Haberler

Altcoin Haberleri

Altcoin Haberleri

Altcoin ile ilgili tüm makale ve haberlere göz atın. Altcoin hakkında en son haberler, analizler ve görüşler.

PEPE Yorum ve Fiyat Analizi 27 Haziran 2025

PEPE Teknik Analiz: Golden Cross mu Kazanacak, Death Cross mu?PEPE grafiğine baktığımızda, fiyatın yükselen trend yapısını korurken, önemli teknik göstergelerin de net bir şekilde sinyal verdiğini görüyoruz. Günlük grafikte önce Golden Cross ardından da Death Cross gibi kritik kesişimlerin olduğunu görüyoruz. Yükselen Trend Grafik üzerinde de görülebileceği üzere, 2024’te gerçekleşen Golden Cross sonrası güçlü bir yükseliş momentumu yaşanmışken, 2025’in başlarında meydana gelen Death Cross ise fiyatın düşmesine neden olmuştu. Şimdi fiyat tekrardan bir kesişim noktasında ve yön belirleme çabası içerisinde.Fiyat, şu anda yatay destek bandına yaklaşırken aynı zamanda kanal desteğine de temas etmiş durumda. Bu bölge alıcıların oldukça güçlü olabileceği bir talep bölgesi olabilir. Eğer alıcıların bu bölgede tekrar güçlü olduğunu görürsek, yukarı yönlü hareketlerde ilk direnç 0.00000108 – 0.00000110 bandı olacak. Bu seviyenin aşılması durumunda fiyat yeniden kanalın üst bandı olan 0.00000170 seviyelerine doğru hareket etmek isteyebilir.Ancak destek kırılırsa, Death Cross sinyali de geldiği için, bir alt likidite alanı olan 0.00000075 – 0.00000070 bölgesi gündeme gelir. Bu durumda hem kanal yapısı hem de yükseliş trendi bozulma riskiyle karşı karşıya kalır.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
27 Haz 2025
PEPE Yorum ve Fiyat Analizi 27 Haziran 2025

Saros (SAROS) Nedir?

Kripto para dünyasında her geçen gün daha fazla yenilikle karşılaşıyoruz. Özellikle merkeziyetsiz finans (DeFi) alanında, hem yatırımcılar hem de geliştiriciler için heyecan verici projeler hızla çoğalıyor. Bu projelerden biri de Saros. Solana blockchaini üzerinde inşa edilen Saros, sunduğu hızlı ve düşük maliyetli işlemlerle DeFi deneyimini yeniden şekillendirmeyi hedefliyor. Üstelik sadece bir merkeziyetsiz borsa (DEX) olmanın ötesine geçerek, launchpad, farming ve staking gibi birçok özelliği tek bir çatı altında topluyor. Gelin, bu kapsamlı rehberde Saros’un ne sunduğuna, nasıl çalıştığına ve SAROS token’ın neden bu kadar konuşulduğuna birlikte göz atalım.Saros’un Tanımı ve Ortaya ÇıkışıSaros, Solana blockcainiüzerinde kurulu kapsamlı bir merkeziyetsiz finans (DeFi) platformu. Yani basitçe bir Solana DeFi platformu olarak tanımlanabilir. Saros, kullanıcıların düşük işlem ücretleriyle token alım satımı, staking, likidite sağlama ve launchpad hizmetleri gibi çeşitli finansal işlemleri tek bir çatı altında gerçekleştirmesine olanak tanıyor. Platformun bel kemiğini SarosSwap, SarosFarm ve SarosStake gibi temel bileşenler oluşturuyor. Bu bileşenler sayesinde Saros, Solana ağı üzerinde entegre bir DEX-farming platformu olarak hizmet verir. Saros ekosistemi ayrıca Saros ID (kişisel kimlik çözümü) ve SarosPad gibi diğer yenilikçi özellikler barındırıyor.Saros projesi, 2021 yılında Coin98 Labs (Ninety Eight Finance) tarafından SarosSwap adıyla başlayan bir DeFi girişimi olarak ortaya çıktı. Başlangıçta Solana ağı üzerinde çalışan AMM tabanlı bir merkeziyetsiz borsa (DEX) olan SarosSwap, zamanla Saros V2 adı verilen tümleşik bir DeFi ekosistemine dönüştü. Bu genişleyen ekosistemde SarosFarm yield farming platformu, SarosStake staking hizmeti ve SarosPad adlı merkeziyetsiz launchpad bulunuyor. SarosFarm, likidite sağlayıcılarını teşvik eden “havuzlar” üzerinden pasif gelir sunarken, SarosStake doğrudan token stake etmeye imkan sağlıyor. Yani bu noktada SarosPad SarosPad nedir sorusuna cevap verebiliriz. Bu platform, yeni projelerin token satışlarını (IDO) güvenli ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirmesine olanak tanıyor. SarosSwap Projenin arkasında Coin98 Labs ekibi bulunuyor. Coin98 Labs (Ninety Eight Finance), 2017 yılında Lê Thanh tarafından kurulan bir blockchain teknoloji şirketidir. Coin98 Labs, daha önce farklı DeFi çözümleri geliştirmiş tecrübeli bir ekip tarafından yönetilmekte. Saros’un ilk versiyonunun duyurulması 2021 yılına dayanıyor ve projenin çekirdeğini oluşturan ekip Coin98 Labs bünyesinde yer alıyor.Saros’un Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıBir projenin gerçek potansiyelini anlamanın en iyi yollarından biri, onun zaman içindeki gelişim sürecini ve geçirdiği evrimleri yakından incelemek. Saros da bu anlamda, teknik altyapısının dışında, stratejik adımlarıyla da dikkat çeken bir yolculukta. Başlangıçta yalnızca bir Solana tabanlı DEX olarak ortaya çıkan proje, kısa sürede çok daha fazlasına dönüşerek tam entegre bir DeFi ekosistemi olarak evrim geçirdi. SarosSwap’ten SarosPad’e, yatırım turlarından süper uygulama vizyonuna kadar uzanan bu gelişim süreci, projenin Web3 dünyasında kalıcı bir yer edinme hedefinin güçlü göstergelerinden biri. Gelin, bu yolculukta öne çıkan kritik dönüm noktalarına birlikte bakalım.2021-2022: SarosSwap’ın lansmanıSaros projesi, Solana ağı üzerinde geliştirilen SarosSwap adlı bir otomatik piyasa yapıcı (AMM) DEX olarak hayata geçti. Bu dönemde kripto dünyasında Solana’nın DeFi potansiyeli yeni yeni konuşulurken, SarosSwap, hızlı ve düşük maliyetli işlemleriyle likidite oluşturmak isteyen projeler için cazip bir seçenek olarak konumlandı. Özellikle emir defteri gibi geleneksel yapılarla uğraşmak istemeyen kullanıcılar, SarosSwap’in basitliği ve verimliliği sayesinde doğrudan token takasları gerçekleştirmeye başladı.Coin98 ekibi, Saros’u kamuoyuna duyurduğunda oldukça iddialı bir vizyon ortaya koydu. Proje, Solana’nın DeFi alanındaki “eksik parçası” olarak tanımlandı. Bu açıklamaya göre Saros, tek başına, yalnızca teknik anlamda değil, stratejik olarak da büyük bir boşluğu doldurabilecekti. O dönemde yapılan tanıtımlarda, Saros’un Solana ekosisteminin temel DeFi yapı taşı olacağına dair güçlü bir mesaj verildi.2023 sonu: Saros Super App ve SarosID duyurusu26 Aralık 2023 tarihinde, Saros’un yalnızca bir DEX ya da farming platformu olmaktan çıkıp çok daha kapsamlı bir şeye yöneldiği açıklandı. “Saros Super App” adı verilen bu yeni yaklaşım, DeFi hizmetlerini tek bir mobil uygulama içinde toplama fikrine dayanıyordu. Bunun yanında duyurulan SarosID sistemi ile kullanıcıların Web3 kimliklerini kolayca yönetmeleri hedeflendi. Yani Saros, kullanıcı deneyiminin finansal boyutunu ele almak dışında, sosyal ve kimlik odaklı bir boyuta da taşıma planını devreye sokmuş oldu.Projenin açıklamalarına göre Saros Super App, Solana blockchaini üzerinde inşa edilmiş, kullanıcıların merkeziyetsiz finans (DeFi) hizmetlerine, NFT'lere, ödemelere ve dijital kimlik yönetimine tek bir mobil uygulama üzerinden erişmesini sağlayan kapsamlı bir platform. Bu uygulama, kullanıcıların günlük finansal işlemlerini kolaylaştırmak ve Web3 dünyasına sorunsuz bir geçiş yapmalarını hedefliyor. Diğer yandan SarosID, kullanıcıların dijital kimliklerini güvenli ve özel bir şekilde yönetmelerini sağlayan bir sistem. Bu sistem, dePIN (decentralized Physical Infrastructure Network) teknolojisi ile desteklenmekte.Ocak 2024: Stratejik finansman turu2024’ün başında Saros, Web3 dünyasının önemli yatırımcılarından ciddi bir destek gördü. Aralarında Solana Ventures, Spartan Group, Kyros Ventures, Hashed ve Genblock Capital gibi isimlerin bulunduğu yatırımcılar, Saros’un gelişimi için toplamda 3,75 milyon dolar yatırım sağladı. Bu fon sayesinde hem Saros Super App’in geliştirilmesine hem de ekosistemin genişletilmesine odaklanıldı. Özellikle mobil uygulama altyapısı, kullanıcı arayüzü geliştirme ve güvenlik tarafında yapılan yatırımlar dikkat çekti. Saros yatırımcıları. Kaynak: Saros.xyz 2024 baharı: SAROS Token lansmanıCoin98 Labs, 2024’ün ilk çeyreğinde Saros ekosisteminin yerel token’ı olan $SAROS’u piyasaya sürdü. Bu token, sadece bir değer saklama aracı değil, aynı zamanda bir teşvik mekanizması ve yönetişim aracı olarak tasarlandı. $SAROS sahibi kullanıcılar, platforma likidite sağlayarak, farming’e katılarak ya da staking yaparak ödüller kazanabiliyor. Ayrıca platformdaki geleceğe yönelik karar alma süreçlerinde de aktif rol alabiliyorlar. Bu lansman, Saros’un merkeziyetsiz yapısını güçlendirmenin yanı sıra topluluk katılımını artırmak için önemli bir adım oldu. SAROS token kullanım alanları. Kaynak: Coin98 Nisan 2025: DLMM v3 tanıtımıSaros, teknolojik altyapısını sürekli güncel tutma çabasına devam etti ve Nisan ayında Dinamik Likidite Piyasa Yapıcısı (DLMM) v3 güncellemesini devreye aldı. DLMM v3, kullanıcıların emir defteri veya yüksek slipaj sorunlarıyla uğraşmadan daha esnek likidite stratejileri oluşturmasına olanak tanıyan bir modeldir. Bu versiyonla birlikte SarosSwap’teki işlem verimliliği önemli ölçüde artarken, likidite sağlayıcılar için daha optimize getiri imkânları da sunulmuş oldu.Mayıs 2025: Güncel ekosistem Bugün itibarıyla Saros ekosistemi oldukça büyümüş durumda. Toplamda yaklaşık 2,6 milyar SAROS token arzı bulunuyor ve aktif kullanıcı sayısı 108.000’i aşmış durumda. Platform üzerindeki günlük işlem hacmi ise on milyonlarca dolara ulaşıyor. Bugüne kadar SarosSwap ve SarosFarm üzerinden gerçekleştirilen işlemlerin toplam hacmi 100 milyon doları geçmiş durumda. $SAROS token fiyatı 2025’in ilk yarısında yaklaşık 0,15 dolar seviyesinde seyretti ve bugüne kadarki en yüksek değeri 0,17 dolar olarak kayıtlara geçti. Rekor fiyat seviyesini 2025’in Nisan ayının başlarında gördü. Saros Neden Değerli?Saros, Solana blockchaini üzerine inşa edilmiş entegre bir DeFi altyapısı sunuyor. Bu yapı, kullanıcıların merkeziyetsiz finansal işlemleri hızlı, güvenli ve düşük maliyetle gerçekleştirmelerine olanak tanıyor. Saros'un sunduğu kullanıcı dostu arayüz, hızlı işlem süreleri ve çeşitli finansal araçlar, platformun değerini artıran başlıca unsurlar.Solana üzerinde tam entegre bir DeFi altyapısıSaros’un değerini oluşturan en önemli etkenlerden biri, Solana blockchain’inin getirdiği teknoloji avantajı. Solana’nın saniyede on binlerce işlem işleyebilme kapasitesi ve çok düşük işlem ücretleri, SarosSwap benzeri uygulamaların kullanıcılarına hızlı ve ucuz işlem imkanı sunmasını sağlıyor. Örneğin SarosSwap DEX’inde alım-satımlar dakikalar içinde tamamlanırken, kullanıcılar düşük slipaj ve düşük ücret deneyimi yaşar. Ayrıca Saros, çoklu finansal ürünü tek bir platformda buluşturan bir “Web3 süper uygulaması” konseptiyle öne çıkar. Kullanıcılar Saros uygulamasından çıkmadan cüzdan yönetiminden al-sata, staking’den IDO katılımına kadar birçok hizmete erişebilir.Güçlü yatırım desteği ve SAROS tokenProjeyi değerli kılan bir diğer unsur da güçlü yatırımcı desteği ve stratejik ortaklıklar. Solana Ventures, Kyros Ventures gibi önemli fonlar Saros’a yatırım yaparak projeye destek verdi. Ayrıca $SAROS token’ın performansı da dikkat çekici. Örneğin, token’ın fiyatı 2024’te yaklaşık 0,004 dolar iken, 2025 başında yaklaşık 0,15 dolara kadar yükseldi. Yani bir yıllık getiri %3600 civarında gerçekleşti. Ayrıca SAROS token, Saros ekosisteminin merkezinde yer alır ve çeşitli kullanım alanlarına sahip. Kullanıcılar, SAROS tokenlarını stake ederek pasif gelir elde edebilir, SarosPad üzerinden gerçekleştirilen IDO'lara katılarak yeni projelere erken erişim sağlayabilir ve platformun geleceği hakkında alınacak kararlarda oy kullanabilirler. $SAROS token’ın platform içindeki kullanım alanları Saros’a değer katıyor. Peki, SAROS token ne işe yarar? $SAROS sahipleri, likidite sağlayarak veya farming’e katılarak ek ödüller elde eder ve platformdaki işlem ücretlerinden pay alıyor. Öte yandan token sahiplerine yönetişim hakları tanındı. Yani $SAROS kullananlar protokolün gelecekteki ayarları ve güncellemeleri hakkında oy verebiliyor. Ayrıca $SAROS stake eden kullanıcılar, henüz halka açık olmayan özel özelliklere ve airdrop’lara erişim sağlayabiliyor. SarosPad ile yeni projelere erken erişim imkânıSarosPad, kullanıcıların yeni ve potansiyel olarak yüksek getirili projelere erken aşamada yatırım yapmalarını sağlayan bir launchpad platformu. SAROS token sahipleri, bu platform üzerinden gerçekleştirilen IDO'lara katılarak, projelerin token satışlarına öncelikli erişim elde edebilir. Bu erken erişim imkânı, kullanıcıların yatırım portföylerini çeşitlendirmelerine ve potansiyel kazançlarını artırmalarına yardımcı olur. Sonuç olarak Saros'un sunduğu entegre DeFi altyapısı, kullanıcı dostu arayüzü, SAROS tokenının geniş kullanımı ve SarosPad ile yeni projelere erken erişim imkânı, platformun değerini artıran başlıca unsurlar. Saros’un Kurucusu Kim?Saros, Solana blockchaini üzerinde inşa edilmiş bir DeFi platformu ve Coin98 Labs tarafından geliştirildi. Coin98 Labs, merkezi Güneydoğu Asya'da bulunan ve Web3 çözümleri üzerine odaklanan bir geliştirici ekibi olarak biliniyor. Saros ise Coin98 Labs'in Solana ekosistemine katkı sağlamak amacıyla başlattığı bir proje. Platform, SarosSwap (AMM), SarosFarm ve SarosStake gibi temel bileşenlerden oluşan entegre bir DeFi altyapısı sunar.Saros, Kyros Ventures'ın da aralarında bulunduğu birçok önemli yatırımcıdan destek aldı. Ocak 2024'te gerçekleştirilen özel bir finansman turunda, Solana Ventures, Hashed, Spartan Group, GBV Capital, Genblock Capital, K300 Ventures, Cryptomind ve Evernew gibi yatırımcıların katılımıyla 3,75 milyon dolar toplandı. Bu fon, Saros'un Super App ve SarosID gibi yeni ürünlerinin geliştirilmesi ve ekosistemin genişletilmesi için kullanılıyor.Saros, topluluk odaklı bir büyüme stratejisi izliyor. Platform, kullanıcıların yönetişim süreçlerine katılımını teşvik ederek, merkeziyetsiz bir otonom organizasyon (DAO) modeline geçiş planlıyor. Bu yaklaşım, kullanıcıların platformun geleceği hakkında karar alma süreçlerine aktif olarak katılmalarını hedefliyor.Sık Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Saros hakkında sıkça sorulan bazı sorular ve cevapları yer alıyor:Saros nedir, nasıl çalışır?: Saros, merkeziyetsiz finans (DeFi) ekosisteminde bir platformdur. Kullanıcılar, protokolü kullanarak çeşitli finansal işlemler yapabilir ve likidite sağlayabilirler. Saros, kullanıcıların blockchain üzerindeki varlıkları ile etkileşime geçmelerine olanak tanır.SAROS token hangi alanlarda kullanılır?: SAROS token, Saros platformunda işlem ücretlerini ödemek, likidite sağlamak, staking yapmak ve platformdaki karar alma süreçlerinde oy verme gibi bir dizi işlev için kullanılır.SarosFarm nedir ve nasıl stake yapılır?: SarosFarm, Saros platformunun staking (yatırım yapma) bölümüdür. Kullanıcılar burada belirli tokenleri Saros ekosistemine yatırarak ödüller kazanabilirler. Stake yapmak için kullanıcılar desteklenen tokenleri SarosFarm'a yatırır ve ardından kazançlarını takip eder.IDO’lara nasıl katılırım?: IDO'lara katılmak için genellikle bir borsa veya platformda hesap oluşturmanız, hesap işlemini tamamlamanız ve belirli bir token veya varlık karşılığında token alım hakkı elde etmeniz gerekir. Katılım genellikle belirli kurallar ve sıralama sistemine dayalıdır.Solana ağına nasıl bağlanılır?: Solana ağına bağlanmak için bir Solana cüzdanı (örneğin Phantom veya Sollet) oluşturmanız ve ağda işlem yapabilmek için cüzdanınıza SOL tokeni yüklemeniz gerekir. Cüzdanınızı doğru şekilde bağladıktan sonra Solana üzerindeki uygulamalarla etkileşimde bulunabilirsiniz.Solana DeFi ekosistemine entegre olmak ve Saros ile erken aşama projelere katılmak için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeye devam et!

·
27 Haz 2025
Saros (SAROS) Nedir?

