araçlar NEAR, geliştirici deneyimine büyük önem verir. Geliştirici dostu araçlar (Rust, AssemblyScript vs) sunarak, dApp geliştirme sürecini basitleştirir. JavaScript ve Rust gibi popüler programlama dilleri için SDK'lar, kapsamlı dokümantasyon ve destek sağlar. Ayrıca, geliştiricilere akıllı sözleşmelerinden gaz ücretlerinin bir kısmını kazanma imkanı gibi teşvikler sunar. Aurora sayesinde EVM uyumluluğu, Ethereum geliştiricilerinin de kolayca NEAR'a geçiş yapmasına olanak tanır. Bu faktörler, NEAR'ı yenilikçi bir web3 geliştirme platformu olarak konumlandırır. NEAR Studio gibi çevrimiçi geliştirme ortamları da geliştirme sürecini kolaylaştırır.Kullanıcı Odaklılık ve Kolay Erişim NEAR'ın bir diğer önemli değeri, kullanıcı deneyimine verdiği önem. Cüzdan deneyimi sade ve kullanıcı odaklı. Geleneksel, karmaşık blockchain adresleri yerine basit isimli adresler (örneğin, kullaniciadi.near) kullanılması, işlemleri çok daha sezgisel hale getirir. E-posta veya Telegram ile hesap oluşturma gibi kolay giriş yöntemleri sunulması da kullanıcı onboarding'ini (ağa katılımını) basitleştirir. İşlem ücretlerinin çok düşük olması (genellikle bir senti bile bulmaz) ve işlemlerin hızlı olması, günlük kullanım için NEAR'ı oldukça çekici kılar. BOS vizyonu da bu kullanıcı odaklı yaklaşımı destekler, Web3'e tek bir giriş noktası ve kolay keşif imkânı sunar.Çapraz Zincir Uyumluluğu (Interoperability) NEAR, izole bir ekosistem olmak yerine, diğer blockchain ağlarıyla etkileşim kurmayı önemsiyor. Multichain yapılarla entegrasyon (Ethereum, Cosmos, Polkadot), farklı ağlardaki varlıkların ve verilerin NEAR'a gelmesine ve oradan başka ağlara gitmesine olanak tanır. Rainbow Bridge, Ethereum ile NEAR arasında sorunsuz transferleri sağlayan kilit bir bileşen. Aurora EVM ise Ethereum akıllı sözleşmelerinin NEAR üzerinde çalışmasına imkan verir. Octopus Network gibi projeler, Substrate tabanlı uygulama zincirlerinin NEAR ve diğer IBC (Inter-Blockchain Communication) özellikli zincirlerle (Cosmos ve Polkadot gibi) etkileşimini sağlar. NEAR ayrıca Chain Signatures gibi çözümlerle Solana, TON, Stellar, Sui ve Aptos gibi diğer zincirlerle de çapraz zincir imzalama yetenekleri ekleyerek uyumluluğunu genişletmekte.Çevresel Sürdürülebilirlik NEAR, çevre dostu olma konusunda da öne çıkıyor. PoS konsensüs mekanizması sayesinde, enerji tüketimi PoW sistemlerine göre çok düşük. NEAR, karbon-nötr sertifikasına sahip. Resmi açıklamalar, NEAR'ın bir yılda tükettiği enerjinin Bitcoin'in sadece 3 dakikada tükettiği enerjiye denk olduğunu belirtiyor. Kanıtlanmış Güvenlik ve İstikrar NEAR, 4 yıldır %100 çalışma süresi ve 3 milyardan fazla işlem işleyerek güvenilirliğini kanıtlamıştır. Güvenlik ve sağlamlığa büyük önem verir, düzenli denetimler yapar ve akıllı sözleşme tasarımlarında en iyi uygulamaları takip eder. Nightshade PoS mekanizması, kötü niyetli davranışları caydırmak için "slashing" (stake'in bir kısmının kesilmesi) özelliğini uygular.NEAR’ın İşlevi ve EkosistemiNEAR token özellikleri ile platformun işleyişi için merkezi öneme sahip. NEAR token ile staking, işlem ücreti ödeme ve yönetişim gibi işlevler yerine getirilir. Kullanıcılar, işlem ücretlerini ödemek ve akıllı sözleşmeler dağıtmak için NEAR tokenlarını kullanır. Token sahipleri, ağın güvenliğini sağlamak için tokenlarını stake edebilir veya doğrulayıcılara delege edebilir, karşılığında ödüller kazanabilirler. NEAR token ayrıca platformun geleceğiyle ilgili yönetişim kararlarında oy kullanmak için de kullanılır. Token arzı 1.22 milyar olup, ağ katılımını teşvik etmek için %5 yıllık enflasyon oranı uygulanıyor. Ancak işlem ücretlerinin bir kısmı yakılıyor. Böylece token ekonomisinde deflasyonist bir unsur da var. NEAR tokenı, Mayıs 2025 itibarıyla 2.37 dolardan el değiştiriyor. Kripto para, 17 Ocak 2023’te gördüğü tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 20.42 doların bir hayli altında. Ancak Kasım 2020’deki 0.5’lik tarihi düşüklerinden yüzde 300 kadar toparlanmış durumda. Az önce de bahsettiğimiz gibi bu token, bir yardımcı program tokenı (utility token) olarak birçok kritik işlevi yerine getirir. İşlem ücretleri, staking, yönetişim ve depolama; bu işlevlerden bazıları. Peki, Near staking nedir ve nasıl çalışır? Staking, NEAR Protocol ekosisteminin ayrılmaz bir parçasıdır ve kullanıcıların ağın güvenliğini ve operasyonlarını desteklerken ödül kazanmalarını sağlar. Staking, NEAR tokenlarını doğrulayıcılarla kilitlemeyi içerir. Doğrulayıcılar, ağdaki işlemleri işler ve doğrular. Stakerlar, katkılarıyla orantılı olarak ödüller kazanır.NEAR ekosistemindeki öne çıkan projelerden bazıları şunlardır:Ref Finance: NEAR üzerindeki en popüler DeFi uygulamalarından biridir, DEX, yield farming ve borç verme gibi çeşitli DeFi ürünlerini sunar.Burrow: NEAR Protocol tabanlı, merkeziyetsiz bir likidite protokolüdür, kullanıcıların varlıkları ödünç almasına ve vermesine olanak tanır.Aurora: NEAR üzerinde bir EVM katmanıdır, Ethereum uyumluluğu sağlar ve Ethereum tabanlı dApp'lerin NEAR'a geçmesine olanak tanır.Mintbase: NFT oluşturmak ve satmak için bir platformdur, yaratıcıların teknik uzmanlık olmadan NFT basmasına olanak tanır.Paras: Dijital koleksiyonlara ve sanata odaklanan bir NFT pazaryeridir.Octopus Network: NEAR tabanlı çapraz zincir bir ağdır, uygulama zincirlerinin (appchains) başlatılmasını ve çalıştırılmasını destekler ve IBC aracılığıyla diğer zincirlerle uyumluluk sağlar.Bu projeler, NEAR'ın ölçeklenebilir, kullanıcı dostu ve geliştirici odaklı altyapısından faydalanarak, ekosistemin sürekli büyümesine ve genişlemesine katkıda bulunur.NEAR’ın Kurucusu Kim?Peki, Near Protokol kurucusu kim? NEAR Protocol, vizyon sahibi bir ekip tarafından kuruldu ve geliştirildi. Projenin temelini oluşturan isimler Illia Polosukhin ve Alexander Skidanov tarafından kuruldu. Erik Trautman da ilk kuruculardan biri olarak anılır. Illia Polosukhin ve Alexander Skidanov, her ikisi de yazılım geliştirme ve mühendislik alanlarında geniş deneyime sahip kişiler olarak öne çıkıyor:Illia Polosukhin: 10 yıldan fazla sektör deneyimine sahip. Eski Google mühendisi ve Google'da üç yıl geçirdi, burada önde gelen bir TensorFlow (Google'ın makine öğrenimi çerçevesi) uzmanı oldu. Ayrıca çekirdek Google araması için soru yanıtlama yeteneklerini inşa eden ekibi yönetti. Yapay zeka ve ölçeklenebilir sistemlerdeki geçmişi, NEAR'ın mimarisini önemli ölçüde etkiledi. Aynı zamanda Sid Venture Partners adlı Ukrayna merkezli bir girişim fonunu kurdu.Alexander Skidanov: Microsoft'ta kariyerine 2009'da başladı, ardından 2011'de MemSQL'e (şimdiki SingleStore) Mühendis olarak katıldı. MemSQL'de depolama, sharding (parçalama) ve dayanıklılık dahil birçok temel özelliğin inşasından sorumlu oldu. Dağıtılmış sistemler ve veritabanı yönetimi alanındaki uzmanlığı, NEAR'ın sharding teknolojisinin geliştirilmesinde etkili oldu. Skidanov, aynı