XRP Yorum ve Fiyat Analizi 27 Haziran 2025

XRP Teknik Analizi Kısa Vade Düşen Kanal Yapısı XRP grafiğine kısa vadede baktığımızda düşen kanal yapısı gözlemliyoruz. Bu formasyonda ihlaller olsa da fiyat kanal içerisinde kalmayı başarmış. 25 haziranda yaptığı son temas sonrasında ret yemiş ve yönünü aşağıya vermiş. 2,16$ - 2,13 desteğinin de altına inen fiyat, önemli destek bölgesinin altında günlük kapanış yapması durumunda 2,06$ desteğine kadar gerileyebilir. Fakat güçlü alıcılı hava ile tekrardan 2,16$ üzerine çıkmayı başarırsa sonraki trend teması geliyor anlamını taşır, bu da teknik olarak trend kırılımı olabilir. Düşen trend yapısı sonlanırsa fiyat hızlıca 2,33$ - 2,37$ desteğine doğru devam eder. Bu bölge yatayda daha önce güçlü direnç bölgesi olarak çalışmış ancak bu kadar temas sonrasında zayıfladığını söyleyebiliriz. 2,37$ seviyesinden sonra ise 2,47$ bölgesi yer alıyor.2,16$ seviyesinin geçilememesi durumunda ise, dediğimiz gibi 2,06 desteği geliyor. Bu bölgenin altında da hem yatay destek seviyesi olan 1,97$ noktası hem de düşen kanalın alt trend desteği yer alıyor.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
27 Haz 2025
XRP Yorum ve Fiyat Analizi 27 Haziran 2025

Trump Ailesinin Kripto Projesine BAE’den 100 Milyon Dolarlık Yatırım

Birleşik Arap Emirlikleri merkezli yatırım şirketi Aqua1, Trump ailesiyle bağlantılı olan World Liberty Financial (WLFI) adlı kripto para platformuna tam 100 milyon dolarlık yatırım yaptığını açıkladı. Bu adım, WLFI’nin yönetim token’ı olan WLFI’nin en büyük sahibi konumuna Aqua1’i taşırken, aynı zamanda projeyi daha önce destekleyen Tron kurucusu Justin Sun’ı da geride bıraktı. Yatırımın zamanlaması, Trump ailesinin kripto faaliyetlerine yönelik hem ekonomik hem de siyasi yankıların yoğunlaştığı bir döneme denk geliyor.Aqua1 ve WLFI: Gerçek varlık tokenizasyonu, ortak hedefYapılan ortak açıklamada, Aqua1’in bu yatırımının temel amacının, gerçek dünya varlıklarının (RWA) blockchain üzerine taşınması, stablecoin altyapısının genişletilmesi ve merkeziyetsiz finans (DeFi) çözümlerinin teşvik edilmesi olduğu belirtildi. Aqua1’in kurucu ortağı Dave Lee, WLFI’nin vizyonunu “trilyon dolarlık bir dönüşüm fırsatı” olarak tanımlarken, projenin geleneksel finans ile blockchain teknolojisini entegre etme çabasını vurguladı.WLFI’nin kurucu ortaklarından Zak Folkman ise iş birliğini “kripto paraların küresel finans sistemine entegrasyonunu hızlandıracak tarihi bir adım” olarak değerlendirdi. Aqua1 ayrıca Orta Doğu’nun dijital dönüşümüne öncülük edecek olan “Aqua Fund” adlı bir girişimi başlatarak bölgeye yönelik blockchain, yapay zekâ ve Web3 yatırımlarını artırmayı hedefliyor.Trump ve WLFI ilişkisi tartışma yarattıAncak WLFI’nin sahiplik yapısı ve Trump ailesiyle olan yakın ilişkileri, projeye yönelik şeffaflık taleplerini de beraberinde getiriyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın üç oğlunun kurucu ortak olarak yer aldığı WLFI platformu, daha önce de siyasi eleştirilere maruz kalmıştı. SEC’e yapılan son bildirimlere göre, Trump WLFI token’larından 15.75 milyar adetine sahip ve 2024 yılı boyunca sadece bu token satışlarından 58 milyon dolar gelir elde etti. Bu yatırım haberinin ardından gözler bir kez daha Trump ailesinin kripto bağlantılarına çevrildi. Hatırlanacağı üzere Mayıs ayında Eric Trump, Abu Dabi merkezli MGX şirketinin WLFI’nin USD1 adlı stablecoin’ini kullanarak 2 milyar dolarlık Binance yatırımını gerçekleştireceğini duyurmuştu. Bu açıklama, ABD Kongresi’nde ödeme stablecoin’lerine dair düzenlemelerin tartışıldığı bir dönemde gelmişti.Kongre’den eleştiriler geliyorSenato Tahsisatlar Komitesi’nde bu hafta düzenlenen bir oturumda, Senatör Jeff Merkley, ABD Adalet Bakanı Pam Bondi’ye Trump’ın WLFI ile olan ilişkisini sordu. Ancak Bondi, devam eden süreçleri gerekçe göstererek doğrudan bir yanıt vermekten kaçındı. Merkley ise konuyu açıkça dile getirdi: “Amerikan kararlarını Amerikalılar vermeli; kripto coin’ler yoluyla satın alınmamalı.”Trump’ın medya şirketi Trump Media and Technology Group (TMTG) üzerinden SEC’e yaptığı 2.3 milyar dolarlık Bitcoin hazinesi başvurusu da aileye yönelik çıkar çatışması iddialarını güçlendiriyor. Ayrıca, Trump’ın 2025 yılında meme coin satışlarından 390 milyon dolarlık yeni bir gelir daha elde etmesi bekleniyor.

·
27 Haz 2025
Trump Ailesinin Kripto Projesine BAE’den 100 Milyon Dolarlık Yatırım

Cosmos (ATOM) Nedir?

Blockchain (blokzincir) teknolojisinin gelişimi, artık yalnızca yeni kripto paralar üretmekle sınırlı değil; farklı ağların birlikte çalışabildiği, ölçeklenebilir ve sürdürülebilir sistemler kurmak, sektörün öncelikli hedeflerinden biri hâline geldi. Bu bağlamda öne çıkan en yenilikçi projelerden biri olan Cosmos (ATOM), blockchainler arası iletişimi mümkün kılan altyapısıyla dikkat çekiyor. “Blockchainlerin interneti” vizyonuyla yola çıkan Cosmos, yalnızca bir kripto para projesi değil, aynı zamanda bağımsız zincirlerin birlikte hareket edebildiği geniş bir ekosistem sunuyor. Bu yazıda, Cosmos’un nasıl çalıştığını, sunduğu teknolojileri, ATOM token’ın rolünü ve ekosistemin gelecekteki potansiyelini detaylı şekilde ele alacağız.Cosmos'un Tanımı ve Ortaya ÇıkışıCosmos hakkında birçok şeyden bahsedeceğiz, ama en iyisi tanımıyla işe başlamak: Cosmos nedir? Cosmos, farklı blockchainlerin birbiriyle konuşabildiği, veri ve değer alışverişi yapabildiği devrim niteliğinde bir ağlar ekosistemi. Cosmos, bu yönüyle, uzun süredir kripto dünyasının temel sorunlarından biri olan “blockchainlerin birbiriyle iletişim kuramaması” problemini ele alıyor. Sektörde “blokzincir birlikte çalışabilirlik” başlığı altında değerlendirilen bu zorluk, her blockchainin kendi ekosistemi içerisinde izole bir şekilde çalışmasından kaynaklanıyor. Cosmos, tam da bu izolasyonu ortadan kaldırmak amacıyla tasarlandı.2016 yılında Jae Kwon ve Ethan Buchman tarafından geliştirilmeye başlanan proje, farklı blockchainleri birbirine bağlayan güvenli, ölçeklenebilir ve esnek bir altyapı kurma hedefiyle ortaya çıktı. Cosmos’un bu vizyonunun temelinde ise, sistemin çekirdek teknolojisi olan Tendermint yer alıyor. Tendermint nedir sorusunun cevabı, hem bir konsensüs algoritması hem de bir ağ iletişim protokolü olarak özetlenebilir. Bu teknoloji, geliştiricilerin blockchain uygulamalarını hızlı, güvenli ve enerji verimli bir biçimde inşa etmelerine imkân tanır. Özellikle saniyeler içinde kesinlik sağlayabilen yapısı, Cosmos’un diğer blockchain sistemlerinden ayrışmasını sağlar.Cosmos’un teknik gücünün bir diğer temel yapı taşı ise Cosmos SDK (geliştirme kiti). Bu noktada, birçok yatırımcının aklında “Cosmos SDK nedir?” sorusu yankılanabilir. Cevap vermek gerekirse, bu açık kaynaklı geliştirme kiti, özelleştirilebilir blockchainler inşa etmek isteyen geliştiricilere modüler bir altyapı sunar. Kolay kullanımı ve esnek yapısı sayesinde, geliştiriciler farklı ihtiyaçlara hitap eden uygulama zincirlerini Cosmos ekosistemine entegre edebilir. Böylece, yalnızca finansal uygulamalar değil; oyunlar, sosyal ağlar ve veri yönetimi gibi çok çeşitli kullanım senaryoları için özel blockchainler hayata geçirilebilir.Cosmos’un en dikkat çeken yönlerinden biri de, “Blockchain İnterneti” vizyonu. Nasıl ki internet birbirinden bağımsız milyonlarca bilgisayarı tek bir ağda birleştiriyorsa, Cosmos da aynı şeyi blockchainler için gerçekleştirmeyi hedefler. Bu vizyon, Cosmos’un çoklu zincir mimarisi ile somutlaşıyor. Çoklu zincir yapısı sayesinde, her blockchain kendi bağımsızlığına sahip olurken aynı zamanda diğer zincirlerle güvenli bir şekilde veri ve değer transferi gerçekleştirebilir.Sonuç olarak, Cosmos’un sunduğu bu teknolojik çerçeve, yalnızca bir kripto para projesinden çok daha fazlasını temsil ediyor. Cosmos nedir, blokzincir birlikte çalışabilirlik neden önemlidir, Cosmos SDK nedir ve Tendermint nedir gibi soruların yanıtları, bu vizyonun arkasında yatan teknik bütünlüğü ve sektörel etkiyi gözler önüne seriyor. Cosmos, blockchain teknolojisinin geleceğini yeniden tanımlamayı hedefleyen, kapsamlı ve sürdürülebilir bir altyapı sunuyor.Cosmos'un Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıCosmos'un yolculuğu, birçok heyecan verici dönüm noktasıyla dolu. Gelin bu renkli tarihe birlikte göz atalım.2017: ICO coşkusu ile lansmanCosmos coin ne zaman çıktı diye merak ediyorsanız hikaye 2017'de başlıyor. Cosmos, 2017 yılının Nisan ayında gerçekleştirdiği ICO (Initial Coin Offering) ile sadece 30 dakika içinde 16.8 milyon dolar toplamayı başardı. Bu, o zamanın en başarılı ICO'larından biriydi ve ATOM token'ın doğuşuna tanıklık etti. Bu süreçte, projede çalışan ekip Tendermint Inc. adı altında bir araya geldi ve Interchain Foundation kuruldu. İsviçre merkezli bu kar amacı gütmeyen kuruluş, Cosmos ekosisteminin gelişimini desteklemek ve finanse etmek amacıyla piyasaya girdi. Bu yapı, Cosmos'un merkezi olmayan doğasını güçlendirdi ve geniş bir geliştirici topluluğunun oluşmasına zemin hazırladı.2019: Cosmos Hub'ın ana ağ lansmanıİki yıllık yoğun bir geliştirme sürecinden sonra, 14 Mart 2019'da Cosmos Hub nedir sorusunun somut cevabı ortaya çıktı: Cosmos ekosistemin ilk blockchain olan Cosmos Hub (ATOM) ana ağı resmen başlatıldı. Bu an, Cosmos vizyonunun gerçeğe dönüşmeye başladığı andı. Cosmos Hub nedir konusunu biraz açalım: Cosmos Hub, Cosmos ekosisteminin merkezi olmayan omurgası. Diğer blockchainleri birbirine bağlayan, güvenliği ve birlikte çalışabilirliği sağlayan önemli bir ağ. ATOM token ise bu ağın yerel kripto para birimi ve ağ yönetişiminde, ATOM staking işlemlerinde ve ağ ücretlerinin ödenmesinde kullanılıyor. Bu lansman, blockchain dünyasında büyük heyecan yarattı çünkü Cosmos, "blockchain interneti" vizyonunu hayata geçiren ilk projelerden biriydi.2021: IBC protokolüne start verildiŞubat 2021'de Cosmos ekosistemi için devrim niteliğinde bir gelişme yaşandı. Inter-Blockchain Communication (IBC) protokolü resmen hayata geçti. Ancak bu noktada IBC protokolü nedir konusunu biraz daha açmak gerekiyor. IBC, farklı blockchainlerin güvenli bir şekilde birbirleriyle iletişim kurmasını ve veri alışverişi yapmasını sağlayan standart bir protokol. Bu, farklı blockchainler arasında token transferi, akıllı sözleşme etkileşimleri ve veri paylaşımı gibi işlemleri mümkün kılar.IBC'nin hayata geçmesiyle birlikte, Cosmos ağları arasında değer ve bilgi transferi gerçekten mümkün hale geldi. Bu, Cosmos'un "blockchain interneti" vizyonunun gerçekleşmesi yolunda dev bir adımdı. Stargate güncellemesi olarak da bilinen bu gelişme, Cosmos ekosistemini hızla büyüttü. Bu güncelleme sonrasında, Cosmos ekosistemindeki blockchain sayısı ve bu zincirler arasındaki etkileşim dramatik bir şekilde arttı.2023–2024: ATOM 2.0 tartışmaları ve ekosistem genişlemesiSon yıllarda Cosmos ekosistemi muazzam bir büyüme gösterdi. 2023 ve 2024 yıllarında, ATOM token'ın ekonomik modelini iyileştirmek ve ekosistemin büyümesini hızlandırmak amacıyla ATOM 2.0 önerisi gündeme geldi. Bu dönemde, Cosmos ekosisteminde birçok yeni Cosmos ağları ortaya çıktı. Osmosis, Juno, Akash, Secret Network gibi projeler, Cosmos SDK kullanarak kendi özel blockchainlerini oluşturdu ve IBC sayesinde bunlar arasında kesintisiz iletişim sağlandı.Ayrıca, Cosmos ekosistemi dışındaki büyük blockchainlerle köprüler kuruldu, Ethereum, Binance Smart Chain ve diğer büyük ağlarla entegrasyon çalışmaları hızlandı. Bu gelişmeler, blockchain birlikte çalışabilirlik vizyonunu daha da ileri taşıdı. DeFi (Merkezi Olmayan Finans) uygulamaları, NFT projeleri ve DAO'lar (Merkezi Olmayan Otonom Organizasyonlar) Cosmos ekosisteminde hızla artmaya başladı. Bu durum, ATOM token'ın değerini ve ekosistem içindeki önemini artırdı.Bu süreçte, topluluk yönetişimi de güçlendi. ATOM sahipleri, ağın geleceğini şekillendiren kararlarda aktif rol oynamaya başladı. ATOM staking mekanizması, ağın güvenliğini ve yönetişimini destekleyen önemli bir araç haline geldi. ATOM'un lansmanından bu yana fiyat hareketleri Cosmos Neden Değerli?Peki, blockchain dünyasında neden Cosmos bu kadar önemli? İşte Cosmos'u özel kılan bazı unsurlar:Blockchainleri Birbirine Bağlama DevrimiCosmos'un en büyük değeri, blockchain birlikte çalışabilirlik problemine getirdiği çözüm. Bir düşünelim… Bir blockchainde sahip olduğunuz kripto paraları başka bir blockchaine kolayca transfer edemediğiniz bir dünya... İşte Cosmos'un çözdüğü sorun tam olarak bu. Zira IBC sayesinde, farklı blockchainler arasında token transferi, akıllı sözleşme etkileşimleri ve veri paylaşımı sorunsuz bir şekilde gerçekleşebiliyor. Bu, blockchain dünyasındaki "silolar" sorununu ortadan kaldırıyor ve gerçek bir blockchain interneti oluşturuyor. Örneğin, Osmosis'teki token'larınızı Secret Network'e, oradan da Juno'ya hiçbir merkezi aracı olmadan transfer edebilirsiniz. Bu özgürlük ve esneklik, kripto dünyasında devrim niteliğinde bir gelişme.Cosmos SDK: Blockchain Yaratmanın Sihirli DeğneğiCosmos SDK konusuna biraz daha derinlemesine girelim: Bu geliştirme kiti, yeni bir blockchain oluşturmayı inanılmaz derecede kolaylaştırıyor. Geleneksel olarak, sıfırdan bir blockchain oluşturmak yıllar sürebilecek karmaşık bir süreçti. Ancak Cosmos SDK ile bu süre aylara, hatta haftalara indirilebiliyor. Bu SDK, modüler bir yapıya sahip olduğu için geliştiriciler, ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilir blockchain oluşturabiliyorlar. İster DeFi uygulamaları, ister oyun platformları, ister NFT marketleri için olsun, Cosmos SDK her türlü ihtiyaca uygun blockchain oluşturmanıza olanak tanıyor. Bu kolaylık, inovasyon hızını inanılmaz derecede artırıyor. Cosmos ekosisteminde sürekli yeni projeler ve uygulamalar ortaya çıkıyor, bu da ekosistemin değerini ve çeşitliliğini artırıyor. Cosmos ekosistem haritası Tendermint: Hızlı ve Güvenli KonsensüsPeki, Cosmos ekosisteminin olmazsa olmazı Tendermint neden bu kadar önemli? Tendermint Core, Cosmos ekosisteminin kalbinde yer alan konsensüs algoritması ve ağ iletişim protokolü. Bu teknoloji, blokzincir ağlarının hızlı, güvenli ve enerji verimli bir şekilde çalışmasını sağlar. Tendermint, Bizans Hata Toleransı (BFT) konsensüs algoritmasının bir versiyonunu kullanır, bu da ağın, düğümlerin (node’lar) üçte birinden azı kötü niyetli olduğu sürece güvenli kalmasını sağlar. Ayrıca, saniyeler içinde kesinlik sağlayabilir, yani bir işlem tamamlandığında, geri döndürülemez. Bu hız ve güvenlik karışımı, Cosmos ekosistemini özellikle finansal uygulamalar için çok cazip kılıyor. Ethereum gibi Proof of Work (PoW) blockchainlerinden çok daha hızlı işlem süreleri ve daha düşük ücretler sunabiliyor. Tendermint mimarisini aşağıdaki tabloda detaylıca açıkladık:KatmanİçerikGörevi / AçıklamaApplication Layer (ABCI)Blockchain İş Mantığı: Token işlemleri, DApp mantığı, zincir kural setleriUygulama mantığının çalıştığı yer. Her proje burayı kendi ihtiyacına göre özelleştirir.Consensus LayerByzantine Fault Tolerant (BFT) algoritmasıAğa gelen işlemlerde validatörler arasında fikir birliği sağlar.Networking LayerPeer-to-Peer (P2P) iletişim: Blokların ve işlemlerin paylaşımıNode'lar arası bağlantı ve veri aktarımını sağlar.IBC: Zincirler Arası İletişimin AnahtarıIBC protokolü, Cosmos'un sunduğu en değerli özelliklerden biri. IBC sayesinde, bir blockchainde bulunan token'ları başka bir blockchaine transfer edebilir, farklı zincirler arasında akıllı sözleşme çağrıları yapabilir ve verilerinizi paylaşabilirsiniz. Bu, blockchain ekosistemlerinin birbirinden izole "adalar" olmaktan çıkıp birlikte çalışan bir "internet" haline gelmesini sağlar. IBC'nin en güzel yanı, her zincirin kendi özerkliğini ve güvenlik modelini koruyabilmesidir. Yani her blockchain kendi kurallarını belirleyebilir, ancak yine de diğerleriyle sorunsuz bir şekilde iletişim kurabilir. IBC sistemi. Kaynak: Blockchain.Oodles Cosmos'un Kurucusu Kim?Cosmos'un arkasındaki dehalar kimler? Cosmos kurucusu kim sorusunun yanıtı aslında bir ekibin hikayesi...Jae Kwon: Tendermint'in YaratıcısıJae Kwon kimdir sorusuna cevap vermek gerekirse: Jae Kwon, Cosmos'un ana kurucusu ve Tendermint konsensüs algoritmasının yaratıcısı. Bilgisayar bilimleri alanında eğitim gören Kwon, blockchain teknolojisine olan ilgisini 2013 yılında keşfetti ve Tendermint üzerinde çalışmaya başladı. Jae Kwon, Bitcoin ve Ethereum gibi mevcut blockchainlerin ölçeklenebilirlik ve enerji tüketimi sorunlarını çözmek için yeni bir konsensüs mekanizması geliştirmeyi hedefledi. Sonuç olarak Tendermint doğdu - hızlı, güvenli ve enerji verimli bir konsensüs algoritması.Kwon'un vizyonu sadece tek bir blockchain yaratmak değil, birbirleriyle iletişim kurabilen blockchainler ekosistemi oluşturmaktı. Bu vizyon, nihayetinde Cosmos'un doğmasına yol açtı. 2020 yılında Jae Kwon, Cosmos projesindeki aktif rolünden ayrılarak yeni projelere odaklanmaya karar verdi. Ancak, onun Tendermint ve Cosmos'a katkıları, blokzincir dünyasında kalıcı bir etki bıraktı.Ethan Buchman ve Interchain FoundationCosmos kurucusu kim sorusunun diğer yanıtı da Ethan Buchman. Buchman, Jae Kwon ile birlikte Cosmos projesinin(ortak kurucusu ve Interchain Foundation'ın yöneticilerinden. Ethan Buchman, kriptografi ve dağıtık sistemler alanında uzmanlaşmış bir bilgisayar bilimcisi. Buchman, Cosmos'un teknik vizyonunun oluşturulmasında ve özellikle IBC protokolünün geliştirilmesinde önemli rol oynadı. Interchain Foundation nedir peki? Bu, İsviçre'de kurulmuş, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş ve Cosmos ekosisteminin geliştirilmesi ve finansmanından sorumlu. Vakıf, Cosmos'un 2017 ICO'sunda toplanan fonları yönetmekte ve çeşitli Cosmos projelerine hibe sağlamakta.Açık Kaynak Topluluk KatkısıCosmos'un gelişimi sadece kurucularına değil, dünya çapında binlerce geliştirici, validator ve topluluk üyesinin katkılarına dayanır. Cosmos, açık kaynaklı bir proje olarak, dünyanın dört bir yanından geliştiricilerin katkıda bulunabileceği şekilde tasarlanmıştır. Bu, sürekli inovasyon ve iyileştirme sağlar. Validatörler, staking mekanizması aracılığıyla ağın güvenliğini ve işleyişini sağlarlar. Token sahipleri ise yönetişim süreçlerine katılarak ağın geleceğini şekillendirirler. Bu geniş katılım, Cosmos'u gerçekten merkezi olmayan ve topluluk tarafından yönlendirilen bir proje haline getirir. Bu da onun uzun vadeli sürdürülebilirliğini ve başarısını destekler.Cosmos Ekosisteminin GeleceğiPeki Cosmos'un geleceği nasıl görünüyor? Cosmos ağı ne işe yarar ve gelecekte bizi nasıl bir blockchain dünyası bekliyor? Cosmos ekosistemi her geçen gün büyümeye devam ediyor. Şu anda 50'den fazla blockchain, IBC protokolünü kullanarak Cosmos ekosisteminde yer alıyor. Bu sayı, yeni projeler geliştikçe sürekli artıyor.DeFi uygulamalarından NFT platformlarına, oyun blockchainlerinden veri depolama çözümlerine kadar çeşitli projeler, Cosmos SDK ve Tendermint teknolojilerini kullanarak kendi özel blockchainlerini oluşturuyorlar. Bu genişleme, ATOM coin nedir sorusuna da yeni boyutlar kazandırıyor. ATOM, sadece bir kripto para birimi değil, bu büyüyen ekosistemin merkezinde yer alan ve onu güvence altına alan bir değer taşıyıcısı haline geliyor.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Cosmos hakkında sıkça sorulan bazı sorulara ve cevaplarına ulaşabilirsiniz:Cosmos nedir, neyi hedefliyor?: Cosmos, farklı blockchainlerin birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayan bir birlikte çalışabilirlik ağıdır. Hedefi, merkeziyetsiz bir internet oluşturmak ve blockchain’leri ölçeklenebilir, birlikte çalışabilir ve daha kolay geliştirilebilir hale getirmektir.ATOM coin nedir, ne işe yarar?: ATOM, Cosmos Hub’ın yerel token’ıdır. Ağ güvenliği için staking işlemlerinde, yönetişim oylamalarında ve işlem ücretlerinin ödenmesinde kullanılır.Cosmos IBC protokolü nasıl çalışır?: IBC (Inter-Blockchain Communication), farklı blockchainlerin güvenli ve merkeziyetsiz biçimde veri ve varlık transferi yapmasına olanak tanır. Her zincir, IBC uyumlu olduğu sürece Cosmos ağı içinde birbirine bağlanabilir.Cosmos’un diğer zincirlerden farkı nedir?: Cosmos, monolitik yapılar yerine modüler bir mimari sunar. Her proje kendi bağımsız zincirini kurabilir ve IBC ile diğer zincirlerle iletişim kurabilir. Bu, hem ölçeklenebilirliği hem özelleştirilebilirliği artırır.Cosmos Hub ve Zone ne demek?: Cosmos Hub, Cosmos ekosistemindeki ilk ve merkezi zincirdir. Zone ise Cosmos Hub’a bağlı, kendi başına çalışan bağımsız blockchainlerdir. Her Zone, IBC aracılığıyla diğer Zone’larla iletişim kurabilir.Blokzincirler arası iletişimi mümkün kılan Cosmos ağı ve ATOM token’ı hakkında daha fazlası için JR Kripto Rehber serimizi takip edin.

·
27 Haz 2025
Cosmos (ATOM) Nedir?

Grayscale’in 20 Coin’lik 3. Çeyrek Listesi Yayınlandı: LDO ve OP Çıkarıldı

Kripto para piyasasında kurumsal yatırımcıların en çok takip ettiği isimlerden biri olan Grayscale Investments, 2025’in üçüncü çeyreğine ilişkin güncellenmiş kripto varlık listesini yayımladı. Bu liste, her çeyreğin başında Grayscale’in yüksek potansiyel taşıdığına inandığı coin’leri içeriyor. Listeye Avalanche (AVAX) ve Morpho (MORPHO) gibi iki yeni isim dahil edilirken, XRP ve Cardano (ADA) gibi önde gelen altcoin’lerin bu çeyrekte de dışarıda bırakılması dikkat çekti. Şirket ayrıca Lido DAO (LDO) ve Optimism’i (OP) listeden çıkardı.Grayscale’in Top 20 kripto varlık listesindeki bu yeniden yapılanma, piyasadaki değişimleri ve kurumsal yatırım stratejilerindeki farklılıkları yansıttı.Diğer yandan, XRP ve ADA’nın yine liste dışı bırakılması, sektörde pek çok soruyu da beraberinde getirdi. Özellikle SEC'in yaklaşan spot ETF kararlarının arifesinde gelen bu karar, zamanlaması açısından da manidar bulundu.XRP ve ADA neden listede hâlâ yok?XRP ve Cardano, son dönemde regülasyon tarafında yaşanan olumlu gelişmeler ve artan ETF ihtimallerine rağmen Grayscale'in radarına girmeyi başaramadı. Bloomberg analistlerine göre XRP ve Litecoin için ETF onayı ihtimali yüzde 95'e kadar çıkmış durumda. Öte yandan SEC'in, Avalanche ve Cardano için önerilen spot ETF başvurularına dair kararını 13 Temmuz’da açıklaması bekleniyor. Bu karar daha önce 45 gün ertelenmişti. Tüm bu gelişmelere rağmen Grayscale’in ADA ve XRP’ye olan mesafesi devam ediyor. Bu durum, yatırımcılar nezdinde hayal kırıklığı yaratırken, varlık fiyatlarına da doğrudan yansıdı. Grayscale’in güncellenmiş listesinin yayımlanmasının ardından XRP fiyatı yüzde 4,8, ADA fiyatı ise yüzde 2,9 oranında düşüş yaşadı. Son bir aylık verilere bakıldığında ise XRP yüzde 9, ADA ise yüzde 26 gibi ciddi oranlarda değer kaybetti.Grayscale’in yeni gözdesi: MorphoQ3 listesine dahil edilen Morpho ise listenin sürpriz üyelerinden biri oldu. DeFi tabanlı bu varlık, özellikle kurumsal finans kurumlarını hedefleyen Morpho V2’nin duyurulmasıyla dikkatleri üzerine çekti. Grayscale, on-chain lending alanında büyümenin devam edeceğini ve Morpho’nun bu büyümeden ciddi pay alabileceğini belirtti. Bu nedenle MORPHO, Lido DAO ve Optimism gibi popüler projelerin yerine listeye dahil edildi. Ayrıca Avalanche (AVAX) da bu çeyreklik listede yerini aldı.Listede başka hangi coinler yer alıyor?Grayscale’in üçüncü çeyrek listesi toplamda 20 kripto varlığı içeriyor. Listedeki bazı diğer varlıklar arasında Bitcoin (BTC), Ethereum (ETH), Solana (SOL), Hyperliquid (HLP), Sui (SUI), Chainlink (LINK), Avalanche (AVAX), Uniswap (UNI), Aave (AAVE) ve Bittensor (TAO) yer alıyor.Şirketin değerlendirme süreci yalnızca fiyat performansına dayanmıyor. Grayscale, sektör trendlerini, kullanım alanlarını, likidite durumunu ve teknolojik gelişmeleri de dikkate alarak listeyi oluşturuyor.

·
27 Haz 2025
Grayscale’in 20 Coin’lik 3. Çeyrek Listesi Yayınlandı: LDO ve OP Çıkarıldı

Trump’ın Kripto Ajandasında Temmuz Ayı Belirleyici: GENIUS ve CLARITY'e Dikkat!

ABD’de, kripto para düzenlemelerine yönelik uzun zamandır beklenen yasal çerçeve için geri sayım başladı. ABD’de Beyaz Saray’ın “kripto sorumlusu” “kripto çarı” olarak anılan David Sacks, sosyal medya üzerinden yaptığı duyuruda, iki önemli yasanın, CLARITY ve GENIUS Act’lerin Temmuz ayında sırasıyla imzalanıp Senato gündemine tanışacağına işaret etti.GENIUS Act: ABD için ulusal stablecoin standardı sağlıyorGENIUS (Guaranteed Electronic National Innovation for the US) Act, stablecoinlere yönelik kapsamlı bir ulusal düzenleme geirmeyi hedefliyor. Bu yasa, ABD doları gibi fiat para birimlerine sabitlenmiş kripto para birimlerinin nasıl ihraç edileceğine, rezerv güvencelerine ve yasal sorumluluklarına dair net bir çerçeve çiziyor. Sacks’in ifadesiyle bu yasa, yerli şirketlere daha güvenli bir düzenleme ortamı sunacak. Bunun yanı sıra, ABD’nin yabancı finans teknolojilerine olan bağımlılığında azalma sağlayacak.Stablecoin piyasasının hızla büyümesi, düzenleyici belirsizlikleri daha görünür hale getirmişti. GENIUS Act’in yürürlüğe girmesiyle birlikte, USDC ve USDT gibi stabil kripto paraların ABD topraklarında daha şeffaf ve denetimli bir şekilde faaliyet göstermesi hedefleniyor. CLARITY Act: Kripto paralar için “hukuki netlik”CLARITY (Cryptocurrency Legal Accountability and Regulatory Transparency for Innovation and Yield) Act ise daha geniş kapsamlı bir düzenleme olarak öne çıkıyor. Bu yasa, kripto paraların menkul kıymet mi yoksa emtia mı olduğuna dair net tanımlar getirerek, yıllardır süren hukuki belirsizliğe son vermeyi amaçlıyor. Özellikle SEC ve CFTC gibi kurumların yetki alanlarının netleştirilmesi, büyük yatırımcıların beklediği adımlar arasında yer alıyordu.Senato Bankacılık Komitesi Başkanı Tim Scott ve Dijital Varlıklar Alt Komitesi Başkanı Cynthia Lummis tarafından desteklenen yasa tasarısı, Temmuz ayında Senato’ya sunulacak ve Eylül ayına kadar yasalaştırılması hedeflenecek. Lummis, yaptığı açıklamada CLARITY Act’in Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen tasarıya büyük ölçüde benzediğini ve kripto yenilikçilerine “daha dostane” bir düzenleyici ortam yaratacağını söyledi.Temmuz ayı, oldukça yoğun geçecekPayPal geçmişiyle tanınan Sacks, sadece kripto değil yapay zeka gibi ileri teknoloji alanlarında da danışmanlık yapıyor. Trump’ın seçim kampanyasında kripto odaklı söylemlerinin artması, bu yasal süreçlerle somut bir stratejiye dönüşmüş durumda.Temmuz ayı yalnızca kripto düzenlemeleri açısından değil, aynı zamanda ticaret politikaları bakımından da hareketli geçecek gibi görünüyor. Trump’ın 8–9 Temmuz tarihlerinde açıklaması beklenen yeni gümrük tarifeleri ve 4 Temmuz’da sunulması planlanan vergi harcamaları paketi, ABD’nin küresel teknoloji liderliği iddiasını şekillendirecek diğer başlıklar arasında yer alıyor.

Trump’ın Kripto Ajandasında Temmuz Ayı Belirleyici: GENIUS ve CLARITY'e Dikkat!

EigenLayer (EIGEN) Nedir?

Ethereum'un gelişimiyle birlikte, bu ağın üzerine inşa edilen katmanlar da giderek daha sofistike hâle geliyor. Bu katmanlardan biri olan EigenLayer, büyük ve teknik bir inovasyon. Aynı zamanda blockchain güvenliği ve sermaye verimliliği konularında yepyeni bir paradigma sunuyor. 2021 yılında ortaya çıkan bu protokol, halihazırda Ethereum üzerinde stake edilmiş ETH'lerin güvenliğini yeniden kullanıma açarak (yani “restaking” yoluyla) birden fazla protokole aynı anda güvenlik sağlamayı mümkün kılıyor. Bu sayede, yalnızca Ethereum’un değil, tüm Web3 dünyasının güvenlik mimarisi daha esnek ve verimli bir yapıya bürünüyor. Peki, EigenLayer tam olarak nedir, nasıl çalışır ve neden bu kadar konuşuluyor? Gelin, bu yenilikçi protokolün detaylarına birlikte bakalım.EigenLayer'ın Tanımı ve Ortaya ÇıkışıEigenLayer nedir sorusuna cevap vermek gerekirse, EigenLayer Ethereum blockchaini üzerine kurulmuş yenilikçi bir modüler güvenlik ve yeniden staking (restaking) protokolüdür. Bu protokolün temel çalışma prensibi, halihazırda stake haldeki ETH'nin güvenlik değerini çeşitli protokollere aktarabilme kabiliyeti üzerine inşa edildi. Peki, restaking nedir? Bunun en basit tanımı şu: Ethereum ağında hâlihazırda stake edilmiş olan ETH'yi, stake ödüllerinden feragat etmeden başka protokollere de güvenlik sağlamak için kullanabilme imkânı. Bu yaklaşım, aynı miktarda sermaye ile birden fazla protokole güvenlik sağlayarak, kripto ekosisteminde sermaye verimliliğini önemli ölçüde artırma potansiyeline sahip.EigenLayer, 2021 yılında Sreeram Kannan tarafından geliştirilmeye başlandı. Geleneksel Ethereum staking modelinde, stake edilen ETH yalnızca Ethereum ağının güvenliğini sağlamak için kullanılmaktaydı. Ancak Kannan'ın vizyoner yaklaşımı ile ortaya çıkan EigenLayer, bu modeli yeniden tanımladı. Zira, aynı stake edilmiş ETH'nin birden fazla protokole güvenlik sağlayabilmesini mümkün kıldı. Protokolün temel amacı, Ethereum'un güçlü güvenlik altyapısını diğer protokollere esnek bir şekilde aktarabilmek ve böylece tüm blockchain ekosistemi için daha sağlam bir güvenlik yapısı oluşturmak. EigenLayer'ın restaking konsepti. Kaynak: LinkedIn/Akash Kumar Jha Eigenlayer nasıl çalışır sorusunu detaylı incelediğimizde, protokolün teknik açıdan oldukça yenilikçi bir mekanizmaya sahip olduğunu görebiliriz. Sistem, kullanıcıların ETH stake etme işleminden elde ettikleri güvenlik değerinin bir kopyasını çıkararak, bu değeri başka protokollere güvenlik sağlamak için kullanabilmelerini mümkün kılmakta. Bu sayede, stake edilmiş ETH'nin güvenlik değeri katlanarak artmakta ve farklı protokollere dağıtılabilmekte. Modüler güvenlik katmanı olarak tasarlanan bu yapı, Ethereum ekosistemindeki güvenlik modelini daha esnek, verimli ve ölçeklenebilir hale getirmekte. Kullanıcılar, stake ettikleri ETH üzerinden hem Ethereum'dan temel stake ödüllerini almaya devam ederken, hem de EigenLayer üzerinden ek gelir elde etme şansına sahip olmakta.EigenLayer'ın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıEigenLayer'ın gelişim sürecini incelediğimizde, projenin birkaç önemli dönüm noktasıyla şekillendiğini görebiliriz. 2021 yılında, Sreeram Kannan’ın harekete geçmesiyle protokole start verildi. Pek bilinmeyen bir isim olan ve Washington Üniversitesi'nde bilgisayar mühendisliği profesörü olarak görev yapan Kannan, restaking Ethereum kavramını ortaya attığında, bu fikir kripto topluluğunda büyük bir ilgiyle karşılandı. Konsept duyurusu ve ardından yayınlanan teknik makaleler, Ethereum ekosisteminde yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyordu. Bu dönemde, web3 protokol güvenliği alanında yaşanan zorluklar ve sermaye verimliliği sorunlarına çözüm arayışı, EigenLayer projesinin temelini oluşturdu.2023 yılına gelindiğinde, EigenLayer projesi teorik aşamadan pratik uygulamalara geçiş yapmaya başladı. Alpha sürümün başlatılması ve test ağ uygulamalarının devreye alınması, projenin teknik altyapısının sağlamlaştırılması açısından kritik öneme sahipti. Bu dönemde, EigenLayer staking mekanizmaları test edilmeye başlandı ve protokolün temel işlevleri netleştirildi. Test sürecinde elde edilen veriler ve kullanıcı geri bildirimleri, protokolün daha da geliştirilmesi ve optimizasyonu için değerli bilgiler sağladı. EigenLayer ekosistemi, bu dönemde organik bir şekilde büyümeye başladı ve protokolün potansiyel kullanım alanları genişledi. İlk başta dağıtılan tokenların yüzde 45'i topluluğa, yüzde 29.5'i yatırımcılara ve yüzde 25.5'i erkenden projeye katkı sağlayanlara dağıtıldı. Kaynak: Nethermind 2024 yılı, EigenLayer için tam anlamıyla bir atılım yılı oldu. Ana ağ aktivasyonları, uzun zamandır beklenen EIGEN token duyurusu ve airdrop süreci ile proje tam anlamıyla faaliyete geçti. EIGEN token nedir sorusu, bu dönemde kripto topluluğunun en çok merak ettiği konulardan biri haline geldi. EIGEN token, protokolün yönetişim ve teşvik mekanizmalarının merkezinde yer alan, kullanıcıların protokolün gelişim sürecinde söz sahibi olmalarını sağlayan önemli bir unsur olarak tanıtıldı. Eigenlayer airdrop süreci, protokolün erken destekçilerine ve test aşamasına katkıda bulunanlara bir ödül niteliğinde gerçekleştirildi ve bu süreç, topluluğun projeye olan ilgisini daha da artırdı.EIGEN token çeşitleri ve kullanımlarıBu gelişim sürecinde, EigenLayer ekosistemi de hızla genişledi. Oracle'lar, veri erişim katmanları, köprüler ve çeşitli defi altyapı projeleri gibi farklı işlevlere sahip modüller, EigenLayer protokolüne entegre olmaya başladı. Her yeni modül, EigenLayer'ın kullanım alanlarını genişletti ve protokolün değerini artırdı. Özellikle DeFi alanında faaliyet gösteren projeler, EigenLayer'ın sunduğu modüler güvenlik yaklaşımını benimseyerek, daha