zamanda ICPC (Uluslararası Kolej Programlama Yarışması) 2008'de altın madalya ve 2005'te bronz madalya kazandı. OpenAI'da araştırma mühendisi danışmanı olarak da çalıştı. NEAR kurucuları Kurucuların ortak vizyonu, ana akım benimsenmenin önündeki ölçeklenebilirlik ve kullanılabilirlik zorluklarını çözen bir blockchain platformu yaratmaktı. NEAR ekosisteminin büyümesini ve protokolün gelişimini desteklemek amacıyla NEAR Foundation kuruldu. Bilimsel, teknik ve kullanıcı odaklı vizyonla yönetilen bir ekip tarafından desteklenen NEAR, sürekli olarak protokolü, SDK'ları ve API'leri geliştirmeye devam ediyor. Core ekibin bir kısmı artık Pagoda olarak biliniyor, bu ekip kendisini dünyanın ilk Web3 başlangıç platformu olarak tanımlıyor. NEAR Protocol'ün arkasındaki ekip, blockchain teknolojisini yaygınlaştırma ve Open Web vizyonunu gerçeğe dönüştürme konusunda büyük bir tutkuya sahip gibi duruyor.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, NEAR hakkında en çok sorulan bazı soruları ve cevaplarını bulabilirsiniz:NEAR Protocol nedir ve nasıl çalışır?: NEAR Protocol, ölçeklenebilirlik, kullanılabilirlik ve çevre dostu olma öncelikleriyle merkeziyetsiz uygulamalar (dApp'ler) geliştirmek için tasarlanmış bir Katman 1 blokzinciri. Açık Web için bir giriş noktası olmayı hedefleyerek kullanıcılar ve geliştiriciler için Web3 ve Web2'ye erişimi ve navigasyonu kolaylaştırmayı amaçlar. NEAR'ın çalışma şeklinin temelinde çeşitli teknolojik çözümler yatar. Bunlar Nightshade Sharding, Proof-of-Stake konsensüsü, Rainbow Bridge, Aurora olarak karşımıza çıkıyor. NEAR token ile neler yapılabilir?: NEAR tokenı, NEAR ekosisteminin yerel kripto para birimidir ve platformun işleyişinde önemli bir rol oynar. Peki, Near coin ne işe yarar? NEAR token ile şunlar yapılabilir: İşlem ücretleri ödenebilir, staking ve ödül kazanılabilir, akıllı sözleşmelerin dağıtımında kullanılabilir, yönetişime katılım sağlanabilir, varlık transferi ve etkileşim sğalanabilir.NEAR’ın diğer blockchainlerden farkı nedir?: NEAR, diğer blockchainlerden birkaç unsura dayalı olarak ayrışıyor. Öncelikle NEAR’ın Nightshade sharding mekanizması sayesinde yüksek işlem hacmi ve ölçeklenebilirliği daha iyi yönettiği bilinmekte. Ayrıca, düşük işlem ücretleri sunması da kritik bir unsur. Geliştirici dostu ortamı, karbon-nötr serfikalı olması, diğer ağlarla birlikte çalışabilirlik sunması ve hızlı işlem keskinliği sunması da Near’ı diğer blockchainlerden farklı kılar. NEAR Wallet nasıl kullanılır?: NEAR Wallet (wallet.near.org) 2023 itibariyle yeni cüzdan oluşturma ve yönetme işlevlerini durdurdu. Ancak, mevcut kullanıcılar için varlıklar güvende kalmaya devam ediyor ve hesaplarınızı yeni bir cüzdana aktarmak mümkün. NEAR’ı destekleyen birçok cüzdan uygulaması var. Örneğin MyNearWallet, NEAR Mobile, Meteor Wallet gibileri; Near Vakfı tarafından öneriliyor.NEAR hangi programlama dillerini destekliyor?: NEAR, Rust ve JavaScript dillerinde akıllı sözleşmeler oluşturmayı ve geliştirici araçları (SDK'lar) kullanmayı destekler. Ayrıca Aurora EVM sayesinde geliştiriciler için mevcut Solidity akıllı sözleşmelerinin NEAR blockchaini üzerinde çalışmasını sağlar.NEAR ağı güvenli mi?: Projenin kendi açıklamasına göre NEAR, güvenli olacak şekilde tasarlandı. Peki, güvenliği neler sağlıyor? Near’ın PoS konsensüsü, slashing, Nightshade Sharding, doğrulayıcı seçimi gibi sistemlerinin ağın güvenliğine katkı sağladığı belirtiliyor.