güvenli ve verimli bir şekilde çalışma imkânı buldular. Bu durum, protokolün ekosistem içindeki konumunu güçlendirdi ve daha fazla projenin EigenLayer'ı tercih etmesine zemin hazırladı. EigenLayer'ın modül entegrayonu için geliştirici kılavuzu. Kaynak: ChainSecurity EigenLayer Neden Değerli?Eigenlayer ne işe yarar ve neden kripto ekosisteminde bu kadar değerli bir konuma sahip? Bu sorunun cevabını anlamak için, protokolün sunduğu benzersiz avantajları detaylı bir şekilde incelemek gerekiyor. Sermaye verimliliğini artırıyor İlk olarak, EigenLayer sermaye verimliliğini önemli ölçüde artırıyor. Geleneksel blockchain sistemlerinde, bir varlık yalnızca tek bir protokolün güvenliğini sağlamak için kullanılıyor. Ancak EigenLayer'ın yenilikçi restaking mekanizması sayesinde, stake edilmiş ETH birden fazla protokole güvenlik sağlayabiliyor. Bu, aynı miktarda sermaye ile daha fazla getiri potansiyeli sunmakta. Örneğin, Ethereum ağında stake ettiğiniz ETH ile hem Ethereum'dan temel stake ödüllerini almaya devam ederken, hem de EigenLayer üzerinden çeşitli protokollere güvenlik sağlayarak ek gelir elde edebilirsiniz.Modüler altyapı ve güvenlik katmanıİkinci olarak, EigenLayer güvenliği paylaşan modüler altyapı protokolleri oluşturulmasını sağlamakta. Modüler güvenlik katmanı olarak tasarlanan EigenLayer, yeni projelerin sıfırdan kendi güvenlik mekanizmalarını oluşturmak zorunda kalmadan, Ethereum'un güçlü güvenlik altyapısından faydalanabilmelerini mümkün kılıyor. Bu, özellikle başlangıç aşamasındaki projeler için büyük bir avantaj sunmakta, çünkü güvenlik sistemlerinin tasarlanması ve uygulanması hem maliyetli hem de zaman alıcı bir süreç. EigenLayer sayesinde, projeler bu süreçleri atlayarak, doğrudan Ethereum'un güvenlik gücünden yararlanabiliyor ve kaynaklarını inovasyona ve kullanıcı deneyimini geliştirmeye odaklayabiliyor.ETH ekosisteminde gelir elde etmek için çığır açan yeni sistemÜçüncü önemli değer noktası, EigenLayer'ın ETH ekosistemi içinde pasif gelir elde etmenin yeni bir yolunu sunması. Eigenlayer staking mekanizması, kullanıcılara stake ettikleri ETH üzerinden çoklu gelir akışları oluşturma imkânı tanımakta. Bu, özellikle uzun vadeli ETH yatırımcıları için çekici bir fırsat sunuyor, çünkü zaten ellerinde tuttukları ve stake ettikleri ETH'den ek gelir elde etme şansına sahipler. Pasif gelir stratejileri, kripto piyasasının volatilitesini dengelemek ve düzenli gelir akışları oluşturmak açısından önemli. EigenLayer, bu stratejilere yeni bir boyut kazandırarak, yatırımcılara daha fazla finansal özgürlük ve esneklik sunuyor.EIGEN ile yönetişimDördüncü olarak, Eigen governance (yönetişim) sistemi ve EIGEN token ile yönetişim, teşvik ve ağ katkısı dengeleniyor. EIGEN token sahipleri, protokolün gelişim sürecinde söz sahibi olma, önemli kararlarda oy kullanma ve protokolün geleceğini şekillendirme hakkına sahipler. Bu demokratik yönetişim modeli, protokolün topluluk odaklı gelişimini sağlıyor ve kullanıcıların protokole olan bağlılığını artırıyor. Ayrıca, token sahiplerine çeşitli teşvikler ve ödüller sunularak, protokolün büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunmaları için motivasyon sağlanıyor. Ölçeklenebilirliğe çözümEigenLayer'ın değerini sağlayan bir diğer nokta, EigenLayer'ın blockchain teknolojilerinin karşılaştığı en önemli zorluklardan biri olan ölçeklenebilirlik sorununa da dolaylı bir çözüm sunma potansiyeli. Modüler güvenlik yaklaşımı, farklı ölçeklenebilirlik çözümlerinin daha verimli ve güvenli bir şekilde uygulanmasına olanak tanıyor. Bu, Ethereum ekosisteminin bir bütün olarak daha hızlı, daha verimli ve daha ölçeklenebilir hale gelmesine katkıda sağlıyor.EigenLayer Ekosistemi ve Kullanım AlanlarıSon olarak, EigenLayer'ın değerini anlamak için ekosistemine detaylıca bakmakta fayda var. EigenLayer'ın modüler güvenlik yaklaşımı, çeşitli blockchain projelerinin ve uygulamalarının daha güvenli, verimli ve ölçeklenebilir hale gelmesine olanak tanımakta. EigenLayer ekosisteminin çeşitli bileşenlerini ve protokolün potansiyel kullanım alanlarını detaylı bir şekilde incelemeliyiz. İlk olarak, DeFi altyapı projeleri EigenLayer'ın sunduğu modüler güvenlik yapısından önemli ölçüde faydalanabiliyor. DeFi protokolleri, genellikle güvenlik açısından yüksek riskler taşıyor ve geçmişte birçok protokol, güvenlik açıkları nedeniyle büyük kayıplar yaşadı. EigenLayer, bu protokollere Ethereum'un güçlü güvenlik altyapısını kullanma imkânı sunarak, potansiyel saldırılara karşı daha dirençli olmalarını sağlıyor. Bu, DeFi kullanıcıları için daha güvenli bir ortam yaratırken, protokollerin de kaynaklarını güvenlik sistemleri geliştirmek yerine, yenilikçi finansal ürünler ve hizmetler sunmaya odaklanmalarına olanak tanıyor. EigenLayer’ın bu güvenlik adımı “Aktif Olarak Doğrulanmış Hizmetler (AVS)” olarak bilinmekte.AVS’nin ve dolayısıyla EigenLayer’ın diğer kullanım alanı, köprü protokolleri. Farklı blockchain'ler arasında varlık transferi sağlayan köprüler, genellikle hack saldırılarının hedefi oluyor. EigenLayer, bu köprülere ek bir güvenlik katmanı sağlayarak, cross-chain işlemlerin daha güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanıyor. Bu, blockchain'ler arası birlikte çalışabilirliği artırarak, kullanıcıların farklı blockchain ekosistemlerindeki varlıklarını daha güvenli bir şekilde yönetmelerine yardımcı olmakBir diğer kullanım alanı, oracle servisleri. Oracle'lar, blockchain dışındaki verileri blockchain üzerine taşıyan kritik bileşenler ve birçok DeFi uygulaması için hayati öneme sahip. Ancak, oracle'lar da çeşitli güvenlik riskleri taşıyor ve manipülasyona açık olabiliyorlar. EigenLayer, oracle servislerine ek bir güvenlik katmanı sağlayarak, bu riskleri azaltmakta ve daha güvenilir veri akışı sağlıyor. Bu, özellikle fiyat besleme oracle'ları gibi kritik veri sağlayıcıları için büyük önem taşıyor.Öne çıkan son kullanım alanı, veri erişim katmanları. Blockchain verilerine hızlı ve güvenli erişim, geliştiriciler ve uygulamalar için büyük öneme sahip. EigenLayer, veri erişim katmanlarına ek güvenlik sağlayarak, daha hızlı ve daha güvenilir veri erişimi sağlıyor. Bu, özellikle büyük veri setleriyle çalışan uygulamalar için önemli bir avantaj sunmakta.EigenLayer'ın Kurucusu Kim?Eigenlayer kurucusu kim sorusunun cevabı, Sreeram Kannan. Peki, Sreeram Kannan kimdir? Kannan, akademiden girişimciliğe geçen bir isim. Hindistan’ın Chennai kentinde büyüdü, ardından ABD’ye taşınıp matematik ve mühendislik alanlarında yüksek lisans ve doktora yaptı. Önceleri DNA modellemeleri gibi yapay zekâ ve biyoloji alanlarında çalıştı. Ancak yapay zekânın kendi uzmanlık alanını altüst etmesiyle yönünü değiştirdi. 2017’de Bitcoin’in yükselişiyle kriptoya ilgi duymaya başladı. Yuval Noah Harari’nin Sapiens kitabından ilhamla, insanlığın en büyük gücünün "koordinasyon" olduğunu düşündü. Ona göre blockchain, bu koordinasyonu dijital dünyada güvenle sağlama potansiyeline sahipti. Kariyerinde dönüm noktası olan fikir ise yukarıda bahsettiğimiz “restaking” yani stake edilen Ethereum varlıklarını başka ağlarda güvenlik sağlamak için yeniden kullanma fikriydi. Bu fikir, Ethereum’un güvenliğini paylaşan ve yeni projelere aktarılmasını sağlayan EigenLayer’ı doğurdu.EigenLayer, kısa sürede 100 milyon doları aşkın yatırım aldı ve henüz resmi olarak faaliyete geçmeden milyonlarca dolarlık mevduat topladı. Bu ilgi, büyük ölçüde “puan sistemi” sayesinde oluştu. Zira kullanıcılar, ileride EIGEN token airdrop’u alacaklarını umarak erken katılım gösterdi. Ancak EIGEN token’ın duyurulması beklentileri karşılamadı. Token’lar kilitli geldi, bazı ülkeler dışlandı, özellikler yavaş yayımlandı ve tüm bunlara, şirket içi çıkar çatışmaları iddiaları da eklendi.Tüm eleştirilere rağmen Kannan’ın akademik prestiji ve restaking vizyonu, onu sektörde etkili bir figüre dönüştürdü. Ethereum’daki DeFi hareketini ayı piyasasında bile canlandıran önemli isimlerden biri oldu. Ancak Kannan’ın karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, akademik yaklaşımını topluluk beklentileriyle dengelemekti. Akademik projelerdeki homojen ekip yapısının aksine, EigenLayer için daha çeşitli becerilere sahip bir ekip gerektiğini fark etti: iletişimciler, topluluk yöneticileri, ürün geliştiriciler. Zamanla Kannan, artık sadece “bir startup kurucusu” değil, “sektör lideri” olarak algılanmaya başlandı.EigenLayer projesi, Kannan'ın yaklaşımı ve güçlü akademik geçmişinin yanı sıra, kripto dünyasının önde gelen yatırımcılarının da desteğini aldı. LayerZero, Coinbase Ventures ve a16z (Andreessen Horowitz) gibi kurumsal yatırımcılar, projeye finansal destek sağlıyor.EigenLayer ekosistemi, bu temel kullanım alanlarının yanı sıra, sürekli olarak genişlemekte ve yeni modüller ekliyor. Bu modüller, farklı ihtiyaçlara ve kullanım senaryolarına yönelik olarak tasarlanıyor ve protokolün kapsamını genişletiyor. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)EigenLayer hakkında daha derinlemesine bilgi edinmek isteyenler için, sıkça merak edilen bazı soruları derledik. Aşağıda, restaking kavramından EIGEN token’ın rolüne kadar pek çok temel konuya yönelik kısa ve net cevaplar bulabilirsiniz:EigenLayer nedir ve nasıl çalışır?: EigenLayer, Ethereum ağı üzerine inşa edilmiş modüler bir yeniden staking (restaking) protokolüdür. Temel amacı, Ethereum’da stake edilmiş olan ETH’nin güvenliğini sadece Ethereum için değil, başka protokoller için de erişilebilir hale getirmektir. Bunu yaparken kullanıcılar, stake ettikleri ETH’yi ikinci kez "restake" ederek diğer sistemlere güvenlik katkısı sağlar ve karşılığında ekstra ödüller kazanabilir. Böylece ağ güvenliği daha geniş bir alana yayılırken, sermaye verimliliği de ciddi şekilde artar. Bu sistem sayesinde, sıfırdan yeni güvenlik havuzları oluşturmak zorunda kalan projeler, doğrudan Ethereum’un yüksek güvenlik düzeyinden faydalanabilir.Restaking nedir ve neden önemli?: Restaking, halihazırda Ethereum ağına stake edilmiş ETH'nin, başka protokollere de güvenlik sağlamak için kullanılabilmesidir. Bu yöntem, hem güvenlik hem de getiri açısından verimliliği artırır; çünkü kullanıcılar ekstra ödüller elde edebilirken, protokoller de Ethereum'un güçlü güvenlik altyapısından faydalanır.EIGEN token ne işe yarar?: EIGEN, EigenLayer ekosisteminin yerel token’ıdır ve protokolün yönetişiminde kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Kullanıcılar EIGEN ile yönetişim süreçlerine katılabilir, protokol parametrelerini oylayabilir ve ileride ek işlevler kazanması beklenmektedir. Ancak, lansman tarihi itibarıyla EIGEN token henüz tamamen işlevsel değildir.EigenLayer hangi projeleri destekliyor?: EigenLayer, DeFi protokollerinden oracle hizmetlerine, veri kullanılabilirliği katmanlarından rollup çözümlerine kadar pek çok projeye altyapı desteği sağlar. Örneğin, EigenDA (veri kullanılabilirlik modülü) gibi alt protokoller ve diğer Layer-2 çözümleri EigenLayer üzerinden yeniden stake edilen güvenliği kullanabiliyor.ETH stake eden biri bu sistemden nasıl faydalanabilir?: Ethereum'da zaten stake etmiş bir kullanıcı, ETH’sini EigenLayer’a restake ederek ek ödüller kazanma şansını elde edebilir. Bu işlem, doğrudan bir EigenLayer node’u aracılığıyla yapılabileceği gibi, Lido veya Rocket Pool gibi likit staking sağlayıcıları üzerinden de gerçekleştirilebilir. Böylece kullanıcılar, Ethereum’dan aldıkları staking getirisine ek olarak, restaking yapılan protokollerin sunduğu teşviklerden de faydalanabilir. Özetle, kullanıcılar ellerindeki aynı ETH ile birden fazla sistemden gelir elde ederken, güvenliği de merkeziyetsiz bir şekilde yaygınlaştırmış olurlar.Ethereum ekosisteminin güvenliğini yeniden tanımlayan EigenLayer hakkında daha fazlası için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeye devam edin.

·
27 Haz 2025
EigenLayer (EIGEN) Nedir?

PancakeSwap (CAKE) Nedir?

Kripto para dünyası, geleneksel finansı dönüştürürken kullanıcıların merkezsiz çözümlere olan ilgisi de katlanarak artıyor. Özellikle merkeziyetsiz borsalar (DEX’ler), aracısız işlem yapmayı mümkün kılan yapılarıyla DeFi ekosisteminin bel kemiği haline geldi. Bu alandaki en popüler isimlerden biri ise hiç şüphesiz PancakeSwap. 2020 yılında Binance Smart Chain (BSC) üzerinde doğan bu renkli protokol, yalnızca bir “DEX borsa örneği” olmakla kalmadı, aynı zamanda CAKE token’ı etrafında şekillenen çok yönlü bir DeFi evrenine dönüştü. “PancakeSwap nedir?”, “CAKE coin nedir?”, “PancakeSwap nasıl çalışır?” gibi soruların cevabını arayanlar için bu platform; düşük işlem ücretleri, hızlı alım satım imkânı, NFT pazaryeri, staking ve farming gibi birçok özelliği bir araya getiriyor. Üstelik tüm bunları yaparken kullanıcı dostu arayüzü, oyunlaştırılmış DeFi özellikleri ve topluluk odaklı yapısıyla öne çıkıyor. Bu yazıda PancakeSwap’ı detaylarıyla inceleyecek; nasıl çalıştığını, neden bu kadar popüler olduğunu ve CAKE token’ın kullanım alanlarını adım adım keşfedeceğiz.PancakeSwap’ın Tanımı ve Ortaya ÇıkışıKripto dünyasında merkeziyetsizlik artık sadece bir ideal değil, giderek daha fazla kullanıcının benimsediği bir pratik haline geliyor. Özellikle merkeziyetsiz borsalar (DEX), kullanıcıların cüzdan kontrolünü ellerinde tutarak doğrudan takas yapmasına olanak tanıyor ve bu alanda öne çıkan platformlardan biri de PancakeSwap. 2020 yılında Binance Smart Chain (BSC) üzerinde hayat bulan bu protokol, anonim bir geliştirici ekibi tarafından başlatıldı ve kısa sürede BSC ekosisteminin temel taşlarından biri durumuna geldi. PancakeSwap, kullanıcılarına Uniswap tarzı bir deneyim sunarken, bunu Ethereum yerine daha hızlı ve ucuz olan Binance Smart Chain üzerinde gerçekleştirmesiyle farklılaştı.PancakeSwap’ın temelinde yer alan model Automated Market Maker (AMM) sistemi. Bu sistemde klasik emir defterleri yok; yani “bir kullanıcı satış emri girsin, diğeri satın alsın” gibi eşleşmeler yerine, likidite havuzları devreye giriyor. Kullanıcılar bu havuzlara belirli token çiftlerini (örneğin BNB/USDT, CAKE/BUSD gibi) yatırıyor ve karşılığında “LP token” alıyorlar. Sonrasında, PancakeSwap arayüzünü kullanan başka bir kullanıcı bu havuzdan doğrudan takas (swap) gerçekleştirebiliyor. Bu işlem sırasında ödenen küçük işlem ücretleri, havuzda likidite sağlayan kullanıcılar arasında paylaştırılıyor. Yani hem sistemin işlem akışı devam ediyor hem de kullanıcılar katkıları oranında ödüllendiriliyor. PancakeSwap'in alım-satım odaklı ana sayfası Platformun yerel tokenı olan CAKE coin, PancakeSwap’ın ekosisteminde kilit rol oynuyor. CAKE; staking yapmak, yield farming’e katılmak, yönetişimde oy kullanmak, NFT ve lotarya gibi DeFi uygulamalarına erişmek için kullanılıyor. Yani sadece ödül kazanmak için değil, platformun sunduğu geniş hizmet yelpazesine katılmak için de temel araç. CAKE token’ın teşvik mekanizması sayesinde kullanıcılar havuzlara daha fazla likidite sağlıyor, bu da takas işlemlerini daha verimli hale getiriyor.Binance Smart Chain’in sunduğu hızlı blok süresi ve düşük işlem maliyetleri ise PancakeSwap’ı Ethereum tabanlı rakiplerine göre oldukça avantajlı kılıyor. Özellikle gas ücretlerinin 2021’de Ethereum'da rekor seviyelere çıktığı dönemlerde PancakeSwap, düşük ücretli bir alternatif olarak kullanıcı akınına uğradı.PancakeSwap’ın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıPancakeSwap sadece bir DEX değil; aynı zamanda Binance Smart Chain üzerinde doğmuş ve DeFi dünyasının evrimini yakından şekillendirmiş bir başarı hikayesi. 2020 yılında sessiz sedasız başlatılan bu projede ilk başta yalnızca token takası yapılabiliyorken, zamanla staking, farming, lotarya, NFT pazaryeri, IFO modülü ve çoklu zincir desteği gibi onlarca farklı özellik eklenerek adeta bir DeFi süper uygulamasına dönüştü. Elbette bu dönüşüm bir günde olmadı. PancakeSwap’ın yolculuğu, merkeziyetsiz finans dünyasındaki trendleri takip etmekle kalmayıp, zaman zaman bu trendleri bizzat belirleyen adımlar atmasıyla dikkat çekti. Her yeni özellik, PancakeSwap topluluğunun taleplerine kulak veren, teknik olarak sağlam ve kullanıcı dostu bir altyapının sonucu olarak geldi. Bu başlık altında, projenin çıkış anından bugüne kadar geçirdiği önemli güncellemeleri ve dönüm noktalarını yıl yıl inceleyecek, neden bugün bu kadar güçlü bir ekosistem haline geldiğini birlikte göreceğiz.2020: Lansman ve CAKE token’ın doğuşuPancakeSwap, Eylül 2020’de kripto dünyasına giriş yaptığında pek çok kişi bu tatlı isimli DEX’in bu kadar büyüyeceğini tahmin etmiyordu. Uniswap’in popülaritesi tavan yapmışken, Binance Smart Chain üzerine kurulu yeni bir “automated market maker”, yani “otomatik piyasa yapıcı” projesi olarak sahneye çıkan PancakeSwap, düşük işlem ücretleri ve hızlı onay süreleriyle kısa sürede dikkatleri üzerine çekti. AMM modeliyle çalışan bu sistemde kullanıcılar, klasik emir defteri yerine, doğrudan likidite havuzları aracılığıyla token alım satımı yapabiliyordu.Aynı dönemde CAKE token da tanıtıldı. Başlangıçta yalnızca platformun yerel tokenı olarak konumlanan CAKE, zamanla staking, farming, NFT alımı ve yönetişim gibi çok sayıda işlemin merkezine yerleşti. Token’ın başlangıç fiyatı oldukça düşüktü ve ilk kullanıcılar, sağladıkları likidite karşılığında büyük miktarda CAKE kazanma şansı elde etti. Bu da platforma büyük bir kullanıcı akışı sağladı.2021: DeFi özellikleri genişledi2021 yılı PancakeSwap’ın “sadece bir DEX” olmaktan çıkıp tam anlamıyla bir DeFi ekosistemine dönüşmesinin başlangıcı oldu. Bu dönemde Syrup Pool adı verilen havuzlar aracılığıyla PancakeSwap staking sistemi devreye alındı. Kullanıcılar yalnızca CAKE token stake ederek farklı token ödülleri kazanabiliyordu. Öte yandan PancakeSwap farming özelliği de aktifti; bu da kullanıcıların likidite havuzlarına katkıda bulunarak çiftçilik (yield farming) yapmasına olanak tanıdı.Aynı yılın ortalarında bir başka dikkat çekici özellik tanıtıldı: lotarya sistemi. Kullanıcılar CAKE karşılığında piyango biletleri satın alarak düzenli olarak gerçekleşen çekilişlerde büyük ödüller kazanma şansı yakalıyordu. Bu özellik, protokolün sadece finansal işlemlere değil, eğlenceli deneyimlere de kapı araladığını gösterdi.2022: NFT pazaryeri ve IFO modülünün entegrasyonu2022 yılı, PancakeSwap için görsel dünyaya adım atılan bir yıl oldu. Bu dönemde PancakeSwap NFT pazaryeri yayına alındı. Kullanıcılar PancakeSwap temalı koleksiyonlara göz atabilir, NFT'leri satın alabilir ve hatta belirli NFT'leri kullanarak ekstra avantajlar elde edebilirdi. Bu hamle, projeyi GameFi ve metaverse gibi yeni nesil Web3 alanlarına taşıma konusunda atılan ilk adımlardan biriydi. PancakeSwap'in NFT pazaryeri ve satışta olan bazı koleksiyonlar Aynı yıl PancakeSwap ekibi bir başka kritik yeniliği daha hayata geçirdi: IFO modülü (Initial Farm Offering). Bu sistem sayesinde yeni projeler PancakeSwap üzerinden ilk satışlarını gerçekleştirebiliyor, yatırımcılar da erken aşamada bu projelere CAKE-BNB LP token’ları ile yatırım yapabiliyordu. Yani klasik ICO modeline alternatif olarak, DeFi odaklı, topluluğa dayalı bir yatırım modeli doğmuştu. PancakeSwap'teki en son IFO projesi, LTP idi. 2023–2024: PancakeSwap V3 ve çoklu zincir genişlemesi2023’ün ikinci çeyreğinde PancakeSwap, uzun süredir beklenen PancakeSwap V3 sürümünü devreye aldı. Bu güncelleme ile birlikte AMM modeli daha da optimize edildi. Artık likidite sağlayıcıları likiditelerini belli fiyat aralıklarında yoğunlaştırabiliyor (concentrated liquidity), farklı işlem ücretleri seviyeleri (%0.01, %0.05, %0.25) arasında tercih yapabiliyordu. Bu, kullanıcılara daha esnek bir likidite yönetimi imkânı sundu ve işlem verimliliğini önemli ölçüde artırdı.2023 aynı zamanda çoklu zincir desteği açısından da kritik bir yıl oldu. PancakeSwap, Ethereum ağına açıldı ve ardından Base, Arbitrum, zkSync Era, Linea ve Polygon zkEVM gibi Layer-2 ağlarına entegre edildi. Bu hamleyle birlikte yalnızca Binance Smart Chain üzerinde değil, çok sayıda blockchain üzerinde faaliyet gösteren bir protokol oldu.PancakeSwap Neden Değerli?PancakeSwap, ilk bakışta yalnızca token takası yapılan bir DEX gibi görünse de, derinlemesine bakıldığında onu benzerlerinden ayıran pek çok güçlü yönü olduğu görülüyor. Özellikle Binance Smart Chain üzerine inşa edilmiş olması, hem işlem hızı hem de maliyet açısından kullanıcıya ciddi avantajlar sağlıyor. Ancak PancakeSwap’ı değerli kılan sadece teknik altyapısı değil. CAKE token’ın sunduğu staking ve farming gibi pasif gelir fırsatları, kullanıcı dostu arayüzü, topluluk odaklı yönetişim yapısı ve NFT pazaryeri ile Web3’e entegre olma başarısı da projeyi farklı bir noktaya taşıyor. Ayrıca 2023’ten itibaren çoklu zincir desteğiyle birlikte yalnızca BSC kullanıcılarına değil, Ethereum ve Layer-2 ağ kullanıcılarına da ulaşmayı başardı. Bu başlık altında, PancakeSwap’ın neden değerli bir DeFi projesi olduğunu madde madde detaylandıracağız.BSC altyapısı ile düşük işlem ücretleriPancakeSwap, Ethereum gibi yoğun ağlara kıyasla çok daha düşük işlem maliyetleri sunan Binance Smart Chain (BSC) üzerinde çalıştığı için kullanıcılar arasında oldukça popüler hale geldi. Ortalama bir swap işlemi Ethereum’da birkaç dolar ile 20 dolar arasında değişebilirken, BSC’de bu rakam genellikle birkaç cent ile sınırlı kalıyor. Özellikle küçük miktarlarla işlem yapan kullanıcılar için bu, ciddi bir maliyet avantajı anlamına geliyor. Düşük işlem ücreti demek, daha fazla deneme yapabilmek ve daha az kayıpla öğrenme fırsatı demek.Likidite havuzlarıyla pasif gelir elde etmePancakeSwap’ın sunduğu likidite havuzları, kripto varlık sahiplerinin coinlerini atıl bir şekilde cüzdanda tutmak yerine değerlendirebilmesini sağlıyor. Kullanıcılar bu havuzlara katkı sağlayarak işlem ücretlerinden pay alabiliyor. Ayrıca LP token’lar aracılığıyla PancakeSwap farming özelliği kullanılarak ek CAKE ödülleri kazanılabiliyor. Bu sistem, uzun vadeli yatırım yapan kullanıcılar için “CAKE ile pasif gelir” fırsatını doğuruyor.CAKE Token Utility: Çok yönlü kullanım alanlarıCAKE token, yalnızca bir ödül aracı değil; aynı zamanda PancakeSwap ekosisteminin merkezinde duran çok işlevli bir varlık. Kullanıcılar CAKE token’ları ileStaking havuzlarını değerlendirerek ekstra ödüller kazanabilirIFO’lara katılarak yeni projelere yatırım yapabilirLotarya sisteminde bilet alarak büyük ödüller için şansını deneyebilirNFT pazaryerinde alım-satım işlemleri gerçekleştirebilirTopluluk yönetişiminde oy kullanarak protokol kararlarında söz sahibi olabilirBu geniş kullanım alanları sayesinde CAKE token ne işe yarar sorusunun cevabı oldukça zengin bir listeye dönüşüyor.Geniş kullanıcı tabanı ve işlem hacmiPancakeSwap, sadece BSC’de değil, Ethereum ve Layer-2 ağlarda da kullanılabilen çok zincirli bir DEX oldu. Günlük yüz milyonlarca dolarlık işlem hacmiyle Uniswap’ten sonra en çok kullanılan DEX’lerden biri olma unvanını uzun süredir koruyor. Özellikle DeFi’ye yeni giren kullanıcılar için PancakeSwap, kullanıcı dostu arayüzü ve düşük işlem maliyetleri sayesinde adeta giriş kapısı işlevi görüyor. Ayrıca geniş topluluk yapısı, Telegram ve Discord gibi sosyal platformlarda da aktif bir destek ortamı sağlıyor.Düzenli token yakımı (burn mechanism)CAKE token’ın toplam arzının artışını dengelemek amacıyla PancakeSwap, düzenli aralıklarla token yakımı gerçekleştiriyor. Bu mekanizma sayesinde piyasadaki CAKE miktarı azaltılarak deflasyonist bir ekonomi yaratılmaya çalışılıyor. Örneğin, platform gelirlerinin belli bir yüzdesiyle CAKE token’lar geri alınıp yakılıyor. Bu sayede arz talep dengesi korunuyor ve uzun vadede token değerinin istikrarı hedefleniyor. En son, PancakeSwap, 31 Mart’ta coin yakımı gerçekleştirerek 20. “burn” sürecini tamamladı. Platformun konuya yönelik paylaştığı bilgiler şu şekilde: Kaynak: Blog.PancakeSwap PancakeSwap’ın Kurucusu Kim?Kripto para dünyasında alışıldık girişimci tiplemeleri genellikle şu şekilde: LinkedIn'de parlayan bir isim, birkaç röportaj, güçlü yatırımcılar, bir sürü basın açıklaması... Ama PancakeSwap bu klasik senaryoyu tamamen tersine çeviriyor. Zira bu platformun arkasında ne bir "tech bro" var ne de ekran karşısında boy gösteren bir CEO. PancakeSwap tamamen anonim bir geliştirici topluluğu tarafından kuruldu. Yani ortada bireysel bir "kurucu" değil, topluluk tarafından şekillenen bir yapı var. İlk başta birçok kişi bu durumu garip karşılasa da, aslında bu anonimlik PancakeSwap’ın “merkeziyetsizlik” felsefesiyle örtüşüyor.Zamanla bu anonim ekip “PancakeSwap Labs” adı altında organize oldu ve projeyi daha profesyonel bir yapıya kavuşturdu. Geliştirmeler, güncellemeler ve topluluk kararları bu ekip tarafından yürütülüyor ama asıl karar gücü CAKE token sahiplerinin elinde. Çünkü PancakeSwap, yönetişim modelinde kullanıcılarına söz hakkı tanıyor; yani protokolün geleceği hakkında alınacak kararlarda CAKE token ile oy kullanmak mümkün. Bu da platformu klasik “şirket kuruculuğu” modelinden ayırıyor ve daha katılımcı, topluluğa dayalı bir ekosistem yaratıyor.Peki bu anonimlik güven sorunu yaratıyor mu? Aslında hayır. Çünkü PancakeSwap hem açık kaynaklı olması hem de sıkı denetim süreçlerinden (audit’lerden) geçmesiyle topluluk nezdinde güven inşa etmeyi başardı. Ayrıca binlerce geliştirici ve kullanıcı tarafından aktif olarak kullanılması, bir anlamda kendi kendini denetleyen bir yapının da oluşmasına yol açtı. Kısacası, “PancakeSwap kurucusu” sorusunun net bir adı olmasa da, projenin arkasındaki topluluk sağlam temellere dayanıyor.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)PancakeSwap hakkında çok fazla teknik terim, özellik ve kullanım alanı duyduysanız kafanızın karışması gayet normal. Özellikle yeni başlayanlar için bu ekosistem bazen karmaşık görünebilir. İşte tam da bu yüzden, en çok merak edilen soruları toparladık:PancakeSwap nedir, nasıl çalışır?: PancakeSwap, Binance Smart Chain (BSC) üzerinde çalışan bir DEX borsasıdır. Otomatik Piyasa Yapıcı (AMM) modeli sayesinde aracılara ihtiyaç duymadan işlem yapar. Kullanıcılar likidite havuzlarına token yatırarak takas yapabilir ve işlem ücretlerinden pay alabilirler. Örneğin birisi BNB ile USDT takası yapmak istediğinde, PancakeSwap havuzlarındaki likidite sayesinde doğrudan bu işlemi gerçekleştirir. İşlemler BSC’ye ait akıllı sözleşmeler aracılığıyla otomatik olarak yürütülür.CAKE token ile ne yapılabilir?: CAKE, PancakeSwap’ın yerel tokenıdır ve çok yönlü işlevlere sahiptir. Bu token ile platformda ücret ödeyebilir, likidite sağlayarak havuzlara katkıda bulunabilir ve bu sayede ödüller kazanabilirsiniz. CAKE sahipleri ayrıca PancakeSwap yönetişiminde oy kullanma hakkına sahip olur; böylece yeni projeler veya güncellemeler hakkında karar sürecine katılır. Ek olarak, CAKE token’ları lotarya bileti almak veya PancakeSwap’ın NFT pazaryerinden NFT satın almak için de kullanabilirsiniz. Kısacası CAKE token ödül ve yönetişim aracı olarak tasarlanmıştır.PancakeSwap’ta staking/farming nasıl yapılır?: PancakeSwap’ta farming için kullanıcılar önce likidite havuzlarına katılmalı (örneğin BNB/CAKE havuzuna token yatırmalı) ve karşılığında LP token’ları almalıdır. Alınan LP token’lar daha sonra PancakeSwap’ın farm havuzlarına yatırılır. Farm havuzlarına likidite yatıran her kullanıcı, yatırdığı miktar oranında CAKE token olarak ödül kazanır. Örneğin 100 BNB/CAKE likiditesi eklediyseniz, LP token’larınızı ilgili farm havuzuna koyarak zaman içinde CAKE kazanmaya başlarsınız. Ayrıca PancakeSwap Syrup Pool’larında sadece CAKE tutarak da ödül kazanabilirsiniz (bu staking işlemidir). Tüm süreç PancakeSwap arayüzü üzerinden kolayca yönetilir; kullanıcılar cüzdanlarını bağlayıp ilgili havuz seçeneklerini seçerek staking/farming yapabilir.Binance Smart Chain ile ilişkisi nedir?: PancakeSwap tamamen Binance Smart Chain (şimdiki adıyla BNB Chain) üzerine kurulmuştur. BSC, Ethereum’un EVM uyumlu bir alternatifi olarak geliştirilmiştir. Ethereum’da olduğu gibi akıllı sözleşmeler üzerinden çalışır, ancak daha düşük işlem ücretleri ve hızlı onay süreleri sunar. Bu sayede PancakeSwap, yoğun ağlarda daha az maliyetle işlem yapma imkânı sağlar. Özetle, PancakeSwap BSC ekosisteminin bir parçasıdır ve BSC’nin avantajlarından (hız, düşük ücret) faydalanır.Anonim geliştiriciler güvenilir mi?: PancakeSwap’ın arkasındaki geliştiriciler anonimdir, ancak bu kripto dünyasında sık rastlanan bir durumdur. Anonimlik, merkeziyetsizlik felsefesinin bir parçası olarak görülür. Projenin kodları açık kaynaklı olduğu için herkes inceleyebilir; ayrıca topluluk yönetişimi sayesinde önemli kararlar her bir CAKE sahibinin oyu ile alınır. Bu yapılar şeffaflığı ve güveni artırır. Ayrıca PancakeSwap düzenli denetimlerden (audit) geçmiş ve bug bounty programları ile güvenlik sürekli test edilmektedir. Dolayısıyla, anonim geliştiricilere rağmen PancakeSwap, DeFi standartlarına uygun güvenlik ve şeffaflığa sahip bir projedir.Merkeziyetsiz borsa deneyimini keşfetmek ve CAKE token ile DeFi ekosistemine adım atmak için JR Kripto Rehber serimize göz atın.

·
27 Haz 2025
PancakeSwap (CAKE) Nedir?

SushiSwap (SUSHI) Nedir?

DeFi dünyası hızla büyürken, yeni protokoller de kendi tarzlarını ortaya koyuyor. SushiSwap ise bu alandaki en dikkat çekici projelerden biri. Her ne kadar Uniswap’in bir klonu (fork'u) olarak başlamış olsa da, zamanla kendi ayakları üzerinde durmayı başardı ve yepyeni özelliklerle donatıldı. Artık sadece bir takas platformu değil; staking, farming, borç alma-verme, hatta çapraz zincir transferleri bile mümkün. Bu yazıda, SushiSwap’in ne işe yaradığını, nasıl çalıştığını ve neden DeFi dünyasında öne çıktığını adım adım inceleyeceğiz.SushiSwap’ın Tanımı ve Ortaya ÇıkışıSushiSwap’i en basit haliyle, emir defteri olmadan çalışan bir kripto para borsası olarak düşünebiliriz. Yani kullanıcılar, al-sat işlemlerini merkezi bir yapı olmadan, likidite havuzları üzerinden yapar. Bu modele “otomatik piyasa yapıcı” ya da kısaca AMM deniyor. Sisteme token yatıran kullanıcılar da “likidite sağlayıcıları” olarak işlem ücretlerinden pay alıyor. SushiSwap, 2020 yılında anonim geliştirici “Chef Nomi” tarafından başlatıldı. Bu, bir tür takma ad kullanan geliştiricinin kimliğinin başlangıçta bilinmediği anlamına geliyor. Chef Nomi'nin adı, Twitter profilinde kullandığı fotoğrafta yer alan 'Chef Nomi' adlı Hearthstone kartından geliyor. Geliştirici hakkında çok az şey biliniyor ve hesapları SushiSwap'in lansmanıyla hemen hemen aynı zamanda oluşturulmuş. SushiSwap arayüzü. Kaynak: Sushi.com Platform, Uniswap'in açık kaynak kodunun bir forku olarak doğdu. Uniswap de Ethereum blockchaini üzerine kurulu popüler bir merkeziyetsiz borsa (DEX) idi. Fork, bir blockchainin protokolünde yapılan bir değişiklik sonucu blockchainin ikiye ayrılması anlamına geliyor. Chef Nomi ve ekibi, Uniswap protokolünü alıp üzerine kendi "benzersiz dokunuşlarını" ekleyerek SushiSwap'i yarattılar. Bu dokunuşlar arasında, platformun yerel token'ı olan SUSHI aracılığıyla ek staking özellikleri ve yönetişim seçenekleri bulunuyordu.SushiSwap, merkezi bir otorite veya aracı olmadan kullanıcılar arasında doğrudan token takası sağlar. Yani, tamamen merkeziyetsiz bir yapıya sahip. Bu da onu tipik bir DEX coin örneği yapıyor. Zamanla SushiSwap, sadece bir AMM olmanın ötesine geçerek, toplayıcı (aggregator), AMM ve token staking mekanizmaları gibi çeşitli DeFi ürünleri sunan çok yönlü bir ekosisteme dönüştü. Kullanıcılara daha fazla kontrol ve kazanç fırsatları sunmayı hedefledi.SushiSwap’ın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıSushiSwap’in geçmişi, DeFi tarihindeki en ilginç ve inişli çıkışlı hikayelerden biri. Her şey 2020 yazında başladı. Uniswap’in açık kaynak kodu temel alınarak oluşturulan SushiSwap, “vampir madencilik” diye adlandırılan agresif bir stratejiyle sektöre giriş yaptı. Bu strateji şuydu: Uniswap’e likidite sağlayan kullanıcılar, LP token’larını SushiSwap’e taşıdıklarında ek olarak SUSHI token kazanıyorlardı. Bu durum milyarlarca dolarlık likiditenin SushiSwap’e akmasına neden oldu. Uniswap topluluğu neye uğradığını şaşırırken, SushiSwap daha ilk günlerinde tüm dikkatleri üzerine çekti.2020 - Lansman ve Uniswap likiditesi “vampir madencilik” yöntemiyle çekildiSushiSwap, Ağustos 2020'de Uniswap'in protokolünü forklayarak piyasaya sürüldü. Başlangıçta hızla dikkat çekti. Bunun temel nedeni, likidite sağlayıcılarını SUSHI yönetişim token'ı ile ödüllendiren cazip teşvik sistemiydi. SushiSwap, Uniswap'e karşı "vampir saldırısı" veya "vampir madencilik" olarak adlandırılan benzersiz bir strateji uyguladı. Bu stratejide, Uniswap'e likidite sağlayan kullanıcılar, LP token'larını SushiSwap'e yatırarak ek SUSHI token'ları kazanmaya teşvik edildi. Chef Nomi, Uniswap'in açık kaynak protokolünü forklayarak ve "topluluk odaklı" özellikler ekleyerek Uniswap'ten milyarlarca dolarlık likiditeyi kendi platformuna çekti. Bu durum, DeFi alanında rekabetin doğasını değiştiren bir vaka çalışması haline geldi. Uniswap topluluğu neye uğradığını şaşırırken, SushiSwap daha ilk günlerinde tüm dikkatleri üzerine çekti.Ama sonra bir kriz patlak verdi. Kurucu Chef Nomi, 27 milyon dolarlık SUSHI fonunu bir anda cüzdanına çekince “exit scam” paniği başladı. Topluluk ayağa kalktı.Chef Nomi olayıLansmanın hemen ardından, Chef Nomi'nin yaklaşık 27 milyon dolarlık SUSHI token'ı geliştirme fonlarını çektiği ortaya çıktı. Bu durum, DeFi topluluğunda büyük endişeye ve "exit scam" (dolandırıcılık) iddialarına yol açtı. Bu tartışma, SUSHI fiyatının düşmesine neden oldu. Ancak, topluluğun yoğun tepkisi üzerine Chef Nomi, fonları geri verdi. 11 Eylül 2020'de 14 milyon dolar (fon cinsinden) değerindeki ETH'yi hazineye iade etti. Özür diledi ve kararının bekleneni karşılamadığını söyledi. Bu olay, SushiSwap'in "tartışmalı geçmişi" olarak anılıyor. Sushi daha sonra toparlansa da, Chef Nomi'nin 2020 yılındaki tartışmalı hareketleri, TVL'nin sert şekilde düşmesine neden olmuştu. Bu krizin ardından, Chef Nomi projeyi artık kendisinin yönetemeyeceğini duyurdu ve kontrolü o dönemin yükselen figürü Sam Bankman-Fried’a devretti. FTX ve Alameda Research’ün kurucusu olan SBF, kısa süreliğine “yeni master chef” rolünü üstlendi. Bu geçiş, projeye bir süreliğine istikrar kazandırdı. Ardından kontrol, topluluk oylamalarıyla Sushi DAO’ya yani topluluğun kendisine geçti. 2022’de ise Jared Grey, “Head Chef” olarak projeye liderlik etmeye başladı.İlginç bir şekilde, SushiSwap'in ilk dönemlerinde projeye kısa süreliğine liderlik eden Sam Bankman-Fried (SBF), daha sonra kripto para dünyasının en büyük skandallarından birinin merkezinde yer aldı. Kurucusu olduğu FTX borsası, Kasım 2022'de iflas etti ve milyarlarca dolarlık müşteri fonunun kaybolduğu ortaya çıktı. Bu gelişmelerin ardından SBF, dolandırıcılık ve kara para aklama dahil olmak üzere çeşitli suçlamalarla yargılandı ve 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı.2021–2023 ve sonrası: SushiXSwap, Kashi lending, Furo, NFT pazaryeri ve zincir çözümleriTartışmalı başlangıcına rağmen, SushiSwap önemli ölçüde büyüdü ve gelişti. Mayıs 2021'de yaklaşık 30 milyar dolarlık işlem hacmine ulaştı. Kasım 2021'de platformdaki kilitlenen toplam değer (TVL) 8 milyar doları aştı. SushiSwap, sürekli yenilik yaparak ürün yelpazesini genişletti. Bu genişleme, çapraz zincir entegrasyonlarını, ödüllü farming araçlarını ve çeşitli DeFi modüllerini içeriyordu. SushiXSwap, kullanıcılara farklı blockchainler arasında sorunsuz varlık transferi sağlayan bir çapraz zincir swap aracıdır. V2 sürümü ile desteklenen ağlar artırıldı ve USDC'nin Cross-Chain Transfer Protocol (CCTP) entegrasyonu ile çapraz zincir işlemler daha da kolaylaştı.Ayrıca, akıllı sözleşmeler için bir kasa olan BentoBox, BentoBox üzerinde çalışan bir lending protokolü olan Kashi (kullanıcılar teminatlı borç alıp verebilir) ve zamanlanmış ödemeler ve token hak edişleri için kullanılan Furo gibi DeFi modülleri ekosisteme derinlik kattı. Furo, her üyenin pozisyonunu bir non-fungible token (NFT) olarak tokenleştirerek çalışır. Kashi’nin 2023’ün başlarında uygulamadan kalktığının altını çizmekte fayda var.Diğer yandan SushiSwap, merkeziyetsiz finans (DeFi) alanındaki yenilikçi yaklaşımını NFT pazarına taşıyarak Shoyu adlı NFT platformunu geliştirdi. Shoyu, sanatçılar ve içerik üreticileri için kullanıcı dostu bir deneyim sunmayı hedefleyen bir NFT pazaryeridir. Platform, mevcut NFT pazarlarının sınırlamalarını aşmayı amaçlayarak, daha geniş dosya formatları desteği, gelişmiş görsel sunum seçenekleri ve Ethereum üzerindeki yüksek işlem ücretlerini azaltma gibi özellikler üzerinde çalışmakta.SushiSwap Neden Değerli?SushiSwap, “sadece bir DEX” olmanın çok ötesine geçmiş, geniş bir DeFi protokolü haline gelmiş durumda. Kullanıcılara sunduğu geniş ürün yelpazesi, yönetişim modeli, çapraz zincir desteği ve pasif gelir fırsatlarıyla, sektördeki diğer AMM projelerinden ciddi şekilde ayrışıyor. Peki, SushiSwap’i bu kadar özel kılan şeyler neler? SushiSwap nasıl çalışır? Gelin, hep birlikte bakalım…Otomatik Piyasa Yapıcı (AMM) modeli üzerine kurulu güçlü altyapıSushiSwap’in temelinde, geleneksel emir defteri yapısını ortadan kaldıran AMM modeli yer alıyor. Bu yapı sayesinde kullanıcılar, herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan token alım-satımı yapabiliyor.Sistemdeki likidite, kullanıcılar tarafından sağlanıyor ve her takas işleminden doğrudan pay alıyorlar. Bu, likidite sağlayıcıları için gerçek bir kazan-kazan ortamı yaratıyor. Ayrıca, AMM tabanlı bu yapı sayesinde SushiSwap, sürekli likidite ve fiyat kayması açısından düşük bir oran sunabiliyor.SUSHI token ile yönetişim gücü, staking ve gelir paylaşımıSUSHI coin nedir? SUSHI, SushiSwap platformunun yerel yönetişim token’ıdır ve ekosistemin merkezinde yer alır. Bu token, sadece bir kripto para birimi değil; aynı zamanda platformun işleyişinde söz sahibi olmayı ve kazanç elde etmeyi mümkün kılan çok işlevli bir araç.Peki, SUSHI token ne işe yarar? Öncelikle, SushiSwap’in geleceğini şekillendiren topluluk oylamalarına katılma hakkı verir. Kullanıcılar, SUSHI token’ları aracılığıyla yeni özellik tekliflerine oy verebilir, geliştirme fonlarının nasıl dağıtılacağına karar verebilir veya yönetişimle ilgili diğer protokol güncellemelerine katkı sağlayabilirler.Bu noktada önemli bir detay devreye giriyor: Yönetişim hakları doğrudan SUSHI sahiplerine değil, bu token’ları stake eden kullanıcılara aittir. Kullanıcılar, ellerindeki SUSHI token’ları SushiBar üzerinden stake ederek karşılığında xSUSHI alırlar. Bu xSUSHI, yalnızca yönetişim gücü sağlamakla kalmaz; aynı zamanda SushiSwap’in işlem hacminden elde ettiği protokol gelirlerinin bir kısmına ortak olma imkânı sunar. Bu sistem, SUSHI coin staking işlemini daha da cazip kılar. Zamanla protokol üzerinde yapılan işlemlerden elde edilen ücretler birikir ve bunlar, xSUSHI sahiplerine otomatik olarak dağıtılır. Bu da kullanıcılar için aktif işlem yapmadan gelir elde etme imkânı anlamına gelir. Kısacası, SushiSwap ekosisteminde passive income DeFi yani pasif gelir elde etmek mümkün hale gelir.Ayrıca, platform sadece staking yoluyla değil, likidite sağlama yoluyla da kullanıcılarına kazanç fırsatları sunar. Kullanıcılar, belirli token çiftlerini havuzlara yatırarak hem işlem ücretlerinden pay alırlar hem de “Onsen” olarak adlandırılan özel havuzlarda SUSHI ödülleri kazanabilirler. Bu çift yönlü teşvik modeli, hem yatırımcıları hem de DeFi meraklılarını SushiSwap’e çeken önemli bir unsur.Geliştirici topluluğu tarafından sürekli güncellenen açık kaynaklı platformSushiSwap, başlangıçta Uniswap'in açık kaynak kodunun bir forku olsa da, zamanla kendi benzersiz özelliklerini geliştirdi. Platform, merkeziyetsiz bir otonom organizasyon (DAO) olan Sushi DAO tarafından yönetilir. Bu, SUSHI token sahiplerinin platformun geleceği hakkında karar verme yetkisine sahip olduğu bir SushiSwap yönetişim modeli. Projenin arkasındaki topluluk tabanlı DeFi yapısı, sürekli inovasyona ve yeni özelliklerin eklenmesine olanak tanır. Chef Nomi'nin fonları geri vermesinden sonra kontrolün topluluğa devredilmesi de bu topluluk yapısını güçlendirdi.Çapraz zincir desteği, ödüllü farming modelleri ve farklı DeFi modülleriSushiSwap, ilk bakışta sadece bir DEX gibi görünse de, sunduğu ürün yelpazesiyle DeFi alanında çok daha fazlasını vaat ediyor. Platform, sadece token takasıyla sınırlı kalmayarak, kullanıcılarına zincirler arası işlem imkânı, likidite teşvikleri ve borç alma-verme çözümleri sunan çok yönlü bir DeFi ekosistemi haline gelmiş durumda. En dikkat çekici özelliklerinden biri olan SushiXSwap, SushiSwap’in gerçek anlamda cross-chain DEX yapısına kavuşmasını sağlıyor. Bu modül sayesinde kullanıcılar, Ethereum, Arbitrum, Optimism, Polygon, Binance Smart Chain ve daha birçok blockchain arasında, köprüleme (bridging) ya da token sarma (wrapping) işlemlerine ihtiyaç duymadan, doğrudan token takası yapabiliyor. Özellikle SushiXSwap v2 ile birlikte desteklenen ağ sayısı arttı, transfer süreleri kısaldı ve kullanıcı deneyimi daha da sadeleşti.Bu çapraz zincir yapı, farklı blockchain ekosistemleri arasında sermaye hareketliliğini kolaylaştırarak SushiSwap’i çok zincirli DeFi dünyasında öne çıkan bir oyuncu haline getiriyor. Ayrıca platform, Circle’ın Cross-Chain Transfer Protocol (CCTP) gibi entegrasyonlarla özellikle USDC gibi stablecoin'lerin zincirler arası kullanımını daha da sorunsuz hale getiriyor. Kullanıcıların kaynak zincirdeki işlem ücretlerini doğrudan karşılayabilmesini sağlayan Payload Executors gibi yenilikçi bileşenler de, çapraz zincir işlemleri daha sezgisel ve erişilebilir bir hale getiriyor.Öte yandan, SushiSwap sadece kullanıcı dostu bir takas deneyimi değil; aynı zamanda kazanç odaklı mekanizmalar da sunuyor. Platformun sunduğu SushiSwap farming modelleri, kullanıcıların likidite sağlayarak pasif gelir elde etmelerine olanak tanıyor. Bu sistemde, kullanıcılar çeşitli token çiftlerini SushiSwap havuzlarına yatırarak likidite sağlayıcısı (LP) konumuna geliyor. Bu yatırımlar karşılığında hem işlem ücretlerinden pay alıyorlar hem de "Onsen" olarak adlandırılan özel havuzlarda ek SUSHI token ödülleri kazanabiliyorlar.SushiSwap farming sistemini diğerlerinden ayıran en önemli detaylardan biri ise 2x Rewards Farms adı verilen çift ödüllü teşvik mekanizması. Bu modellerde kullanıcılar yalnızca SUSHI değil, aynı zamanda o havuzun bulunduğu blockchain’in yerel token’ını da kazanabiliyor. Örneğin Arbitrum ağındaki bir havuza katkıda bulunan kullanıcı, hem SUSHI hem de ARB token ile ödüllendiriliyor. Bu sistem, sadece kazancı artırmakla kalmıyor, aynı zamanda zincir çeşitliliğini teşvik ederek DeFi katılımını daha da demokratikleştiriyor.SushiSwap’in DeFi çözümleri bununla da sınırlı değil. BentoBox adlı altyapı kasası üzerine inşa edilen SushiSwap lending modülleri, platformun finansal hizmetler tarafını daha da derinleştiriyor. Bu kapsamda en öne çıkan modül ise Kashi idi. 2023’te faaliyetleri sona eren Kashi, kullanıcıların çeşitli kripto varlıkları teminat göstererek borç alıp verebildiği, izole riskli lending havuzları sunan bir sistem idi. Her havuz farklı risk profillerine sahip olduğundan, kullanıcılar kendi tercih ve stratejilerine göre pozisyon alabiliyordu.Bunun yanında, zamanlanmış token ödemeleri ve hak ediş sistemleri için geliştirilen Furo, özellikle DAO’lar, yatırım fonları ya da düzenli ödeme yapan projeler için oldukça işlevsel bir araç. Furo üzerinden yapılan ödemeler birer NFT olarak temsil ediliyor, bu da işlemlerin şeffaf ve takip edilebilir olmasını sağlıyor.Geniş token desteğiSushiSwap, Ethereum tabanlı ERC-20 token'ları başta olmak üzere birçok farklı kripto parayı destekliyor. Böylece 11.000'den fazla işlem çiftini işleyecek hale geldi. Bu çeşitlilik, kullanıcılara geniş bir işlem yelpazesi sunuyor.Güvenlik önlemleriÇoklu imza (multi-sig) cüzdanları, hata ödülü programları (bug bounties) ve FailSafe sistemi gibi çeşitli güvenlik önlemleriyle kullanıcı varlıklarını korumayı hedefler. Düzenli güvenlik denetimleri de yapılır. Multi-sig sistemi, işlem onayı için birden fazla yetkilinin onayını gerektirerek yetkisiz erişimi zorlaştırır.SushiSwap’ın Kurucusu Kim?Daha önce de belirttiğimiz gibi, SushiSwap Chef Nomi takma adlı anonim geliştirici tarafından başlatıldı. Chef Nomi kimdir sorusunun tam bir cevabı olmasa da, bu takma adın Hearthstone kartından geldiğini biliyoruz. Ayrıca hesaplarının projenin lansmanıyla aynı zamanda oluşturulduğunu da. Chef Nomi, Uniswap protokolünü forklayarak SushiSwap'i yarattı. Ancak, Chef Nomi'nin geliştirme fonlarını çekmesiyle ortaya çıkan tartışma sonrasında, fonları iade etti ve projenin kontrolünü topluluğa devretti. Başlangıçta kontrol Sam Bankman-Fried'e geçici olarak devredilmiş olsa da, platform daha sonra tamamen topluluğun yönetimine geçti.Günümüzde SushiSwap, merkeziyetsiz bir otonom organizasyon (DAO) olan Sushi DAO tarafından yönetiliyor. Bu SushiSwap yönetişim modeli ile SUSHI token sahipleri, platformun geleceği, protokol değişiklikleri ve gelişim yönleri hakkında karar verme yetkisine sahip. Önemli kararlar, fon tahsisi gibi, topluluk oylamasına tabi. Bu, SushiSwap'in gerçekten topluluk tabanlı DeFi odaklı bir protokol olmasını sağlar. Yani, projenin "kurucusu" anonim olsa da, platformun yönetimi artık merkeziyetsiz bir yapıda, token sahiplerinin elinde.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)SushiSwap oldukça kapsamlı bir DeFi protokolü olduğu için, yeni başlayanlar veya platforma geri dönen kullanıcılar açısından bazı temel soruların yanıtları önem taşıyor. Aşağıda, en çok merak edilen konuları derledik:SushiSwap nedir ve nasıl çalışır?: SushiSwap, Ethereum ve diğer ağlarda çalışan bir merkeziyetsiz borsa (DEX)’tır. Emir defteri yerine otomatik piyasa yapıcı (AMM) modelini kullanır; kullanıcılar likidite havuzları aracılığıyla token takası yapar.SUSHI token ne işe yarar?: SUSHI, SushiSwap’in yönetişim token’ıdır. Sahiplerine oy kullanma hakkı, staking yoluyla pasif gelir ve platformun protokol gelirlerinden pay alma imkânı sunar.SushiSwap ile Uniswap arasındaki fark nedir?: SushiSwap, Uniswap’in fork’u olarak başlamış ama daha sonra yönetişim özellikleri, farming teşvikleri, staking ve cross-chain swap gibi ek modüllerle kendine özgü bir yapıya kavuşmuştur.Chef Nomi kimdir ve neden anonim?: Chef Nomi, SushiSwap’in 2020’deki kurucusudur. Gerçek kimliği bilinmiyor; takma adı, Hearthstone’daki bir karakterden alınmış. Projeyi başlattıktan kısa süre sonra topluluğa devretti.SushiSwap’ta pasif gelir nasıl elde edilir?: Kullanıcılar, SUSHI token’larını stake ederek xSUSHI kazanabilir ve protokol gelirlerinden pay alabilir. Ayrıca, likidite sağlayarak işlem ücretlerinden ve farming ödüllerinden ek gelir elde edebilirler. DeFi dünyasında topluluk odaklı projelerin gücünü görmek ve SUSHI token ile pasif gelir fırsatlarını keşfetmek için JR Kripto Rehber serimize göz atın.

·
27 Haz 2025
SushiSwap (SUSHI) Nedir?

Ripple-SEC Davası Kızışıyor: Mahkemeden Özel Uzlaşma Talebine Ret

Kripto para piyasasının en uzun soluklu ve en çok tartışılan hukuk mücadelesi olan Ripple ile ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) davası, tam bitiyor derken yeni bir dönemece girdi. ABD Bölge Yargıcı Analisa Torres, tarafların sunduğu ve davanın daha önceki kararlarını geçersiz kılabilecek özel uzlaşma talebini resmen reddetti. Bu gelişme, Ripple'ın davadaki pozisyonunu karmaşık hale getirdi ve XRP fiyatında da kısa vadeli dalgalanmalara neden oldu.Ripple ve SEC davasında kritik talebe ret geldiSEC ve Ripple, mahkemeye ortak bir başvuru yaparak, kamuya açık kararın özel bir anlaşmayla bertaraf edilmesini talep etmişti. Ancak Yargıç Torres, bu tür özel uzlaşmaların, hukuki olarak alınmış nihai kararları geçersiz kılamayacağını net şekilde vurguladı. Kararında, "Hukuk temelinde alınmış bir yargı kararını yalnızca yasa değişirse yeniden değerlendirebilirim. Tarafların kendi aralarında vardığı anlaşmalar, mahkeme kararlarını yok sayamaz" ifadelerine yer verdi. Bu karar, Ripple'ın 125 milyon dolarlık para cezası ve kurumsal satışlar üzerindeki hukuki kısıtlamalarla yüzleşmeye devam edeceği anlamına geliyor. Ayrıca dava süreci 2026 sonlarına ya da 2027 başlarına kadar sürebilir. Ancak uzmanlara göre tarafların bu kadar uzun bir yargı süreci yerine temmuz sonu ya da ağustos başında bir uzlaşmaya varması daha olası bir senaryo.Kripto avukatı Fred Rispoli, sosyal medyada yaptığı açıklamada, her iki tarafın da 2. Daire Temyiz Mahkemesi’ne ağustos ayında dava sürecine dair bir güncelleme sunması gerektiğini belirtti. Rispoli’ye göre bu güncellemede ya temyiz sürecine devam edileceği ya da uzlaşma sağlandığı açıklanacak. Ripple'ın geçmiş aylarda daha geniş bir uzlaşma talep ettiği, ancak mahkemenin buna sıcak bakmadığı biliniyor.XRP ETF’ine onay gelme olasılığı yükselmiştiRipple’ın SEC ile olan hukuki mücadelesi, sadece şirketin geleceğini değil, aynı zamanda XRP’nin piyasa görünümünü ve ETF onay ihtimallerini de etkiliyor. Bloomberg’in yakın zamanda yayımladığı bir rapora göre, XRP’nin 2025 yılında bir ETF onayı alma olasılığı yüzde 85’e yükseldi. Bu iyimserliğin temelinde kurumsal yatırımcıların artan ilgisi ve ABD'deki kripto düzenlemelerinde netliğe doğru atılan adımlar yatıyor.Öte yandan, Ripple’ın karşılaştığı yasal engellere rağmen XRP, yoğun şekilde işlem görmeye devam ediyor. Yargıç Torres de kararında, SEC’in mevcut durumda XRP işlemlerine müdahale etmediğini, dolayısıyla bu aşamada piyasa faaliyetlerinin sekteye uğramayacağını belirtti. Yine de XRP fiyatı karar sonrası yüzde 4’lük bir düşüş yaşayarak 2,09 dolara kadar gerilese de kısa sürede 2,10 dolar civarında denge kazandı.

·
27 Haz 2025
Ripple-SEC Davası Kızışıyor: Mahkemeden Özel Uzlaşma Talebine Ret

ZRO Yorum ve Fiyat Analizi 26 Haziran 2025

ZRO Teknik Analiz: İkili Dip Formasyonu ZRO, son haftalardaki düşüş trendi sonrası kritik bir destek seviyesi altında ikili dip formasyonu oluşturarak teknik anlamda dikkat çekici bir destek alanı oluşturdu. Grafik üzerinde net şekilde görülen 1,55-1,60$ bölgesi, hem likidite bırakılmış hem de kritik destek altında dönüş bölgesi olarak ikinci kez çalışarak ikili dip formasyonu oluşturmuş bir bölge olarak karşımıza çıkıyor. İkili Dip Formasyonu Fiyatın bu bölgeye temas etmesiyle birlikte 1,72$ seviyelerine kadar bir tepki yükselişi oluşmuş durumda. Bu yükselişin destek-direnç dönüşümü gerçekleşen hatta kadar devamı retest olarak yorumlanabilir. Eğer retest dokunuşu gerçekleşirse düşüş onaylanmış olur. Burada pozitif momentum için bekleyeceğimiz hareket önceki mumlarda gördüğümüz gibi bu alanın hacimli bir şekilde kırılımı olacaktır.Yukarı yönlü hareketlerde fiyatın karşılaşacağı ilk güçlü direnç bölgesi 2,00-2,20$ arasıdır. Eğer fiyat bu bölgeyi kırıp üzerinde kalıcılık sağlayabilirse, bir sonraki hedef 2,73$ direnci olabilir. Bu bölge ise önceki tepe ve güçlü satış bölgesi olduğu için oldukça kritik öneme sahiptir. Öte yandan, 1,60$ altına sarkmalar olması durumunda ikili dip formasyonu geçersiz sayılır ve satış baskısı artabilir. Bu senaryoda ise 1,40-1,35$ aralığı yeni destek alanı olarak devreye girer.Özetle, ZRO, ikili dip formasyonu ile teknik olarak potansiyel bir dönüş alanında bulunuyor. Ancak formasyonun çalışabilmesi için 2,00$ üzeri kapanışlar şart. Aksi halde destek hattı kırılırsa düşüş trendi devam edebilir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
26 Haz 2025
ZRO Yorum ve Fiyat Analizi 26 Haziran 2025

Pudgy Penguins (PENGU) Nedir?

Web3 evreninde sadece bir NFT koleksiyonu olmaktan çıkıp, küresel bir marka haline gelen Pudgy Penguins, dijital koleksiyon ekonomisinin en dikkat çekici başarı hikâyelerinden biri olarak öne çıkıyor. Başlangıçta sevimli penguen illüstrasyonlarından oluşan bir NFT serisi olarak yola çıkan bu proje, zamanla güçlü bir topluluk, etkileyici marka iş birlikleri ve kendi token'ı olan PENGU ile Web3’ün dinamik oyuncularından biri haline geldi. İster NFT’lere yatırım yapmak isteyen bir koleksiyoner olun, ister dijital dünyada bir marka inşa etmeyi hedefleyen bir girişimci ya da bu sevimli evrene katılmak isteyen yeni bir topluluk üyesi… Pudgy Penguins’in hikayesi, Web3’ün sunduğu fırsatları ve dönüşüm potansiyelini yakından keşfetmeniz için ilham verici bir başlangıç noktası sunuyor.Gelin şimdi bu ikonik projenin NFT markalaşma örneği olarak nasıl doğduğuna, neden bu kadar değerli görüldüğüne ve gelecekte neler vadettiğine birlikte göz atalım.Pudgy Penguins’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıPudgy Penguins, ilk bakışta sadece sevimli penguen çizimlerinden oluşan bir NFT koleksiyonu gibi görünse de, işin aslı çok daha derin. 2021 yılında Ethereum ağı üzerinde hayata geçirilen bu proje, toplamda 8.888 adet benzersiz pengueniyle piyasaya çıktı ve kısa sürede dijital koleksiyon dünyasında kendine sağlam bir yer edindi. Ama hikâyesi burada bitmiyor. Çünkü Pudgy Penguins zamanla sadece bir NFT projesi olmaktan çıkıp; oyuncaklardan lisans anlaşmalarına, sosyal medya etkileşimlerinden metaverse'e kadar uzanan kocaman bir Web3 markasına dönüştü. “Web3 oyuncak markası”, “Lisanslı NFT gelir modeli”, “Ethereum NFT projeleri” denilince akla gelen isimlerden oldu.Pudgy Penguins’in çıkış noktası, “NFT’ler sadece profil fotoğraflarından ibaret değil” fikrinden besleniyor. Yani bu proje, sahip olduğunuz dijital varlıkların aynı zamanda markalaştırılabilir, lisanslanabilir ve gerçek dünya ürünlerine dönüştürülebilir olduğunu gösteren ilk örneklerden biri. Sevimli mi sevimli penguen figürleriyle başlasa da arkasındaki vizyon; dijital koleksiyonları herkesin erişebileceği ve benimseyebileceği bir kültür haline getirmek.Pudgy Penguins ilk olarak 2021’in Temmuz ayında mint edildi ve kısa sürede büyük bir ilgiyle karşılaştı. Her biri farklı kıyafet, aksesuar ve yüz ifadesine sahip bu penguenler, NFT camiasında koleksiyoncu ilgisini çekmeyi başardı. Bu dönemde NFT dünyasında yaşanan genel patlamanın da etkisiyle, Pudgy Penguins hızla trend olan projelerden biri haline geldi. Ancak zamanla pek çok rakibinin aksine, sadece hype ile sınırlı kalmadı—topluluğunu büyüttü, vizyonunu geliştirdi.Projenin ilk dönemlerinde bazı yönetim problemleri yaşansa da, 2022’de Luca Netz’in projeyi satın almasıyla işler değişti. Bu sahiplik değişikliği, Pudgy Penguins için adeta yeni bir dönemin kapısını araladı. Artık odakta sadece NFT sahipleri değil, Web3 dışındaki kullanıcılar da vardı.Sadece NFT mi?Bugün Pudgy Penguins'e baktığımızda elimizde sadece bir dijital koleksiyon değil, aynı zamanda fiziksel dünyaya taşınan bir marka görüyoruz. Oyuncaklar, peluşlar, lisanslı ürünler ve hatta çocuk kitapları bile bu ekosistemin bir parçası. 2023 itibarıyla Walmart gibi büyük perakende zincirlerinde Pudgy Penguins oyuncakları yerini aldı. Üstelik bu oyuncakların her biriyle birlikte, “Pudgy World” adlı dijital evrene bağlanmak mümkün. Kısacası NFT sahipliği sadece ekrandan ibaret değil; fiziksel dünyada da bir yansıması var. Son 3 ayda en yüksek fiyatlardan satılan bazı Pudgy Penguins NFT'leri. Kaynak: NFTPriceFloor Sosyal medya tarafında da oldukça aktif bir topluluk var. Proje ekibi, sadece yatırımcılara değil, aynı zamanda Web3'e ilgisi olan ama teknik konulara hâkim olmayan kişilere de ulaşmayı hedefliyor. Mizahi içerikler, viral tweet’ler ve herkesin anlayabileceği bir dil kullanmaları da bu yüzden. Böylece sadece kripto topluluğuna hitap etmiyorlar - Web3’ü halkla buluşturmaya çalışıyorlar.2024 yılında Pudgy Penguins evrenine yepyeni bir katman daha eklendi: PENGU coin. Peki, PENGU coin nedir? Ayrıca PENGU token ne işe yarar? PENGU, Pudgy Penguins markasının dijital ve fiziksel dünyadaki varlığını güçlendiren bir araçtır. Topluluk katılımını teşvik ederken, kullanıcıların ekosistemle daha derin bir etkileşim kurmasını sağlar. Ayrıca, staking ve ödül programları aracılığıyla yatırımcılara ek gelir fırsatları sunar. Ayrıca PENGU, Pudgy World içindeki oyunlaştırma ve dijital etkileşimler için kullanılabilecek bir araç olarak düşünülüyor. Yani iş artık sadece NFT sahipliğiyle sınırlı değil; projenin ekonomisine doğrudan katılım da mümkün hale geliyor.PENGU token’ın çıkışıyla birlikte, projenin “play-to-own” ve “social-fi” gibi kavramlarla da kesişmesi bekleniyor. Peki bu noktaya nasıl gelindi? Şimdi, projenin en başına dönelim ve Pudgy Penguins’in dikkat çeken tarihçesine yakından bakalım.Pudgy Penguins’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıPudgy Penguins, az önce de bahsettiğimiz gibi Ethereum blockchain’inde Temmuz 2021’de çıkarılmış, aralarında koleksiyoncu ruhu taşıyan 8.888 sevimli penguen avatarından oluşan bir NFT serisi. Her bir NFT, çıkışında yaklaşık 0.03 ETH (o zamanki değeriyle yaklaşık 90 dolar) fiyatla saniyeler içinde satıldı. Koleksiyon, kısa sürede çığ gibi büyüdü: Ağustos 2021’de New York Times’ta bile yer alarak taban fiyatını 6.000 doların üzerine taşıdı. Başlangıçta eğlenceli dijital resimler olarak doğan bu proje, zamanla birer marka öyküsüne dönüşerek sadece NFT’den öte bir ekosisteme dönüştü.Pudgy Penguins, ilk ortaya çıktığında sadece bir NFT koleksiyonu olarak başlasa da, bugün çok daha geniş bir yapının parçası hâline geldi. PMI Toys iş birliğiyle geliştirilen lisanslı “Pudgy Toys” oyuncak serileri, showroomlardan raflara uzandı. Ayrıca yıllar içinde sosyal medyada milyonlarca takipçiye ve devasa bir görünürlüğe ulaştı (1,7 milyon Instagram takipçisi, 39 milyar GIF paylaşımı gibi). Bu gelişmeler, Pudgy Penguins’ı sanal sanat dünyasının ötesine taşıyarak gerçek dünyaya da köprü kuran bir Web3 markası haline getirdi. Özetle, Pudgy Penguins yalnızca bir NFT koleksiyonu değil; sahiplerine özgü haklar sunan, oyuncaklar ve oyunlar üreten ve kendi token’ı PENGU’ya sahip zengin bir ekosistem. Tarihçesini şu şekilde de özetleyebiliriz:Temmuz 2021: Pudgy Penguins serisi 8.888 rastgele üretilmiş penguen NFT’si olarak Ethereum’da piyasaya sürüldü. Her NFT 0.03 ETH’den satışa çıktı ve kısa sürede tükendi. Ağustos 2021’de New York Times’ta yer alarak müthiş bir ilgi gördü. Bu sayede koleksiyonun taban fiyatı birkaç ay içinde 6.000 doların üzerine fırladı.2022 Başları: NFT piyasası yavaşlayınca Pudgy Penguins de değer kaybetmeye başladı. Topluluk içinde proje kurucusu Cole Villemain (takma adıyla ColeThereum) hakkında yönetim eleştirileri arttı. 2022 başında yapılan bir topluluk oylamasıyla Villemain görevden alındı. Sonraki aylarda Luca Schnetzler (sosyal medyada Luca Netz olarak tanınıyor) liderliğindeki yatırımcı grubu, projenin anahtarlarını 750 ETH (yaklaşık 2,5 milyon dolar) ödeyerek devraldı. Luca Netz’in yönetimi devralmasıyla koleksiyon tekrar değer kazandı (duyurudan sonraki birkaç günde taban fiyat 4.300 dolardan 8.900 dolara çıktı).2022 Sonbahar – 2023: Yeni yönetim hızlıca yol haritasını genişletti. 2022 yılı ortalarında PMI Toys ortaklığıyla “Pudgy Toys” isimli fiziksel oyuncak serisi ilan edildi ve NFT sahiplerinin tasarımlarının lisanslı ürünlere dönüştürülmesine olanak tanındı. NFT’ler, OverpassIP platformu aracılığıyla lisanslandı ve böylece oyuncak satışlarından gelirin önemli bir kısmı NFT sahiplerine aktarıldı. Mayıs 2023’te ilk oyuncak serisi Amazon’dan satışa çıktı; sonrasında Walmart, Target, Walgreens gibi dünya devlerinde de yer aldı. Bu serinin ilk yılında 750.000’den fazla ürün satıldı ve 10 milyon doların üzerinde gelir elde edildi. Aynı dönemde sosyal medya takipçi sayısı inanılmaz bir ivme yakaladı (2022 Temmuz’dan 2023 sonuna kadar Instagram takipçileri 100 binden 1,7 milyona ulaştı) ve Pudgy Penguins’ın marka değeri pekişti. 2023 içinde ekip 9 milyon dolar yatırım aldı ve WME ajansıyla anlaştı.2024 – PENGU Token: Kasım 2024’te Pudgy Penguins, kendi ekosistem token’ı PENGU’yu çıkaracağını duyurdu. Bu token, öncelikle pudgy NFT sahipleri ve diğer Web3 katılımcıları için Solana ağında dağıtıldı. Aralık 2024’te her NFT’ye sahibine 1,7 milyon PENGU token bölüştürüldü. Böylece Pudgy topluluğu bir token ekonomisiyle de ödüllendirildi. PENGU token dağıtım haritası 2025 ve Ötesi: Nisan 2025’te PENGU ekosistemi Solana ağında bir “PENGU Validator” doğrulayıcısı hizmete girdi. NFT ve token çabaları sürerken, Igloo Inc. şirketi altında “Pudgy World” adlı bir Pudgy Penguins metaverse projesi ve oyunu üzerine çalışıyorlar. Eğlenceli ve erişilebilir bir Web3 oyunu olarak tasarlanan oyun, milyonlarca insanı blockchain alanına dahil etmeyi hedefliyor. Oyuncular dijital penguen karakterlerini keşfedip özelleştirebilir, görevleri tamamlayabilir ve bir toplulukla bağlantı kurabilirler. Mythical Games ile geliştirilmekte olan “Pudgy Party” adlı bir mobil oyun gibi yeni projeler de yolda. Pudgy Party, çeşitli parkurlarda gezinen penguen temalı avatarların yer aldığı, işbirlikçi ve rekabetçi oynanışa odaklanan sosyal, parti tabanlı bir oyun olarak tanıtılıyor. Oyun, her beceri seviyesinden oyuncunun eğlenceye katılmasına olanak tanıyan "topla ve oyna" mekaniğini vurguluyor.PENGU Neden Değerli?PENGU, sadece bir kripto token olmanın ötesine geçerek, Pudgy Penguins ekosisteminin temel yapı taşlarından biri haline geldi. Aralık 2024’te Solana ağı üzerinde piyasaya sürülen PENGU token, topluluğu genişletmek, kullanıcı bağlılığını artırmak ve Pudgy markasını hem Web3 hem de geleneksel mecralarda daha güçlü bir hale getirmek amacıyla tasarlandı. Ancak PENGU’yu değerli kılan unsurlar, teknik altyapısının çok daha ötesine uzanıyor.NFT sahiplerine ödül, erişim ve gelir paylaşımıPENGU token, Pudgy Penguins NFT sahiplerine özel ayrıcalıklar sunmak üzere kurgulandı. Bu ayrıcalıklar arasında topluluk içi oylamalara katılım, staking yoluyla pasif gelir elde etme ve sadakat programları yer alıyor. Aynı zamanda gelecekte planlanan lisans geliri paylaşımı, NFT sahiplerinin sahip oldukları karakterlerden pasif gelir kazanmasına da imkân tanıyabilir. Bu model, NFT’yi sadece bir koleksiyon öğesi değil, aynı zamanda gelir potansiyeli taşıyan bir dijital varlık haline getiriyor. Böylece yatırımcıların elde tuttukları NFT’ler, zamanla ekonomik faydaya dönüşme potansiyeline sahip oluyor. Pudgy Penguins için 24 saatlik istatistikler. Kaynak: Magic Eden Web2 ve Web3 arasında köprü kuruyorPudgy Penguins, Web3 dünyasının getirdiği teknolojik yenilikleri, Web2’deki kullanıcı dostu deneyimlerle harmanlayan nadir projelerden biri. Fiziksel oyuncaklardan sosyal medya içeriklerine kadar uzanan bu strateji, PENGU token’ın da iki dünya arasında bir bağ kurmasını sağlıyor. PENGU, hem dijital dünyadaki Web3 kullanıcıları için bir etkileşim ve yatırım aracı, hem de fiziksel ürünlere entegre edilen bir sadakat mekanizması görevi görüyor. Yani token sadece dijital cüzdanlarda değil, gerçek dünyada da bir karşılık buluyor.Dijital ve fiziksel ekosistemde kullanım alanı sağlıyorPENGU token, ekosistem içinde çok sayıda kullanım alanına sahip. Öncelikle, Pudgy World içinde oyunlaştırılmış etkileşimlerde kullanılabiliyor. Bunun dışında fiziksel ve dijital ürünlerde ödeme aracı olarak işlev görmesi hedefleniyor. Örneğin, Pudgy Penguins’in dünya genelinde satışta olan fiziksel oyuncakları da bu ekosistemin bir parçası; gelecekte bu ürünlerde PENGU ile ödeme yapılabilmesi veya sahiplerine özel avantajlar sunulması gündemde. Küçük bir Pudgy Penguins oyuncak koleksiyonu. Kaynak: PudgyMedia/ Pudgy Penguins toy collection ABD merkezli mağaza zinciri Walmart'ta satılan oyuncaklar. Kaynak: Walmart Ayrıca PENGU stake edilerek pasif gelir elde etmek de mümkün. PENGU stake sistemi nasıl işliyor? Proje, Solana ağı üzerinde kendi validator’ını (Pengu Validator) kurarak kullanıcıların SOL stake etmesini sağlıyor ve bu doğrultuda %7 ila %11 arasında değişen yıllık getiri (APY) sunuyor. Böylece token sadece içsel değil, harici bir ekonomik değer üretme kapasitesine de sahip oluyor.Güçlü marka, yüksek görünürlükPENGU’nun değerinin arkasında sadece teknik özellikler değil, aynı zamanda Pudgy Penguins’in markalaşma başarısı da yatıyor. CoinMarketCap’te milyonlarca kişi tarafından takip ediliyor. Sosyal medya platformlarında da geniş bir takipçi kitlesine sahip olan Pudgy Penguins, aynı zamanda Walmart gibi dev perakende zincirlerinde satılan oyuncaklarıyla fiziksel dünyada da büyük görünürlük kazandı. Ayrıca NFT ve Web3 dünyasında düzenlenen etkinliklerde sık sık karşımıza çıkan bu marka, her yeni adımıyla topluluğunu büyütmeyi sürdürüyor.PENGU token’ın toplam arzı sabit şekilde 88,888,888,888 olarak belirlenmiş durumda ve bunun yaklaşık 62,86 milyarı şu anda dolaşımda. Piyasa değeri ise 900 milyon dolar sınırına yaklaşmış durumda. Pudgy Penguins’in Kurucusu Kimdir?Pudgy Penguins projesi ilk olarak 2021 yılında Cole Villemain (ColeThereum) ve birkaç kişilik bir ekip tarafından başlatıldı. Proje hızlı bir çıkış yakalasa da, zamanla özellikle şeffaflık eksikliği ve toplulukla yeterince iletişim kurulamaması gibi nedenlerle ciddi eleştiriler aldı. 2022’nin başlarında yaşanan bu kriz ortamı, topluluğun içinden gelen tepkilerle birleşince, Cole Villemain projeden uzaklaştırılmak zorunda kaldı. Bu noktada Pudgy Penguins’in geleceği büyük bir soru işaretine dönüşmüştü.İşte tam bu sırada devreye genç girişimci Luca Schnetzler (sosyal medyada bilinen adıyla Luca Netz) girdi. Peki Luca Netz kimdir? 2022 Nisan ayında, projeyi satın alarak hem CEO görevini üstlendi hem de projeye yepyeni bir yön verdi. Bu satın alım, sadece bir kriz yönetimi değil; aynı zamanda Pudgy Penguins'in küllerinden doğduğu bir yeniden doğuş süreciydi. Luca’nın daha önce moda ve e-ticaret alanında edindiği tecrübe, projeyi yalnızca NFT koleksiyonculuğuyla sınırlı kalmayan bir Web3 markasına dönüştürmesinde önemli rol oynadı. Luca Netz, Walmart'ta Pudgy Penguins standında. Luca Netz’in liderliğiyle birlikte Pudgy Penguins bambaşka bir kimliğe büründü. Topluluğun güvenini yeniden kazanmak için ilk adım olarak şeffaf iletişim stratejileri geliştirildi. Ardından marka stratejisi elden geçirildi, fiziksel ürünler (özellikle oyuncaklar), lisans anlaşmaları ve dijital deneyimlerle desteklenen bir yol haritası çizildi. Birçok kişi için projenin artık “ölü” olduğu düşünülürken, Luca ve ekibi Pudgy Penguins’i yalnızca hayata döndürmekle kalmadı, aynı zamanda Web3’ün en sevilen ve en çok konuşulan markalarından biri haline getirdi.Özellikle fiziksel oyuncakların Walmart gibi büyük zincirlerde satılması, sosyal medyada viral içeriklerle kitlesel etkileşim yaratılması ve Pudgy World gibi dijital deneyimlerin başlatılması, bu yeniden doğuşun temel yapı taşlarını oluşturdu. Luca Netz'in projeyi sahiplenmesinden sonra, Pudgy Penguins topluluğu sadece NFT sahipleri değil, aynı zamanda markanın şekillenmesine katkı sunan bir ekosistemin aktif üyeleri haline geldi. Geliştirilen sadakat programları, oyunlaştırılmış topluluk görevleri ve yönetişim temelli fikir alışverişleri, topluluğun katılımını üst seviyeye çıkardı. Her ne kadar resmi bir DAO (merkeziyetsiz otonom organizasyon) yapısı oluşturulmamış olsa da, karar alma süreçlerinde topluluğun aktif şekilde dahil edilmesi ve belirli konuların oylamaya açılması, projenin adım adım DAO-benzeri bir modele yaklaştığını gösteriyor.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Pudgy Penguens’e yönelik sıkça sorulan sorular yer alıyor:Pudgy Penguins nedir, nasıl ortaya çıktı? Pudgy Penguins, Ethereum blokzincirinde 2021’de piyasaya sürülen 8.888 adet penguen NFT koleksiyonudur. Başlangıçta her NFT 0.03 ETH’den satıldı ve koleksiyon kısa sürede hızla popüler oldu. Ağustos 2021’de New York Times’da yer alarak geniş kitlelerin dikkatini çekti. Zaman içinde dijital sanatın ötesine geçip lisanslı oyuncak ve ürünleri olan bir marka haline geldi (oyuncak satışları 10 milyon doları aştı).PENGU token ne işe yarar? PENGU, Pudgy Penguins’ın resmi yerel token’ıdır. Projenin topluluğunu büyütmek, üyelere ödüller dağıtmak ve proje yönetimine katılım sağlamak için tasarlanmıştır. Resmi açıklamalara göre, PENGU token sahiplerine staking yapma, oylamalara katılma ve ekosistemde işlem yapma gibi fırsatlar sunacaktır.NFT sahipleri hangi ayrıcalıklara sahip? Pudgy Penguins NFT sahipleri çeşitli ayrıcalıklara sahiptir. Örneğin her bir NFT sahibine bir lisanslayan koleksiyon sahipleri, bu görseller ticari ürünlerde kullanıldığında elde edilen gelirin bir kısmına (toy başına %20’ye varan pay) ortak olabiliyor. Bu sayede NFT sahipleri hem dijital hem de fiziksel gelirlerden pay alıyor.Fiziksel ürün gelirleriyle NFT sahipleri nasıl kazanç sağlar? Pudgy Penguins, sahiplerinin NFT’lerini ticari ürünlere dönüştürebilmesi için OverpassIP adlı bir lisans modelini hayata geçirdi. Bu sistemde NFT sahipleri, örneğin pembe penguen tasarımlı oyuncaklar satıldığında gelirlerin bir bölümünü telif ücreti olarak alıyorlar. OverpassIP’e göre bazı ürünlerde bu pay %20’lere kadar çıkabiliyor. Böylece NFT sahipleri sadece koleksiyonu ellerinde tutmakla kalmıyor, satışlardan pasif gelir de elde ediyor.Projenin kurucusu kimdir? Pudgy Penguins’in orijinal kurucusu Cole Villemain’dır. Ancak topluluk kararlarıyla 2022 başında projeden ayrıldı. Günümüzde projeyi önde yöneten isim ise Luca Schnetzler’tir (sosyal medya adıyla Luca Netz). Sevimliliğin Web3’le buluştuğu noktada PENGU seni bekliyor! Pudgy Penguins dünyasını daha yakından tanımak için JR Kripto Rehber serimizi takip et!

·
26 Haz 2025
Pudgy Penguins (PENGU) Nedir?

Enjin Coin (ENJ) Nedir?

Blockchain teknolojisiyle oyun (gaming) dünyasının kesişiminde yer alan projeler, dijital varlıkların mülkiyetini ve kullanımını yeniden tanımlıyor. Bu alanda öne çıkan isimlerden biri de Enjin Coin (ENJ) ve arkasındaki güçlü altyapı olan blockchain gaming platform Enjin. NFT’lerin yaratımı, yönetimi ve oyunlara entegrasyonu gibi alanlarda sunduğu yenilikçi çözümlerle dikkat çeken kripto, sadece bir kripto para birimi değil; aynı zamanda geliştiriciler ve kullanıcılar için uçtan uca bir dijital varlık ekosistemi sunuyor. Bu rehberde, Enjin Coin’in ne olduğuna, nasıl çalıştığına ve neden blockchain tabanlı oyun dünyasında bu kadar önemli bir yer tuttuğuna dair kapsamlı bir inceleme bulacaksınız.Enjin’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıBir oyunda karakterinizin zırhını güncellemek, özel bir skin açmak ya da efsanevi bir silah almak için harcadığınız coinlerin gerçekten size ait olduğunu düşünün. Yani sadece oyunda değil, blockchain üzerinde de bu varlıkların sahibi olduğunuzu… İşte Enjin, tam da bu noktada devreye giriyor. Dijital mülkiyeti oyuncuların ellerine vermeyi hedefleyen Enjin, oyun içi varlıkların blockchain üzerinde temsil edilmesini sağlayan kapsamlı bir ekosistem sunuyor.Peki, tam olarak Enjin platformu nedir? Bu alanda nasıl bir fark yaratıyor? Enjin, oyunlar ve uygulamalar için yeni nesil deneyimler oluşturmayı amaçlayan, blockchain tabanlı kapsamlı bir ekosistemdir. Bu ekosistemin temelinde, özellikle oyun içi kripto varlıkların tokenlaştırılması ve bu varlıkların kullanıcıya ait olmasını sağlama vizyonu yatar. Enjin'in en belirgin özelliği, NFT'lerin blockchain'in protokol seviyesinde entegre edilmesidir. Bu temel tasarım, kripto varlıkların oluşturulmasını, yönetilmesini ve entegre edilmesini önemli ölçüde kolaylaştırarak geliştirme sürecini basitleştirir, güvenliği artırır ve gerçek dijital mülkiyeti mümkün kılar.Enjin'in kökleri aslında blockchain dünyasından öncesine, 2009 yılına dayanıyor. Bu tarihte bir oyun topluluğu platformu olan Enjin Network olarak kuruldu. Oyun topluluğu yönetim araçları, 20 milyondan fazla Minecraft kullanıcısının bağlantıda kalmasına ve güçlü ağlar oluşturmasına yardımcı oldu. Şirket, 2017 yılında blockchain sektörüne yöneldi. Bu yöneliş, bir İlk Coin Teklifi (ICO) ile gerçekleşti ve yaklaşık 18.9 milyon dolar toplandı. Bu ICO, ENJ token'ın piyasaya sürülmesine öncülük etti. Enjin'in ICO'su 2017'de gerçekleşti. Kaynak: ICODrops ENJ token ne işe yarar sorusunun cevabını bu noktada vermek gerekiyor. Söz konusu token, Enjin ekosisteminin merkezinde. Yani ENJ, Enjin Blockchain'i ve buna eşlik eden ürünleri ve hizmetleri destekleyen bir yönetim ve kullanım (utility) tokenı. ENJ'nin 2023’e kadar ERC-20 tabanlı bir token olduğunu da belirtmekte fayda var. Bu, bir Ethereum cüzdanı kullanılarak gönderilip alınabileceği anlamına geliyor.ENJ token, NFT'lerin üretimi, ticareti ve oyunlarda kullanımı için altyapı sunar. Geliştiriciler, Enjin platformu ile token basmak için Enjin Coin kullanmak zorundadır. Gerekli miktarda ENJ tokenı, geliştiricilerin cüzdanlarından çıkarılır ve oluşturdukları varlıkların içine kilitlenir. Bu işlem, tokenları piyasadan etkin bir şekilde çıkarır, NFT kıtlığı (scarcity) yaratır ve tokene net bir kullanım alanı sağlar. Bu kilitlenen ENJ, daha sonra NFT'leri "eriterek" (yakarak) geri kazanılabilir. Bu fonksiyon, kullanıcıların blockchain varlıklarını yok ederek içindeki Enjin Coin değerini geri almalarını sağlar. Bir NFT yaratıcısı, varlıklarına ENJ "aşılayabilir" (infuse edebilir), böylece bir rezerve değer oluşturur. Genel olarak bu da NFT'nin nadirliğine yarar sağlar. Yani ENJ ile blockchain varlıkları basmak, NFT’leri çıkaranlara ve kullanıcılara bir çok fayda sunuyor. Zira NFT'lere bir rezerve değer aşılar, şeffaflığı ve nadirliği garanti eder, kullanıcılara anında likidite sağlıyor ve oyunlar ile uygulamalarda kullanım alanı yaratıyor.Özetle, Enjin sadece bir blockchain değil; tokenlaştırılmış kripto varlıkların oluşturulmasını, dağıtılmasını, saklanmasını, ticaretini ve hatta entegrasyonunu sağlayan, birbiriyle bağlantılı araç ve hizmetlerden oluşan kapsamlı bir ekosistem. Bu ekosistem, hem oyun hem de kurumsal kullanım durumlarına odaklanıyor.Enjin’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıEnjin'in blockchain yolculuğu, oyun topluluğu köklerinden ilham alarak şekillenmiştir. İşte Enjin'in tarihinde öne çıkan bazı noktalar:2009: Enjin Network, oyun topluluğu platformu olarak uygulamaya geçtiEnjin, 2009 yılında Maxim Blagov ve Witek Radomski tarafından, oyuncuların kendi topluluklarını oluşturabilecekleri bir platform olarak kuruldu. Enjin Network, kullanıcıların oyun klanları için web siteleri, forumlar ve uygulamalar oluşturmasına olanak tanıyan bir araç seti sundu. Bu platform, kısa sürede 20 milyondan fazla kullanıcıya ulaşarak, oyuncular arasında popüler bir topluluk merkezi haline geldi2017: ENJ token piyasalara giriş yaptı2017 yılında Enjin, blockchain teknolojisine geçiş yaparak Enjin Coin (ENJ) adlı kendi kripto para birimini tanıttı. Bu geçiş, Enjin'in oyun içi kripto varlıkların tokenleştirilmesi ve yönetimi konusundaki vizyonunu gerçekleştirmeye yönelik önemli bir adım oldu. Enjin Coin'in tanıtımı, Temmuz 2017'de duyuruldu ve Ethereum ana ağı üzerinde Haziran 2018'de resmi olarak başlatıldı.2018–2020: Unity SDK, Ethereum tabanlı varlık cüzdanı ve ERC-1155 standardı duyurulduEnjin, Ocak 2018'de Enjin Wallet'ın Android sürümünü yayınladı. Birkaç ay sonra iOS sürümü de kullanıma sunuldu. Enjin Wallet, Enjin ekosistemi ve ötesinden NFT'leri ve diğer kripto varlıkları saklamak, yönetmek ve ticaretini yapmak için güvenli ve kullanıcı dostu bir mobil cüzdan. 1 milyondan fazla indirme ile özelliklerle dolu olduğu belirtilmekte. Cüzdanın oyunlar ve uygulamalarla sorunsuz bir şekilde bağlantı kurabilmesi dikkat çekiyor.2018 yazında Enjin, Ethereum ana ağında Enjin Platformu'nu resmen başlattı. Bu platform, diğer oyun geliştiricilerinin oyun içi Ethereum tokenları olarak fungible ve non-fungible varlıkları çıkarmasına olanak tanıyan bir hizmet olarak platform.Haziran 2018'de Enjin CTO'su Witek Radomski, ERC-1155 Multi Token Standardı'nın ilk versiyonunu Ethereum'un Github deposuna gönderdi. Bu standart, bir yıl sonra, 17 Haziran 2019'da final statüye yükseldi ve resmi bir Ethereum token standardı oldu. ERC-1155 standardının kabul edilmesi, Enjin'in tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri ve Enjin NFT altyapısı için temel bir bileşen haline geldi.Enjin, Unity ile bir SDK başlatmak için ortaklık kurdu. Bu SDK, Unity'nin 4.5 milyon ekosistem geliştiricisi için blockchain'i uygulamalarına ve oyunlarına entegre etmeyi kolaylaştırmayı amaçlıyordu. 2022'de Java, C#, C++ ve Unity için yeni SDK'ların piyasaya sürülmesinin, ardından Unreal Engine SDK'sının geleceği duyuruldu. Bu SDK'lar, geliştiricilere Enjin Platformu ile iletişim kurmada yardımcı olacak sınıflar ve hizmetler sağlar.2021–2023: JumpNet, Efinity ve Polkadot tabanlı NFT çözümleri piyasaya sürüldüHaziran 2021'de Enjin JumpNet halka açıldı. JumpNet, kullanıcıların gas ücreti (işlem ücreti) ödemeden NFT basmalarına, göndermelerine ve ticaretini yapmalarına olanak tanıyan bir blockchain ağı. Bu, özellikle düşük değerli NFT'lerin mint edilmesini ekonomik hale getirerek ENJ coin kullanım alanı için genişleme anlamına geldi. JumpNet, işlemleri ücretsiz sunmak için ağdaki her adres için bir dizi limit uygular. JumpNet, 99.99% daha az enerji tüketimiyle çevre dostu bir çözüm olarak sunulur.Mart 2022'de Enjin, Efinity parachain'inin Polkadot üzerinde canlı olduğunu duyurdu. Efinity, ölçeklenebilir, uygun fiyatlı ve zincirler arası NFT çözümleri sağlamak için tasarlandı. Polkadot, Web 3.0 vizyonunu desteklemek için piyasaya girdi. Ayrıca gerçek birlikte çalışabilirlik, ekonomik ve işlemsel ölçeklenebilirlik, kolay blockchain yeniliği, enerji verimliliği, güvenlik ve kullanıcı odaklı yönetişim gibi prensiplere dayanıyor. Efinity'nin ilk sürümü, çekirdek işlevsellik ve zincir kararlılığına odaklıydı. Geliştiriciler, işlem başına 2.200'e kadar tokenı ayrı cüzdanlara basabiliyor ve toplu transferler benzer sayılara izin verebiliyor. Efinity, herhangi bir kripto para birimini veya NFT'yi olduğu gibi barındırabilen, çapraz zincir bir sistem yaratmayı amaçlıyor. Kullanıcıların varlıklarını, yaratıcının iznini istemeden Efinity'ye taşıyabilecekleri de belirtilmekte.Eylül 2023'te ENJ tokenı, Ethereum ana ağından Enjin Blockchain'deki nihai evine göç etti. Enjin Blockchain, NFT işlemleri için özel olarak oluşturulmuş, Substrate tabanlı bir proof-of-stake blockchaini. ENJ Coin, zincirin yerel tokenı olarak hareket eder. Efinity, Enjin Wallet ve JumpNet'in işleyişi. Kaynak: TokenInsight Enjin Neden Değerli?Şimdiye kadar Enjin, sadece blockchain üzerindeki bir oyun projesi değil, aynı zamanda kripto varlıkların geleceğine yön veren bir teknoloji platformu gibi duruyor… Peki Enjin’in değeri tam olarak nereden geliyor?Oyun içi varlıkların tokenlaştırılması ve mülkiyetin kullanıcıya geçmesini sağlıyorEnjin, oyun geliştiricilerinin oyun içi eşyaları, karakterleri veya aksesuarları gibi dijital varlıkları blockchain üzerinde tokenlaştırmasına olanak tanıyor. Bu varlıklar, NFT'ler veya fungible tokenlar şeklinde olabilir. Bu tokenlaştırma süreci, kullanıcılara kripto varlıkların gerçek mülkiyetini verir. Oyuncular bu varlıklara gerçekten sahip olabilir, oyunlarda kullanabilir, takas edebilir veya satabilirler. Bu, geleneksel oyun modellerinden farklı olarak, oyuncuların yatırım yaptıkları sanal öğeler üzerinde tam kontrole sahip olmalarını sağlar.ENJ token ile kripto varlıklara doğrudan değer kazandırılabiliyorEnjin'in benzersiz yönlerinden biri, platformla basılan her tokenın doğrudan ENJ tarafından desteklenmesi. Geliştiricilerin, bu dijital öğeleri basmak (mint etmek) için ENJ tokenlarını kilitlemeleri yetiyor. Bu "aşılama" (infusion) süreci, tokenın içine bir rezerve değer yerleştiriyor. Token sahibi, bu aşılanmış ENJ'yi herhangi bir zamanda tokenı eriterek geri alabiliyor. Bu, dijital varlıklara piyasa değerinin yanı sıra içsel bir değer sağlıyor. Söz konusu durum, özellikle ENJ coin oyun sektörü için büyük önem taşıyor, çünkü oyun içi eşyalara gerçek dünya likiditesi kazandırıyor. Üstelik kripto para bazlı oyunların önünü açıyor. Aynı zamanda, NFT'lerin nadirliğini artırıyor. Enjin tabanlı NFT pazaryeri NFT.io'daki en popüler token'lar. ERC-1155 standardı sayesinde verimli NFT kullanımı sağlıyorEnjin'in CTO'su Witek Radomski tarafından öncülük edilen ERC-1155 standardı, Enjin ekosisteminin verimliliğini ve esnekliğini artıran kritik bir bileşen. Geleneksel olarak, ERC-20 veya ERC-721 tokenları için her yeni token "sınıfı" için yeni bir akıllı sözleşme dağıtılması gerekiyordu. Ancak ERC-1155'in temel konsepti, tek bir akıllı sözleşmenin sonsuz sayıda tokenı yönetebilmesi. Bu da, oyunlar için çok çeşitli öğeleri (silahlar, zırhlar, iksirler vb.) tek bir sözleşme altında tutmayı mümkün kılar. ERC-1155’in özelliklerine yakından bakalım:ERC-1155, toplu transferlere olanak tanır. Birden fazla token, tek bir işlemde gönderilebilir. Bu, gas maliyetlerinde önemli tasarruflar sağlar ve tekli transferlerde her blok için bekleme ihtiyacını ortadan kaldırır.Standart, metadata (token bilgileri) için de iyileştirmeler getirdi. Token adları veya sembolleri gibi bilgilerin blockchain üzerinde depolanması yerine, harici JSON dosyalarına taşınmıştır. ERC-1155, "{id}" ikame dizesini kullanarak, herhangi bir ek veri depolamadan sonsuz sayıda token URI’ına (karakter dizisi) işaret edebilir. Bu, büyük token koleksiyonları için metadata görüntüleme yükünü önemli ölçüde azaltır. JSON formatı sayesinde yerelleştirme (çoklu dil desteği) de mümkün.ERC-1155'in dikkat çekici bir diğer özelliği, bir tokenı bir adrese göndererek belirleyici bir akıllı sözleşme fonksiyonunu yürütebilme yeteneği. Yani tokenların otomatik olarak takas edilmesini, oyun fonksiyonlarını tetiklemesini veya sarılmasını, dönüştürülmesini, üretilmesini veya emanete alınmasını sağlayabilir. Bu yetenek, tokenların kaybolma riski olmadan güvenilir akıllı sözleşme ağları kurmaya olanak tanır.ERC-1155, event loglarının (sistemin kronolojik kaydı) tüm güncel token bakiyelerinin doğru bir kaydını oluşturmak için yeterli veri sağlayacağını da garanti ediyor. Bu, veri tabanları ve explorer'ların her ERC-1155 tokenının standartlaştırılmış bir kaydını oluşturmasını, her türlü ticaret veya token basma işlemlerini izlemesini mümkün kılıyor. ERC-1155'in işlem süreci. Kaynak: WallStreetMojo JumpNet ve Efinity ile hızlı, düşük maliyetli işlemler ve zincirler arası geçiş sunuyorJumpNet’in devreye girmesiyle birlikte NFT işlemleri yepyeni bir boyut kazandı. Kullanıcılar artık işlem ücretleriyle uğraşmadan NFT basabiliyor, gönderebiliyor ya da takas edebiliyor. Özellikle Web3 oyun çözümleri geliştiren ekipler için bu, kullanıcı deneyimini ciddi şekilde kolaylaştırıyor. Düşük maliyetli ve hızlı işlemler, bu tür projelerin önünü açıyor.Efinity ise işin daha geniş, zincirler arası kısmına odaklanıyor. Polkadot’un parachain teknolojisiyle inşa edilen bu altyapı, farklı blockchain’ler arasında NFT’lerin rahatça hareket etmesini sağlıyor. Yani, zincirler arası NFT çözümleri için oldukça esnek ve güçlü bir zemin sunuyor. Kullanıcılar, varlıklarını başka bir ağdan Efinity’ye kolayca taşıyabiliyor ve bu sistem aynı zamanda toplu transferler gibi özelliklerle de verimliliği artırıyor.ENJ token staking ve yönetişimi, ekosistemin merkezindeGelelim ENJ Coin’in ekosistem içindeki rolüne. Enjin Blockchain, Proof-of-Stake mekanizmasıyla çalışıyor. Bu sayede ENJ sahipleri tokenlarını stake ederek hem ağ güvenliğine katkı sağlıyor hem de yönetişim süreçlerine katılma hakkı elde ediyor. Üstelik staking yapan kullanıcılar ödül kazanma şansına da sahip. Enjin Blockchain’de yapılan işlemlerin ücretleri de yine ENJ ile ödeniyor.Enjin, teknoloji devleriyle ortaklık kurduTüm bu parçalar bir araya geldiğinde, Enjin; kripto varlıklar, NFT'ler ve özellikle oyunlar söz konusu olduğunda öne çıkan güçlü bir yapı haline geliyor. Ekosistemi ise oldukça geniş: ENJ coin geleceği, bu teknolojilerin ne kadar yaygın benimseneceğine ve Enjin’in bu alanda sunduğu yeniliklere bağlı. Microsoft, Samsung, Unity ve Atari gibi büyük markalarla yapılan iş birlikleri ile platform, kullanıcıları heyecanlandırmayı başarıyor. Enjin’in kayda değer ortaklıkları şu şekilde:Microsoft: Microsoft, Azure Heroes adlı sosyal ödül programını yürütmek için Enjin’in teknolojisini kullanıyor. Bu program, katkıda bulunanları dijital rozetlerle ödüllendiriyor.Samsung: Samsung, Galaxy S10 modelinde yer alan Blockchain Keystore'u Enjin Cüzdanı ile entegre ederek kullanıcılarına blockchain tabanlı varlıkları güvenli bir şekilde saklama imkanı sunuyor.Unity: Enjin, Unity'nin 4,5 milyon geliştiricisinin blockchain teknolojisini oyunlarına entegre etmesini kolaylaştırmak amacıyla bir SDK başlattı.BMW: BMW, Vantage uygulaması aracılığıyla kullanıcılarının BMW Coin ödül puanlarını Enjin Coin'e dönüştürmelerini sağlamak için Enjin ile ortaklık kurdu.Atari: Enjin, ikonik oyun markası Atari ile iş birliği yaparak Atari'nin blockchain tabanlı oyunlara entegrasyonunu sağladı.Ubisoft: Ubisoft, Enjin ile iş birliği yaparak blockchain teknolojisini oyunlarına entegre etmeyi hedefledi. Enjin’in Kurucusu Kim?Her güçlü projenin arkasındaki iyi fikir kadar, o fikri hayata geçiren doğru insanları da bilmek gerekiyor. Peki, bu bağlamda ENJ kurucusu kim oluyor? Enjin’in kurucuları Maxim Blagov (CEO) ve Witek Radomski (CTO). İkili, 2009’da bir oyun topluluğu platformu olarak başlayan Enjin’in başındaydı; yani işin özünde oyun dünyası hep vardı. Özellikle CTO Witek Radomski, blockchain alanında adını duyurmuş önemli bir isim. Çünkü bugün NFT’lerin verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan ERC-1155 standardının arkasındaki geliştirici o. İlk versiyonu 2018’de duyurulan bu standart, yukarıda da bahsettiğimiz üzere 2019’da Ethereum ekosisteminde resmi olarak kabul edildi ve Enjin’in NFT altyapısının da temel taşlarından biri haline geldi. Witek Radomski, Blockchain Game Summit'te Diğer yandan Maxim Blagov da Enjin’in kurucu ortağı olmasının yanı sıra; yaratıcı yöneticilik, yazılım proje yönetimi ve pazarlama konularında 18 yılı aşkın deneyime sahip. Şu anda CEO olarak görev yapan Blagov, Avustralya'daki University of Technology Sydney'den Bilgisayar Bilimleri alanında lisans derecesine sahip.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Sonuç olarak, Enjin Coin (ENJ) sadece bir kripto para birimi değil, oyun dünyasını ve kripto varlık mülkiyetini dönüştürmeyi hedefleyen kapsamlı bir ekosistemin “yakıtı”. ERC-1155 gibi yenilikçi standartlar, ölçeklendirme çözümleri ve ENJ'nin kripto varlıklara değer katma rolü, Enjin'i bu alanda önemli bir oyuncu yapıyor. Umarız bu rehber, Enjin ve ENJ hakkında merak ettiğiniz birçok soruya cevap vermiştir. Ama vermediyse, aşağıda sıkça sorulan soruları bulabilirsiniz:Enjin Coin nedir ve hangi sorunu çözer?: Enjin Coin (ENJ), kripto varlıkların oyunlar ve uygulamalar içinde tokenlaştırılmasını sağlayan bir blockchain altyapısıdır. Oyuncuların oyun içi varlıklar üzerinde gerçek mülkiyet sahibi olmasını sağlar ve bu varlıkların güvenli, şeffaf ve kolayca takas edilebilir olmasını amaçlar.ENJ token ne işe yarar?: ENJ, Enjin ekosisteminde NFT üretmek, stake etmek, işlem ücretlerini ödemek ve yönetişimde oy kullanmak için kullanılır. NFT'lerin içine kilitlenerek onlara içsel bir değer kazandırır.Enjin ile NFT nasıl üretilir?: Geliştiriciler, Enjin platformu üzerinden NFT basmak için belirli miktarda ENJ token kilitler. Bu işlemle oluşturulan varlıklar hem değerli olur hem de Enjin cüzdanı üzerinden kolayca yönetilebilir.JumpNet ve Efinity nedir?: JumpNet, gas ücreti olmadan hızlı ve ücretsiz NFT işlemleri yapılmasını sağlayan bir Enjin ağıdır. Efinity ise Polkadot üzerinde geliştirilen, zincirler arası NFT uyumluluğu sunan bir parachain’dir. Her ikisi de Web3 oyun çözümleri için tasarlanmıştır.Enjin oyun dünyasına ne katıyor?: Enjin, oyun içi eşyaların NFT'lere dönüştürülmesini, bu varlıkların alınıp satılabilmesini ve farklı oyunlarda kullanılabilmesini mümkün kılar. Böylece oyun deneyimini daha kişisel, değerli ve kalıcı hale getirir.Oyun ve NFT dünyasının blockchain ile birleştiği noktada yer alan Enjin Coin’i daha iyi anlamak için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeye devam edin.

·
26 Haz 2025
Enjin Coin (ENJ) Nedir?

Yükselenler

Düşenler

Light mode logo
Herhangi bir sorunuz var mı?Eğer herhangi bir sorunuz varsa, bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
© 2025 JrKripto. Tüm hakları saklıdır.